Trump'ın Azil Soruşturması ve Amerika İç Siyasetindeki Etkisi
(last modified Sat, 21 Dec 2019 11:34:18 GMT )
Aralık 21, 2019 13:34 Europe/Istanbul
  • Trump'ın Azil Soruşturması ve Amerika İç Siyasetindeki Etkisi

Amerika başkanı Donald Trump'ın işbaşına gelmesi Demokratlar tarafından hep ciddi tepkiler toplamıştır.

Demokratlar defalarca Trump'ı hem seçimlerde kazanması itibarı ile hem de pratik ve fikri olarak yeterliliğini sorgulamışlardır. 

Tabii demokratlar daha önce de Trump'ı sorguya çekip hakkında gensoru açmak istemişlerdi. Ancak bu yöndeki çabaları daha önce sonuç vermemişti. 

 

Demokratlar daha önce Rusya'nın Trump'ın kazandığı 2016 Amerikan başkanlık seçimlerine müdahalesi meselesini öne sürmüş bunu Trump hakkında bir gensoru açma bahanesi olarak kullanmak isteseler de ancak Rusya'nın 2016 seçimlerine muhtemel müdahalesi dosyasının özel savcısı Robert Mueller'in raporunun yayımlanması ve şike ihtimallerinin reddedilmesi ile bu girişim bir sonuca ulaşmamıştı. Buna rağmen son zamanlarda Trump'ın 25 Temmuz 2019'da Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski ile Demokratların 2020 Amerikan seçimlerinin adayı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın faaliyetleri ile ilgili bilgi edinip propagandif bir araç sağlamak amacı ile yaptığı telefon görüşmesi sonunda Trump'ın Eylül ayının sonlarında gensorusunun resmen başlamasına yol açtı. 

 

Trump ve Zelenski'nin telefon görüşmesinin detaylarının yayınlanması ile o döneme kadar Trump'ın azil soruşturması karşısında direnen  Amerika temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi de resmi olarak onun hakkında araştırmalar ve soruşturmaların başlamasına onay verdi. Amerika temsilciler meclisi Nancy Pelosi Trump'ı iktidarı kötüye kullanma ve yabancı bir ülkeyi Amerika seçimlerine müdahale etmeye zorlamakla suçlayıp şöyle bir açıklamada da bulundu: "Amerikan başkanının azil soruşturması için araştırmalar resmi olarak başlatılmıştır. "     

Trump hakkında Eylül ayının sonunda gensoru açılmasına rağmen ancak daha önce de Demokratlar tarafından domine edilmiş Amerika temsilciler meclisi 31 Ekim Perşembe günü  Trump'ın azil soruşturmasının başlatılması kararını onaylamış ve Amerikan başkanının siyasi geleceğinin belirsizleşmesine ve Trump'ın kabus yaşamasına neden olmuştu. Aslında bu kararın onaylanması ile Trump'ın azil soruşturmasının başlatılması için zemin hazırlanmıştı. 

   

Sonunda Amerika temsilciler meclisinde adli komite ve istihbarat komitelerinin Ukrayna soruşturması ile ilgili tanıklık oturumları ve kanıtların sunulması sonucunda Adli komite üyeleri 13 Aralık Cuma günü Trump hakkında gensoru açılmasını kesin bir şekilde onayladı. Trump hakkında gensoru açılmasının nedenleri ise iktidarı kötüye kullanma ve kongre araştırmalarını engellemeye yönelik teşebbüsler olarak belirlendi. Bu hususlar ise Amerikan temsilciler meclisinin Adli Komitesinde 27 olumlu oya karşı 16 olumsuz oyla onaylandı. Böylece Trump'ın azil tasarısının  temsilciler meclisinin açık oturumlarında ortaya konulması ve oylama yapılması planlandı. 

Trump hakkında gensoru açılmasından bir kaç hafta sonra ise Demokratlar tarafından domine edilmiş Amerika temsilciler meclisi  18 Aralık Çarşamba günü 6 saat tartışmanın ardından salt çoğunluğun oyu ile Trump'ın iktidarı kötü kullandığı ve kongre araştırmalarını engellemeye çalıştığı içerikli gensoru meselesini onayladı. Bu meclis üyeleri Trump hakkında açılan gensorunun iktidarı kötüye kullandığına dair ilk maddesini 197 oya karşı 230 oyla ve kongre araştırmalarını engellemeye dair ikinci maddeyi de 98 oya karşı 229 oyla onayladı. 

  

Amerika temsilciler meclisi istihbarat komitesi başkanı Adam Schiff ise Trump aleyhindeki iki maddelik tasarının onaylanmasının ardından şöyle bir açıklamada bulundu: "Amerika'nın diktatörlüğe dönüşmesine izin verilemez.... Şimdi de sorulması gereken soru Senato'daki çoğunluk liderinin Trump'ın adil bir şekilde yargılanmasına müsaade edip etmemesidir. "

  

Bu gelişmelerin ardından Beyaz Saray geçen Perşembe günü Trump hakkında gensoru açılması tasarısının onaylanmasına tepki olarak bu girişimin kınanması doğrultusunda bir bildiri yayımladı. Beyaz Saray bu bildiride Trump'ın azil tasarısının onaylanmasını  Amerika tarihindeki temsilciler meclisinde yaşanan en utanç verici siyasi döneminin zirvesi olduğunu belirterek demokratların bunun öncüsü olduğunu ve tek bir cumhuriyetçinin görüşü alınmadan hiçbir kanıta dayandırılmadan başlatılan bir süreç olduğunu bildirdi. Bu bildiride Trump ve Cumhuriyetçilerin Demokratlara yönelttiği ithamlar da tekrarlandı. Bu doğrultuda bu tasarıyı hazırlayanların adil olmadıkları belirtildi. 

