İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin temeli sağlam ve sarsılmazdır / Yaptırımlara karşıyız
(last modified Sun, 04 May 2025 06:24:14 GMT )
Mayıs 04, 2025 09:24 Europe/Istanbul
  • İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin temeli sağlam ve sarsılmazdır / Yaptırımlara karşıyız

Parstoday – Türkiye ve İran Parlamento Başkanları ile Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu Türk milletvekili, İran ile Türkiye arasındaki istikrarlı ilişkilere işaret ederek, Tahran ve Ankara’nın Suriye gibi uluslararası konular üzerindeki iş birliğini vurguladı.

Parstoday, Mehr Haber Ajansına dayanarak verdiği habere göre, Kayhan Türkmenoğlunun – Türkiye-İran Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Milletvekili – iki ülke arasında parlamentolar düzeyindeki iş birliğinin ayrıntılarını, gerilimleri yönetme stratejilerini, 30 milyar dolarlık ticaret hedefi için yol haritasını ve bölgesel konularda ortak bakış açısını açıkladığını yazdı. Türkmenoğlu’nun değerlendirmeleri, Türkiye-İran ilişkilerinin mevcut durumu ve gelecekteki potansiyelini anlamak açısından önemli bir perspektif sunmaktadır. İşte bu görüşmenin detayları:

Kayhan Türkmenoğlu, 30 Nisan 2025 Çarşamba sabahı Mehr Haber Ajansı’nı ziyaret ederek, ajansın muhabirleri ve editör kadrosuyla bir araya geldi.

İlk olarak, İranlı okuyuculara Türkiye-İran Parlamentolar Arası Dostluk Grubu’nun rolünü açıklar mısınız? Bu grubun genel görevleri nelerdir? İki ülke ilişkilerini geliştirmek için ne gibi adımlar atılmıştır?

Uluslararası ilişkilerde parlamenter diplomasinin önemi her geçen gün artıyor. Parlamentolar arası dostluk gruplarının kurulma amacı, çok boyutlu, makul, yapıcı, gerçekçi ve sorumlu bir dış politika yürütmek, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hedeflerine ulaşmasını sağlamak ve bu alandaki doktrini hem kendi milletvekillerine hem de diğer ülkelerin parlamentolarına dostluk çerçevesinde aktarmaktır.

Ayrıca İranlı parlamento dostlarımızla uluslararası ve bölgesel kuruluşlarda koordineli olarak faaliyet göstermekteyiz. Sadece parlamentolarımız ve dostluk gruplarımız arasında değil, parlamento başkanları ve komitelerimiz arasında da yakın ilişkiler bulunmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye-İran Parlamentolar Arası Dostluk Grubu olarak, güzel ülkenizi ziyaret etmekten memnuniyet duyduk.

Sayın Türkmenoğlu, İran ve Türkiye arasında köklü bir ilişki geçmişi bulunmaktadır. Elbette bazı görüş ayrılıkları nedeniyle zaman zaman zorluklar da yaşandı. Ancak bu sorunlar iki ülke ilişkilerini olumsuz yönde etkilememiştir. Sizce İran ve Türkiye'nin gerilimleri yönetme konusundaki başarısının sırrı nedir? Hangi alanlarda ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerekir?

İran ve Türkiye arasındaki ilişkiler, ortak tarih, kültür ve coğrafyanın şekillendirdiği sağlam temellere dayanmaktadır.

İki ülke arasındaki 560 kilometrelik sınır, 1639 yılında imzalanan Kasr-ı Şirin Anlaşması ile belirlenmiş ve o tarihten bu yana resmi olarak hiç değişmemiştir. Bu da onu dünyanın en eski uluslararası sınırlarından biri haline getirmiştir. Uzun bir geçmişe sahip iki ülke arasındaki ilişkiler genellikle istikrarlı bir seyir izlemiştir.

İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 19. yüzyılın ilk yarısına dayanmaktadır. Günümüzde Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği’nin yanı sıra Tebriz, Urumiye ve Meşhed’de konsoloslukları bulunmaktadır. İran’ın da Ankara Büyükelçiliği’nin yanı sıra İstanbul, Erzurum ve Trabzon’da konsoloslukları vardır.

Günümüzde Türkiye’nin İran ile olan ikili ilişkileri, iyi komşuluk, karşılıklı saygı ve çıkarlar ile iç işlerine karışmama ilkeleri çerçevesinde sürdürülmektedir.

