Mogherini'nin Havana Ziyareti
Avrupa Birliği Amerika'nın aksine Küba ile ilişkileri geliştirme hususuna her daim vurgu yapmıştır. Bu doğrultuda AB Dış İlişkiler Sorumlusu Federica Mogherini Pazar günü Küba'nın başkenti Havana'ya gitti. Mogherini Havana'da Küba dışişleri bakanı Bruno Rodriguez ve diğer Kübalı makamlar ile görüştü.
Mogherini daha önce de defalarca Havana aleyhindeki Amerika'nın uyguladığı ekonomik kısıtlamaları kınayarak bu ambargoları yasa dışı olarak adlandırmıştır. Küba ve Amerika ilişkilerinin Barack Obama döneminin sonlarında normalleştirme ve hatta iki ülkenin büyükelçilerinin açılmasına rağmen Donald Trump'ın 20 Ocak 2017'de iş başına gelmesi ve onun Havana'ya karşı sert tutumlar sergilemesinin ardından iki ülkenin ilişkileri yine gergin bir aşamaya ayak bastı.
Trump, Obama döneminde sergilenen tansiyonları azaltma siyasetini bir kenara bıraktı. Trump hükümeti Küba ile ilişkileri normalleştirme sürecini tersine çevirerek Havana karşıtı ciddi yaptırımlar uygulayıp baskı kurmaya çalıştı. Buna rağmen Avrupa Birliği ve Almanya ve de Fransa gibi ülkeler Washington'un Havana aleyhinde uyguladığı yaptırımların kaldırılmasına vurgu yapmaktadırlar.
Federica Mogherini ve Küba dışişleri bakanı Brunu Rodriguez'in 24 Mayıs 2019'da görüşmesinin ardından AB bu görüşme hakkındaki bildirisinde şöyle bir vurguda bulundu: " Bu görüşmenin asıl konusu Amerika'nın Helms-Burton Yasa'sının üçüncü maddesini askıya almasına son vermesi kararı idi."
Avrupa Birliği ve Küba Amerika'nın bu kararından esef duyduklarını belirterek bu yasanın Amerika toprakları dışında uygulanmasını uluslararası yasalara aykırı olarak görüyor.
1996 yılında onaylanan bu yasanın üçüncü maddesi gereğince Amerikan vatandaşları Küba'da el konulan konut ve arsalar hususunda Amerikan mahkemelerinde işlem başlatabilirler. Bu yasanın üçüncü maddesinin uygulanması her daim Amerika başkanları tarafından askıya alınmıştı. Ancak Trump Mayıs 2019'da bu askıya alma sürecini de kaldırmış oldu. Amerika başkanının bu girişimi AB'nin ciddi tepkilerine neden oldu.
Mogherini bu konu hakkında şöyle diyor: "Küba aleyhindeki tek taraflı kısıtlamalar küresel yasalara aykırıdır. Bu yüzden AB buna karşı tutum sergileyecektir. "
Avrupa Birliği Küba ile ilişkilerini oldukça geliştirmek istiyor. Özellikle de büyük Avrupa ülkeleri Küba'nın bilhassa da turizm ve inşa sektöründe dış yatırım yapmak istiyorlar.
Aralık 2016'da Mogherini Küba ziyaretinde Brunu Rodriguez ile Siyasi Diyalog ve İş Birliği Anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre Avrupa ve Küba ilişkileri için yeni bir çerçeve tanıtıldı. Bu yeni plana göre ikili ticari ilişkiler geliştirilecek ve de Küba ve Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki siyasi müzakereler ve ekonomik iş birlikleri başlatılacaktı. Bu anlaşma 5 Temmuz 2017'de Avrupa Parlamentosunda onaylanmıştı.
Havana Üniversitesi hocası Eduardo Perra bu anlaşmaya değinerek şöyle bir diyor: "Bu anlaşmanın hayata geçirilmesi hem Avrupa Birliği hem de Küba lehinedir."
Washington'un Havana aleyhindeki geçmişte görülmemiş tehditleri, mali ve ekonomik baskılarından güttüğü gerçek hedef Küba'nın solcu hükümetinin zayıflatılması ve sonunda da devrilmesidir.
Avrupa Birliği Mayıs 2019'da Washington'un yeni yaptırımları ile mücadele etmek için Dünya Ticaret Örgütü'ne şirketlerinin Amerika'nın yaptırımları karşısındaki çıkarlarının korunması hedefi ile şikayette bulunacağını bildirdi.
Avrupa Birliği ve Küba arasında sağlanan anlaşmanın tasarımcısı Elena Valencino'nun dediğine göre Trump hükümetinin yeni yaptırımları Küba hükümeti aleyhinde değil Küba halkı ve Küba'da faaliyet göstermek isteyen farklı Avrupalı şirketler aleyhindedir. "
Trump'ın yıkıcı adımları ve girişimlerine karşın Avrupa Birliği Küba ile ilişkilerini geliştirmeyi gözüne kestirmiştir. Avrupa Birliği üst düzey makamlarının Küba ziyaretleri ve farklı ikili anlaşmalar ve sözleşmelerin imzalanması da Avrupa'nın bu hususta Amerika'nın tutumlarına rağmen kararlı ve azimli olduğunu gösteriyor.