Amerika dış işleri bakanının Ürdün ziyareti
(last modified Mon, 22 Feb 2016 04:14:07 GMT )
Şubat 22, 2016 06:14 Europe/Istanbul
  • سفر جان کری به اردن
    سفر جان کری به اردن

Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Ürdün'ün başkenti Amman'da, Ürdün krallığı yöneticileriyle, Filistin özerk teşkilatı Başkanı Mahmud Abbas'ın bir araya geldiği bildirildi. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Arikat (Ureykat) ile Abbas'ın danışmanı Mecdi el-Halidi'nin de görüşmede hazır bulunduğu belirtildi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın, Filistin Yönetimi Sözcüsü Nebil Ebu Redine'nin açıklamasına dayandırdığı haberinde, John Kerry ile Abbas’ın işgal edilen Filistin topraklarında yaşanan son gelişmeleri ayrıntılı şekilde ele aldıkları kaydedildi.

Görüşmede Abbas, bölgede barışın sağlanması için uluslararası düzeyde bir konferans düzenlenmesi ve Filistin meselesi çerçevesinde etkin bir çözüme ulaşılması amacıyla BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olan Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve Almanya'dan oluşan 5+1 ülkeleri tarzında bir mekanizmanın oluşturulmasının gerektiğini dile getirdi.

Filistin halkının birlik ve beraberliğini sağlayacak milli birlik hükümetinin kurulması için çalıştıklarını söyleyen Abbas, ırkçı İsrail rejiminin Yahudi yerleşim birimlerinin inşası konusunun yargıya taşınması için BM Güvenlik Konseyi'ne başvurmaya devam edeceklerini vurguladı. Mahmud Abbas ayrıca Kerry'den 90 gündür açlık grevindeki Filistinli gazeteci Muhammed Kıyık'ın serbest bırakılması ve Siyonist İsrail'in alıkoyduğu Filistinlilerin cenazelerinin Filistinli ailelere teslimi için acilen müdahalede bulunmasını istedi.

Amerika dış işleri bakanı Kerry ise ABD yönetiminin, bölgede ve dünyada emniyet ile istikrarın temini adına iki devletli çözümün uygulanması için son ana kadar çaba sarf edeceğini dile getirdi. Kerry Ürdün ziyaretinde Amman yöneticileriyle de bir araya gelip, Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgesel güvenlik şartları, Siyonist rejim ile Filistin özerk teşkilatının uzlaşma süreci hakkında görüşmeler yaptı.

Amerika’nın bölge ülkelerine karşı müdahaleci politikaları, İslam ve Arap ülkelerini terörizme boğmuştur. Amerika ve batılı müttefiki güçlerle bölgedeki işbirlikçi Arap rejimlerinin Irak ve Suriye’de destekledikleri tekfirci ve etnik terör örgütlerinin işledikleri katliamlar ve yıkımlar, bu ülkelerin güvenliğini sarsıp, ekonomik düzenlerini çökertmiştir. Bu ülkelerdeki tekfirci terörizm destekçileri, batlı ülkeleri de tehdit etmektedir. Buna ilaveten göç dalgaları Avrupalı ülkelere yönelmiştir. Suriye ve Irak’ta kendi karanlık ve yayılmacı emellerini gerçekleştirmek için, terörizmi kullanan batılı ülkeler, artık besledikleri teröristlerin saldırılarına maruz kalmaktadırlar. Elbette Irak ve Suriye halkı, hükümetleri ve silahlı kuvvetlerinin direnişi ve başarılı operasyonları sonucu, tekfirci terörizm tam da yok olmanın eşiğine gelmiş ve Amerika’nın bölgesel hedeflerinin de etkisiz kalmasına sebep olmuştur.

Bu nedenle Amerika dış işleri bakanı, batıyla uyumlu hareket eden Ürdün krallığı gibi ülkelerin yöneticileriyle bu yenilgi sebepleri hakkında görüşmeler yapmaktadır. Ürdün, Amerika’nın tekfirci teröristleri Eğit-Donat planının merkezlerinden biriydi. Fakat maşa olarak kullanılan DAEŞ gibi hunhar ve tekfirci terör örgütlerinin kontrolden çıkma tehlikesinden dolayı, Amerika Suriye konusunda bazı değişikliklere gidip, terörizmle mücadelede kararlı olan Rusya ile anlaşmalar yapma zorunda kaldı. Amerika Suriye krizinin siyasi yoldan çözümlenmesi, ateşkesin uygulanması gerektiğini belirtmektedir. Fakat gözlemcilere göre, Suriye’deki tekfirci teröristlerin ağır hezimete uğramaları sonucu, Amerika ılımlı muhalefetle Suriye hükümeti arasından ateşkes sağlanması, Rusya’nın hava operasyonlarının durdurulması gerektiğini belirtip, aslında Ürdün, Suudi krallık rejimi ve Türkiye üzerinden tekfirci teröristlere nefes aldırma ve güçlerini toparlama fırsatını sağlamaya çalışıyor.

Amerika Filistin sokaklarında katil İsrail askerlerince Filistinli çocuklar ve kadınlarla gençlerin katledilmesine, yaralı Filistinlilerin ölüme terk edilmesine ses çıkarmazken, Mahmud Abbas yönetimiyle terörist İsrail rejimi arasında sözde barış görüşmelerini canlandırmaya çalışmaktadır. Çünkü Siyonist İsrail rejiminin son aylarda yaptığı katliamlardan dolayı, dünya toplumu İsrail’i lanetlemektedir.

Amerika ve ırkçı İsrail rejimi tamamen kaybolan itibarını onarmak için, Filistin ile barış görüşmelerinden söz etmektedirler. Fakat Filistin halkı, bu diplomatik oyalama ve aldatma girişimleri karşısında bilinçli davranma zorundadır.004