Al-ı Halife diktatörlüğünün şiddetlenmesi ve Bahreyn halkının direnişi
Bahreyn olayları, bu ülke halkının yönetim aleyhindeki kıyamının 5. yıl dönümünde Al-ı Halife yönetiminin baskı ve zulmünün artışını göstermekte.
Bahreyn insan hakları merkezi bu konuda yayınladığı yazılı bir açıklamada yönetim tarafından halka yönelik baskı ve zulümlerin artış göstererek devam ettiğini bildirdi.
Bu arada Bahreyn içinden ulaşan haberlere göre halk direnişi devam ettikçe hükümetin de halka karşı baskı ve zulmünün bir o kadar artış gösterdiği anlaşılıyor. Bu baskılar çerçevesinde hükümet güçlerinin muhaliflere karşı göz altı ve tutuklama girişimlerinde de artış gözlendiği görülüyor. Bu ise insan hakları kuruluşları ve uluslararası örgütlerin kaygısına neden olmuş ve Bahreyn yönetiminin bu tutumunu kınamışlardır.
Nitekim Bahreyn İnsan hakları merkezi yayınladığı bildiride ülke güvenlik güçlerinin geçen hafta bir kadın ve üç çocuk da dahil muhaliflerden en az 34 kişiyi tutukladığını bildirdi.
Söz konusu bildiride son bir ay içinde 18 Bahreyn vatandaşı hakkında mahkemenin karar verdiğini, bunlar içerisinde milletvekili, kadın aktivist ve insan hakları savunucularının bulunduğunu bildirdi.
Diğer yandan aralarında idamla yargılanmakta olan Dr. Said Semahici'nin de bulunduğu 14 kişinin duruşmasının ise ertelendiği açıklandı.
Bahreyn İnsan Hakları Merkezi (BCHR), Bahreynli yetkililerin eylemlerinin, hukuk ve ifade özgürlüğü alanında süregelen uygulamalara ek olarak, insan hakları savunucularını daha fazla tacize maruz bırakmak ve onları susturmak için giderek katılaşan politikalarının birer göstergesi olduğunu düşünüyor.
Bahreyn İnsan Hakları Merkezi (BCHR), Bahreynli yetkililerin devam eden tacizi ve yetkililerin grubun ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı politikası hakkında endişeliler.İnsan hakları savunucusu Şeyh Meysem el-Selman geçen ay bir halk etkinliği esnasında yaptığı konuşma sebebiyle tekrar sorguya alındı.
Elbette Bahreyn despot yönetimi, Suudi rejimi askerleri ve BAE ve diğer bazı ülkelerin güvenlik güçlerinin yardım ve katkısıyla halkın itiraz sesini boğmaya çalışmış, ancak geçen bu beş yıl içinde bu konuda hiç bir başarı sağlayamadığı için de kendi şiddetini dozunu artırarak sürdürmüştür. Yönetim, halk hareketi liderlerini tutuklayarak baskıyı ana çizgisinden saptırmak ve halkı sindirmek istemektedir. Nitekim Bahreyn'de siyasi tutuklu sayısının çok yüksek olması, 14 Şubat 2011 tarihinden şimdiye kadar bu yönde başarılı olamadığını gösteriyor. Bugün Bahreyn hemen hemen bir açık cezaevine dönmüş durumda, insanların her türlü hak ve hukukları askıya alınmış ve ancak yönetiminin vereceği izinlerle hareket etme kabiliyetine sahipler.
Başta Suudi askerleri olmak üzere yabancı askerlerin ülkeyi kontrol altında tuttukları Bahreyn'de hemen hemen halkın yaşamının tüm kesitlerine müdahalede bulunulmakta. Ancak tüm bunlara rağmen Bahreyn inkılabının beşinci yıl dönümünde bugün ülkenin bir çok şehrinde halk yeniden caddelere dökülme hazırlığında olup, kendi hak taleplerini tekrar haykırmakta ısrarcılar. Başta başkent Maname olmak üzere ülkenin öteki büyük şehirlerinde de halk yönetim karşıtı gösteri ve yürüyüşlerini sürdürerek kendi demokratik haklarını bir kez daya haykırıyorlar.
BCHR, Bahreynli yetkililerin eylemlerinin, hukuk ve ifade özgürlüğü alanında süregelen uygulamalara ek olarak, insan hakları savunucularını daha fazla tacize maruz bırakmak ve onları susturmak için giderek katılaşan politikalarının birer göstergesi olduğunu düşünüyor. Dahası, Bahreyn’deki insan hakları savunucuları ve aktivistler, onları sayısız kere susturmaya çalışan, çalışmalarını durdurmak için çabalayan ve onların ifade özgürlüğü haklarını bastırmaya çalışan yetkililerin devamlı hedefi haline geldiler. Bu kişiler arasından bir kaçına örnek vermek gerekirse BCHR başkanı Nebil Receb, aktivist Zeyneb el-Havaca ve insan hakları savunucusu Naci Fateel’i sayabiliriz.
Bu doğrultuda Bahreyn İnsan Hakları Merkezi Bahreyn yönetimini:
· Şeyh Meysem el-Selman’ın ifade özgürlüğünü kullanmasıyla ilgili bekleyen bütün suçlamaları düşürmeye
· Siyasi görüşlerinden dolayı tutuklanmış bütün mahkumları serbest bırakmaya ve;
· Bahreyn Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun (BICI) önerilerine ve uluslararası hukuk kurallarına tam riayet etmeye çağırdı.
Bahreyn halk kitleleri kendi tüm demokratik haklarını temin edinceye kadar bu yöndeki mücadelelerini sürdüreceklerini ve Al-ı Halife yönetiminin baskı ve zulmünden yılmayacaklarını bildirmişlerdir.