Haziran 24, 2017 11:10 Europe/Istanbul
  • Salman ailesinin Suud hanedanına karşı darbesi

Arabistan’nın hasta ve yaşlı kralı Salman, yeğeni Muhammed bin Naif’i veliahtlık koltuğundan azlederek kendi oğlunu yani Muhammed bin Salman’ın Arabistan’ın yeni veliaht prensi ilan etti. Aslında Muhammed bin Naif’in azledilmesi ve yerine Muhammed bin Salman’ın geçmesi beklenmedik bir gelişme değildi. Nitekim Muhammed bin Salman’ı veliahtlik koltuğuna taşıyan sürece bakıldığında Suud rejiminin asgari demokrasi durumundan bile onlarca yıl uzakta olduğunu ortaya koyuyor.

Kral Salman’ın üçüncü eşinden evladı olan Muhammed bin Salman kralın 12 oğlu arasında çok hızlı bir şekilde ilerleme basamaklarını geride bıraktı. Aslında Muhammed bin Salman bu koltuğa oturmak için ilk etapta şans etkeninden yararlandı, çünkü ağabeyi bir süre önce vefat etti ve böylece Muhammed bin Salman hasta kralın baş oğlu oldu.

Muhammed bin Salman aynı zamanda bir ülkede en kısa sürede en yüksek siyasi mevkilerden ulaşan seyrek sayıda şahsiyetlerden biridir.  kral Salman’ın savaş çığırtkanlığı yapan şahin oğlu için bu zaman mesafesini katetmek sadece 8 yıl sürdü. Muhammed bin Salman 2009 yılında Riyad’da bir yerel kurumda faaliyetine başladı ve daha sonra 2011 yılında veliaht prensinin halefi olan babasının nüfuzunu kullanarak merkezi yönetime danışman olarak girdi.

Muhammed bin Salman’ın merkezi hükümette ikinci mevkii yine danışmanlık göreviydi ve bu kez 2012 yılında babası veliaht ve Başbakan yardımcılığına atandıktan sonra Muhammed bin Salman da Başbakan danışmanı oldu.

Muhammed bin Salman’ın yükseliş sürecinin dönüm noktası Ocak 2015 oldu. O tarihte babası Salman eski kral Abdullah bin Abdulaziz öldükten sonra Arabistan’ın yeni kralı oldu. Kral Salman tahta oturur oturmaz ilk işi oğlu Muhammed’i savunma Bakanı olarak atamak oldu. Kral Salman daha sonra da oğlunu Nisan 2015’te veliaht prensinin halefi ilan etti ve böylece Arabistan’da Muhammed bin Naif’in geçici olarak veliaht prensi ilan edildiği konuşulmaya başladı.

Arabistan’da bu tahminler sonunda 21 Haziran tarihinde gerçeğe dönüştü ve Muhammed bin Salman amcaoğlu Muhammed bin Naif’in yerine veliaht prensi ilan edildi.

Arabistan’da veliahdi seçmek, eski kral Abdullah bin Abdulaziz döneminde kurulan ulema konseyinin görevidir. Alen Vald, Forbes sitesinde yayımladığı makalesinde şöyle diyor: 2005 ila 2015 yılları arasında Arabistan’ın kralı olan Abdullah, ulema konseyini, kraliyet ailesinde iktidarın sakin bir şekilde el değiştirmesi için kurdu.

Şimdi ise 34 kişilik konseyden 31 kişi Muhammed bin Salman’ın veliaht olmasına evet dedi.

Muhammed bin Salman Arabistan’ın veliaht prensi olmak için şans ve kralın oğlu olma avantajlarını kullanmanın yanında, babası kraliyet koltuğuna oturduğu son 30 ayda da kendisinin veliaht olmayı ve sonunda da Arabistan’da iktidarın zirvesine yerleşmeyi hakettiğini ispat etmek için iç ve dış arenalarda önemli icraatta bulundu.

