Düşmanın yanlış hesapları, İsrail'in Gazze'deki son cinayetlerinin başlıca sebebi

Lübnan Hizbullah hareketi genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah önceki gün Siyonist rejimin Gazze şeridine karşı son savaşına işaretle, Benyamin Netanyahu'nun yanlış hesaplarının bu savaşın şekillenmesine sebep olduğunu belirtti.

Siyonist rejim ordusu geçen Salı gününden itibaren Gazze şeridine karşı başlattığı yeni tur saldırıda şimdiye kadar 33 Filistinli şehit olurken 147'si de yaralandı. Siyonist rejim bu saldırıların, son aylarda Siyonist yerleşim alanlarına yönelik yapılan saldırıları planlayanlara terör gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Buna rağmen Seyyid Hasan Nasrullah ise geçen akşamki konuşmasında Netanyahu'nun Gazze'ye yönelik saldırısında 4 hedef izlediğini belirterek, bunların 1- Caydırıcı gücün canlanması ve onarılması, 2- İç krizden kaçış, 3- Kabine koalisyonunun bölünmesini ve dağılmasını düzeltmek,  4- Siyasi ve seçim durumunun iyileştirilmesi olduğunun açık olduğunu söyledi.
Lübnan Hizbullah genel sekreteri açısından bu hedefler, Benyamin Netanyahu'nun yanlış hesaplamasından kaynaklanıyor. Fakat burada önemli soru, Netanyahu'nun neden böyle bir hata yapmasıdır?!
Birinci konu, İsrail rejimi ordusunun son 4 ayda bir nevi ayrım ve çatlağa uğramasıdır. Irkçı rejim ordusundan bazı üyeleri Netanyahu kabinesine karşı protestoculara katıldı. Fakat Gazze'ye karşı savaş, İsrail rejimi ordusuna uyum ve birliği geri getiremez. 
Netanyahu hesaplarındaki İkinci yanlış ise Gazze şeridine karşı savaşın işgal altındaki topraklarda yaşanan krizi azaltacağı ve kabineye karşı itirazların durmasıdır. Netanyahu kabinesi geçen Ocak ayında işbaşına gelmesinden geçen sürede 18 hafta boyunca her hafta 100 binlerin katılımı ile geniş çaplı itirazlara sahne oluyor.  Netanyahu Gazze'ye karşı savaşla söz konusu gösterilere son verebileceğini ve iç krizi bitirebileceğini sanıyordu. Fakat böyle olmazken üstelik bugün bile İngiltere'de Siyonist rejime karşı gösteri düzenlendi. 
Netanyahu hesaplarındaki üçüncü yanlış ise savaşla İslami Cihat ve Hamas hareketi arasında tefrika oluşturabileceğini, Filistinli grupların caydırıcı gücünü zayıflatırken aynı anda Siyonist rejimin caydırıcı gücünü arttırabileceğini düşünmesidir.

Netanyahu'nun bu düşüncesi, uygulamada hatalıydı, zira Filistinli gruplar arasındaki vahdet ve birliktelik korunurken üstelik Hamas da Gazze'ye karşı saldırıların devamına misilleme olarak Siyonist rejime uyarıda bulundu.

Hamas genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah bu bağlamda şöyle dedi: Onların hedefi İslami Cihad’ı hedef almak ve Filistinli gruplar arasında tefrika oluşturmak ve direniş güçleri arasında fitne çıkartmaktı. Onlar Seraya el-Kudüs’un başlıca komutanlarına darbe vurmak ve füze birimi direkt komutanlığını yok etmek istiyorlardı. Netanyahu bu planla İslami cihadın askeri komutanlığının dağılacağını ve onların Gazze’ye karşı caydırıcılık gücünün ihya olacağını sanıyordu. İslami Cihad hareketi lideri, bu hareketin askeri kanadının komutanlarının terörü ardından uzak görüşlülük ve soğukkanlılıkla davranarak, direnişin ortak tutum sergilemek için Ketaib el-Kassam komutanları ile görüştü. Düşman, İslami Cihad'ın tepkisini bekliyordu, fakat direniş komutanlarının terörüne rağmen direniş grupların soğukkanlı davranması düşmanı şaşırttı. 
Netanyahu'nun dördünü yanlı hesabı ise direniş komutanlarına terör saldırı ile direnişin zayıflayacağını düşünmesiydi. Fakat bu teorinin yanlışlığı yıllar önce ispatlandı ve direniş, komutanlarının şehadeti ile zayıflamazken üstelik daha da güçlendi.
Seyyid Hasan Nasrullah bu konuda da şöyle dedi: 
Düşman, İslami cihad'ın Filistin ve bölgedeki güçlü yönlerinden biri kendi altyapısını hızlıca onarma kabiliyetidir. Direniş komutanlarının terör edilmesine rağmen direniş grupları bölgede zayıflamadılar. Onlar zayıflamazken hatta dökülen bu temiz kanlar direnişe daha fazla ivme kazandırdı. Seray-e el-Kudüs kenti komutanlık altyapısını onararak, düşmanı Tel Aviv'in güneyi ve Kudüs'e füze fırlatmakla gafil avladı ve şaşırttı.