Son yıllarda, iki ülke arasındaki ilişkiler çok boyutlu bir nitelik kazanmış ve siyasi alandaki gelişmelerin yanı sıra, özellikle Suriye krizi gibi bölgesel meseleler ile ekonomik ve ticari ilişkilerde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bölgesel zorluklara rağmen Türkiye, bu anlayış ve sürecin sürdürülmesine büyük önem vermekte ve İran ile olan ilişkilerini her alanda daha ileri seviyeye taşımak istemektedir.

Her iki ülke uzun süredir ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarma hedefini taşıyor. Sizce bu hedef ulaşılabilir mi?

İkili ticaret hacmimiz, 2022 yılında 6,42 milyar dolara (ihracat: 3,07 milyar dolar, ithalat: 3,35 milyar dolar), 2023 yılında ise 5,49 milyar dolara (ihracat: 3,31 milyar dolar, ithalat: 2,18 milyar dolar) ulaşmıştır. Yaptırımlar ve pandemi nedeniyle etkilenen ikili ticaretimizin pandemi öncesi seviyeye dönmesinden memnuniyet duyuyoruz.

Sekizinci Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (HLCC) toplantısında, yıllık ikili ticaret hacminin 30 milyar dolara çıkarılması hedefi en üst düzeyde yeniden teyit edilmiştir.

Refahımızı ve bölgesel ekonomik iş birliğini zayıflatan tek taraflı yaptırımlara karşıyız. Bunun yerine, etkileşim ve diplomasiden yanayız.

2018 yılında ABD tarafından yeniden uygulamaya konulan tek taraflı yaptırımlar nedeniyle döviz girişinde zorluk yaşayan İran, bazı ürünlerin ithalatını yasaklama kararı almıştır. Sonradan eklenenlerle birlikte, ithalatı yasaklanan ürünlerin sayısı yaklaşık 2200 kaleme ulaşmıştır.

Bu ürünlerin 67’si, tercihli ticaret anlaşması kapsamına girmektedir. Bu 67 kalem, İran’a toplam ihracatımızın %4’ünü, tercihli ticaret anlaşması kapsamındaki ihracatımızın ise %27,6’sını oluşturmaktadır. Bu durum, anlaşmanın kapsamının genişletilmesinin önündeki en büyük zorluklardan birini teşkil etmektedir. Ülkemizin müzakerelerden sonuç alabilmesi için öncelikle bu 67 kalemdeki ithalat yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü geçtiğimiz günlerde Tahran’ın Ankara’ya yönelik politikasına dair şunları söyledi: “Türkiye ile çok dostane ve iyi komşuluk ilişkilerimiz vardı ve var. Her iki ülke bu ilişkileri sürdürmekte kararlı. Bu hem iki halk hem de bölge için faydalıdır. Gelin bölgesel meselelerdeki görüş ayrılıklarımızı, iki ülke ilişkilerine zarar vermeden çözelim.” İranlı yetkilinin bu açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye de aynı yaklaşımı benimsemekte midir?

Milletvekillerinin, küresel barışın sağlanması, ekonomik büyüme, çevresel sürdürülebilirlik, insan hakları ve kültürel anlayış için uluslararası iş birliği ve ilişkileri güçlendirme sorumluluğu hayati öneme sahiptir.

Dünyanın dört bir yanındaki çatışmalar, terör tehdidi, sınır ötesi suçlar ve silahlanma yarışı gibi sorunlar ancak uluslararası iş birliği ve diyalog yoluyla çözülebilir. Bu nedenle milletvekilleri, farklı ülkeler arasında kardeşlik, güven ve anlayışı artırmak için diplomatik becerilerini kullanır ve bu da krizlerin barışçıl yollarla çözülmesini sağlar.

Bu görevleri yerine getirirken, milletvekilleri uzlaştırıcı, önleyici ve adil bir yaklaşım benimsemelidir. Ancak bu şekilde uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu karmaşık sorunlara etkili çözümler bulunabilir ve küresel refah artırılabilir.

Ülkeler arasında kültürel ilişkiler; eğitim, sağlık, din, sosyal faaliyetler ve turizm gibi alanlar aracılığıyla kurulmaktadır. Sanat, müzik, edebiyat ve diğer kültürel unsurlar toplumlar arasında köprüler kurmakta ve farklılıkları birleştirmektedir. En büyük görevimiz, görkemli geçmişiyle Türk dünyasının kültürel mirasını korumak ve bu mirası her alanda tanıtmaktır.