Muhammed bin Salman’ın ilk icraatı, Mart 2015 tarihinde Yemen topraklarına askeri saldırı talimatı vermek oldu. Muhammed bin Salman’ın bu kararı bazı medya organları tarafından Suud Saddam’ı şeklinde lakaplandırılmasına yol açtı. Ancak bu karar, Muhammed bin Salman’ın siyaset arenasında akılcı ve tedbirli hareket etmekten ziyade, heyecanla karar aldığını ortaya koydu. Nitekim Arabistan’ın Yemen’a dayattığı savaşın üzerinden 27 ay geçtiği halde bu savaş Riyad’ın lehine bitmediği gibi, uluslararası kamuoyunun bu eşit olmayan savaşa tepkilerine neden oldu, öyle ki hatta Suud hanedanı içinde bir çok prens bu savaşa karşı çıkmaya ve bir an önce sonlandırılmasını istemeye başladı. Çünkü bu savaş Arabistan’ı siyonist rejim İsrail gibi bebek katili rejimlerle aynı seviyeye getirdi.

Kuşkusuz İran İslam Cumhuriyeti ve Arabistan iki bölgesel güç sayılır, ancak Arabistan’da Salman’ın kraliyet koltuğuna ve oğlu Muhammed’in de savunma bakanlığı koltuğuna oturmasının ardından iki ülkenin ilişkileri rekabetten husumete dönüştü ve sonuçta İran ve Arabistan arasındaki diplomatik ilişkiler 2016 yılının başlarında kesildi.

Aslında Tahran ve Riyad ilişkilerinde bu çöküşte herkesten ziyade savunma Bakanı Muhammed bin Salman rol ifa etti. Nitekim Muhammed bin Salman defalarca konuşmalarında İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel konumunu kabul etmek istemediğini ve hatta İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı derin kin ve nefret beslediğini dile getirdi, öyle ki hatta Haziran 2017’de açıkça bölgedeki savaşı İran’ın içine yönlendirmeleri gerektiğini söyledi. Gerçekte Muhammed bin Salman İran karşıtı gözükerek Arabistan’da velihat prensi ve ardından kraliyet koltuğunu ele geçirmeye çalıştı.

Muhammed bin Salman’ın Arabistan’ın iç arenasındaki icraatından biri 2030 reform programıdır ki çeşitli boyutları da söz konusudur. Muhammed bin Salman bu programdan kendi şayesteliğini ispat etmek üzere büyük ölçüde yararlanmaya çalıştı.

Stratfor sitesi Muhammed bin Salman Arabistan’ın yeni veliaht prensi ilan edildikten sonra yayımladığı bir yorumunda şu ifadelere yer verdi:

Muhammed bin Salman Arabistan’ın savunma Bakanı olarak sadece bu ülkenin savunma stratejisi ve dış politika stratejisini tasarlamakla kalmadı, aynı zamanda Arabistan’da iktisadi reform programını da hazırladı ve böylece kendisini Arabistan’ın gelecek kralı boyunda olduğunu göstermeye çalıştı.

 

Öte yandan Muhammed bin Salman Arabistan’da kraliyetle bir adım mesafesi olan veliahtlik koltuğunu elde etmek için diplomatik istişarelere ve özellikle ABD’nin müsait görüşünü kazanmaya önem vermesi gerektiğini biliyordu. Bu yüzden Muhammed bin Salman’ın yeni veliaht olduğunun ilan edilmesi ABD Başkanı Donald Trump’ın Riyad’a yaptığı ziyaretinden hemen bir ay sonra gerçekleşti.

Amerika yönetiminin onayını kazanmanın zeminini Mart 2017’de Washington’da Trump’la yaptığı görüşmede hazırlayan Muhammed bin Salman, 20 Mayıs 2017 tarihinde ve Donald Trump’ın Riyad’a yaptığı ziyareti sırasında yüklü masraflar yaparak Muhammed bin Naif’in veliahtlık koltuğundan alınması için kararları kesinleştirdi.

