İnsan Hakları Konusu ve Batının Araçsal Bakışı
Batı'nın bağımsız ülkelere karşı baskı araçlarından biri de insan haklarının kötüye kullanılmasıdır. Bu arada İslami ve bağımsız bir ülkedeki insan hakları konusuna Batılı ve tek taraflı bakış her zaman çifte standartlı siyasetlere ve garazkarlıklara yol açmaktadır.
İnsan haklarına hedef ülkenin yasalarına dikkat edilmeden hedef ülkedeki yasaları ve haklarının hangi temelden kaynaklandığını dikkate almadan sırf Batı açısından bakmak Batılı kurumların değersiz tek taraflı raporlarının yayımlanmasına neden olmuştur.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei de yasa belirleme sisteminin asıl siyasetlerini belirlerken İran'daki üç erk başkanlarına hitaben şöyle bir vurguda bulunmuşlardır: "Tasarılar ve yasa taslaklarının onaylanması ve hazırlanmasında asıl temel şer'i kurallardır. "
İran, İslami bir ülke olarak hukuki açıdan İslam şeriatının kurallarına büyük önem vermiştir. Bu şeriat kuralları Kuran'ı Kerim'de açıklanan kurallardır.
Şeri kurallar, İran'daki yasaların düzenlenmesinde en belirleyici temel ögedir. İran'ın tüm adli ve yargı süreçlerinde ve yasa belirleme süreçlerinde şeri kurallar hep göz önünde bulundurulmaktadır.
İslami yaklaşım çerçevesinde insan hakları ele alındığında, İslami kurallara göre yani şeriate göre adli sürecin ardından alınan kısas veya idam cezası kararlı bir şekilde uygulansa da ancak rafet ve bağışlamaya da büyük önem verilir.
Hakimlerin kısas isteyen ailelerin rızasını alıp bundan vaz geçmeleri için çabası bu İslami bağışlama ve şefkatin doruğudur. İşte bu mesele, Batı açısından tanımlanan insan hakları ve İslami açıdan insan hakları arasındaki farkı da ortaya koyar.
Batı'nın insan haklarına yönelik bakışı İslami şeriatten kaynaklanan insan hakları yaklaşımı ile farklılıklar göstermektedir. Bu yüzden sırf Batılı görüş açısından İran gibi İslami ülkelerdeki insan hakları ve hukuki durumu analizin mümkün olmadığı söylenebilir.
Bu çerçevede üçüncü Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu Komitesi'ndeki İran temsilcisi Muhammed Hasaninejad, İran'daki İnsan Hakları Özel Temsilcisi Cavid Rahman'ın son raporunu Amerika'nın ekonomik terörizmi çerçevesinde olduğuna vurgu yaparak şöyle söyledi: "Diktatörler İran'daki insan hakları durumu ile ilgili görüş bildirmeye hakları yoktur. "
Birleşmiş Milletler Teşkilatı İran insan hakları özel temsilcisi Cavid Rahman Çarşamba günü en yeni raporunda kısas ve idam gibi İslami ceza kanunlarının uyuşturucu kaçakçıları için uygulandığını eleştirerek tekrarlanan bir iddia çerçevesinde İran'da insan haklarının ihlal edildiğini öne sürdü.
Şimdiye kadar kim ki İran'da insan hakları özel temsilcisi seçilmişse hep Batı penceresinden bakarak İran'ı analiz etmeye çalışmıştır. Halbuki İran'daki yasaların temeli İslam şeriatidir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı insan hakları raportörlerinin İran hakkındaki tekrarlanan raporları aslında Batının insan haklarını bir baskı aracı ve siyaset malzemesi olarak kullandığını açıkça gözler önüne sermektedir.