Sadr Hareketi Temsilcilerinin Irak Parlamentosundan İstifası
Irak parlamentosunda Sadr Hareketi temsilcilerinin toplu istifalarının ardından bölge ve Irak siyasi çevrelerinde bu toplu istifanın ardından bu ülkedeki senaryonların nasıl gelişeceği sorusu sık sık sorulmaya başlandı.
Çoğu bölge ve Irak siyasi ve sosyal çevrelerinde, parlamentonun feshedilmesi, sokak kavgaları ve çatışmalarının çıkması ve istifa eden milletvekillerinin Sadr Hareketi ve partisinin aynı listesinden yedek milletvekilleriyle değiştirilmesi üç olası seçenek ve senaryo olarak ele alınmaya başlandı. Ancak buradaki asıl nokta, Sadr Hareketi eylemlerinin farklı bir şey olduğu, ancak bazı iç siyasi güçlerin, özellikle de yabancı isyancıların fırsatçılığı ve fırsatı ele geçirmeye çalışmalarının başka bir şey olduğu söylenmelidir. Bu bağlamda, Irak parlamentosunun Sünni sözcüsü Muhammed Halbusi ve Sadr koalisyonunun katılımıyla yeni bir hükümet kurması beklenen ancak sekiz ay sonra başarısız olan Irak Kürdistan Bölgesi Mesud Barzani'nin Sadr'ın temsilcilerinin toplu istifasını hemen memnuniyetle karşıladı, ve bu girişimi bir fedakarlık olarak adlandırdılar. Halbuki bu tutumlar şüpheli ve kuşku uyandırıcı olarak görüldü.
Öte yandan, birkaç aydır Biden yönetiminin Ortadoğu'daki belirtilen pozisyonlarından ve tutumlarından adım adım geri çekilmesinin ardından, Trump döneminin plan ve projeleri yeniden üretiliyor ve bu bağlamda bu sinsi planların boyutlarını genişletmek için ciddi bir iradenin Irak ve hatta Lübnan'ı da sorunlar ile yüz yüze bırakması muhtemeldir. Bu açıdan Irak'ta Trump'ın sahasında oynayan tüm yerli ve yabancı aktörler sokak çatışmaları ve isyanları pususunda oturmuş ve geri sayımına başlamıştır: Irak'ta böyle bir hareket başlarsa, Trump döneminde olduğu gibi hemen Lübnan'a sıçrayacaktır.
Bu yerli yabancı aktörler, Trump'ın ABD başkanlık koltuğundan ayrılmasından sonra, bölgesel projelerinin, yüzyılın anlaşmasının yarı kaldığını ve yeniden bu projelerin başlatılıp tamamlanması gerektiğine inanıyor. Bu arada ABD başkanı Joe Biden , İranla yapılan kapsamlı ortak eylem planı-KOEP'e dönüşünden, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi ve failleri başta da Muhammed bin Salman'ın yargılanmasına ilişkin iddiaları veya Yemen savaşının sona erdirilmesi zarureti ve toplamda da Ortadoğu'ya ilişkin seçim vaatlerinin ve sloganlarının hiçbirini yerine getirmedi. Bun ek olarak Joe Biden şimdi de İsrail'i iki devletli bir çözümü marjinalleştirmesine de izin verdi ve uygun bir zemin hazırladı.
Böyle bir eğilim ve koşullarla, Irak'ın bu aktörler tarafından karıştırılması için zemin hazır hale gelirken, şimdi de ABD, Biden'ın başkanlığı sırasında her zamankinden daha fazla, Rusya'nın dünya pazarlarına verdiği petrol ve gaz açığının bir kısmını telafi etmek için Irak petrolüne güveniyor. Ukrayna savaşı dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere Batı ekonomilerinde yaygın enflasyonu kontrol etmek gerekli hale gelmiştir ve bu nedenle El Kazımi hükümetinin devrilmesinden korkarak son sekiz ayda Irak'taki siyasi çıkmazı ve açmazı kırmak için hiçbir girişimde bulunmadı. Bu açıdan bakıldığında, Sadr Hareketi temsilcilerinin Irak parlamentosundan toplu olarak istifa etmesini veya hükümet kuruluşu sürecinden çekilmesini Kazımi hükümetini genişletmek için bir fırsat olarak görmesi olası görünüyor.
Bu tür sonuçlar dikkate alındığında, Mukteda es-Sadr Hareketi'nin bu adımı sonrası hükümet kurma sürecine katılımdan çekilmesi ve parlamentodaki temsilcilerinin kitlesel istifalarının ciddi sonuçları olacağı söylenebilir. Buna rağmen Mukteda Sadr'ın siyasi küskünlüğünü sona erdirmek için acilen bir çözüm yolu bulunmalı ve hızlı bir şekilde siyasi çıkmazın geride bırakılması Irak çıkarları lehine olacaktır.