 

Muhammed bin Salman aynı zamanda ve Donald Trump’ın Riyad ziyaretinden hemen bir kaç gün sonra Moskova’ya gitti ve Rus yetkililerle görüşerek bir nevi Kremlin sarayının da olumlu bakışını kazanmıştı.

Her halükarda Muhammed bin Salman’ın veliaht olması için yeşil ışık en başta Washington’da yakıldı ve böyle bir kez daha Amerika’nın başta Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinde kimin iktidarın başına geçeceği konusunda anahtar rol ifa ettiğini ortaya koydu.

Muhammed bin Salman’ın yönetimi ile yaşanan ve gerçekte onun ağırlığını ortaya koyan dördüncü önemli gelişme, Katar yönetimine karşı çok yönlü saldırıların başlatılması ve böylece Arabistan’ın Arap dünyasındaki üstün konumunu ortaya koymaktı.

Arabistan ve Katar arasında yaşanan son kriz hemen iki ülke arasındaki tüm ilişkilerin kesilmesiyle sonuçlandı. Kuşkusuz tüm bunlar Muhammed bin Salman’ın talimatı ve onun veliahtlık koltuğuna göz dikmesiyle gerçekleşti.

Arap dünyasının ünlü yazarı Abdulbari Atvan bu konuda yaptığı yorumda, Arabistan ve Katar arasında yaşanan gerginliğin perde arkasında Muhammed bin Salman’ın veliahtlik koltuğunda gözü olması ve Muhammed bin Naif’i bu koltuktan alması yattığını belirtti.

Gerçi Arabistan’da Muhammed bin Salman kansız bir darbe ile bu ülkenin veliahdi oldu, fakat bu gelişme çeşitli sebeplerden ötürü Suud hanedanı içinde ayrışmalara ve anlaşmazlıklara yol açabilir.

İlkin, Muhammed bin Salman’ın veliaht ve ardından kral olması, Arabistan’da Abdulazizoğullarının iktidar döneminin son bulması ve Salmanoğullarının iktidar döneminin başlaması anlamına gelir. Bu bağlamda Alen Vald, Forbes sitesinde yayımladığı makalesinde şöyle diyor: kral Salman Abdulaziz’in Arabistan’da iktidarın başına geçen yedinci oğluydu. Arabistan’da Abdulaziz’in vasiyeti üzerine iktidar Abdulaziz’in oğulları yaşadığı müddetçe kardeşten kardeşe el değiştirmesi gerekir, oysa şimdi Muhammed bin Salman’ın veliaht ilan edilmesi Arabistan’dan Abdulazizoğullarının iktidarının sona ermesi ve Salmanoğullarının iktidarının başlaması anlamına geliyor.

 

İkinci mesele, Muhammed bin Salman’ın ancak 33 yaşında olmasıdır ve eğer o da Abdulazizoğulları gibi 80 yıl veya daha fazla yaşayacak olursa bunun anlamı Muhammed bin Salman’ın yaklaşık yarım asır daha iktidarın başında kalacağıdır. Muhammed bin Salman sadece Arabistan’ın en geç savunma Bakanı ve velihat olan ilk kral oğlu değil, aynı zamanda kral olduğu takdirde Suud hanedanının en genç kralı da oluyor, fakat tüm bunlar Abdulaziz’in diğer torunlarının asla kabul edeceği bir konu değildir.

 

Bu konuda Reuters yayımladığı bir rapordu şöyle yazıyor: Muhammed bin Salman’ın Arabistan’da iktidar yapısında hızla ilerlemesi muhtemelen Suud hanedanı içinde ihtilafların tırmanmasına yol açacak ve bu ülkede siyaset tahmin edilemez hale gelecektir.

Reuters raporunda Muhammed bin Salman’ın veliaht olarak seçilmesini Arabistan’da iktidarın sakat bir şekilde el değiştirmesi şeklinde yorumluyor.

 

 

 

Etiketler