Daha önce ise Trump 17 Aralık Salı günü  Amerika Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi'ye yazdığı beş sayfalık mektubunda hakkında gensoru açılmasını yasa dışı sayarak Pelosi'ye onun hakkında gensoru açanların tarih tarafından yargılanacağı hususunda uyarıda bulundu. Trump Amerikan temsilciler meclisinde hakkındaki gensoru tasarısı ile ilgili oylama başlamadan önce şöyle bir açıklamada da bulundu: " Bu gensoru darbeye yönelik tek partili ve yasa dışı bir girişimden başka bir şey değildir. Mevcut temellere dayanarak bu girişimin yenilgiye uğrayacağını söyleyebilirim. Siz sadece Amerika başkanını devirmek değil Cumhuriyetçi parti aleyhinde çalışmak istiyorsunuz. Siz bu gensoru oyununa giriştiğiniz sırada tarihin sizi yargılayacağını unutmayın. "

Trump bu mektupta sözlerine şunları da ekledi: " Amerika halkı Nancy Pelosi ve Demokratları gelecek seçimlerde sorumlu tutacaktır. Onlar yakın zamanda sizin adalet yolundan saptığınızı ve iktidarı kötüye kullandığınızı unutmayacaklardır.   

Görünen o ki Trump bu mektubu yazarak kendi tarihi azil tasarısının onaylanmasından  önce bu demokratik girişimin sebepleri ve sonuçları hakkında bir belge geriye bırakmak istedi. 

Amerika temsilciler meclisinin Trump hakkında gensoru açılmasına olumlu oy vermesinin ardından kimi tahminler ve duyumlar da Demokratların Trump'ın Senato'daki soruşturmasından kendi çıkarları ve yöntemleri doğrultusunda uygulanmasından emin olmamaları halinde Trump'ın azil tasarısını Senato'ya kısa zaman içerisinde göndermekten vazgeçecekleri yönündedir.

Kongre'deki cumhuriyetçiler kendi siyasi çıkarları doğrultusunda Trump hakkında azil sürecinin uygulanmasını istemiyorlar. Çünkü bu süreç 2020 Amerika seçimleri eşiğinde Cumhuriyetçi partiye indirilecek büyük bir darbedir. Bu süreç Cumhuriyetçilerin itibarını ciddi bir şekilde sarsabilir. Böylece Trump'ın Senato'daki sağlam konumu ve de Cumhuriyetçilerin bu tasarıya olumsuz bakması, Cumhuriyetçilerin Amerika temsilciler meclisi tarafından onaylanan Trump'ın azil  tasarısının hemen Senato'da oylamaya sunulmasını istemelerine neden olmuştur. Senato'daki Cumhuriyetçi çoğunluğun lideri Mitch Mc Connel ise Temsilciler Meclisi'nin Trump azil  tasarısı oylamasının ardından şöyle bir açıklamada bulundu:" Senato, Amerika başkanı Trump'ın yargı oturumunu Ocak 2020'de düzenleyecektir. "

Buna rağmen Mc. Connel'in Trump'a yakın kimi isimlerin onun yargı oturumuna katılmaması yönündeki çabaları demokratların kızmasına yol açmıştır. 

Donald Trump Amerika'nın üçüncü erki, yani yürütme erkinin başında yer alan bir  isim olarak azil tasarısı ile karşı karşıya kalmıştır. Tabii şimdiye dek hiçbir Amerikan başkanı azil tasarısı ve gensoru aracılığı ile görevden uzaklaştırılmamıştır. Yasal süreç göz önünde bulundurulduğunda Trump'ın azil tasarısı Amerika temsilciler meclisinde onaylanmasının ardından Senato'ya gönderilip Ocak 2020'de Trump'ın yargı oturumlarında ele alınması gerekiyor. Amerika yargıtayının baş hakiminin yöneteceği Senato'da düzenlenecek Trump'ın yargı sürecinde Senatörler Trump'ın Beyaz Saray'da kalıp kalmayacağını belirleyeceklerdir. 

 

Geçen salı günü Amerika genelinde Trump'ın azlinden yana olan 200 bine yakın kişi gösteriler düzenlediler. Buna ilaveten 750'yi aşkın Amerikan tarihçisi de bir bildiri yayımlayarak Trump'ın kongredeki azil sürecinin devam etmesini isteyip şöyle bir açıklamada bulundular: "Kanaatimizce, Trump'ın başkan konumundaki bu görevi gen soruya layık değilse o zaman hiçbir başka davranış da buna layık değildir. "

 

Buna rağmen kimi anketler kamuoyunda Trump'ın azlinden yana olanların sayısında azalma görüldüğünü ve yüzde 50'den 45'e düştüğünü gösteriyor. Trump'tan önce ise sadece iki başkan hakkında azil süreci başlatılmıştır. Bunlar Amerika'nın 17'inci Başkanı Andrew Johnson ve 42'inci başkan Bill Clinton'dır. Amerika'nın 37'inci başkanı Richard Nixon da temsilciler meclisi araştırmaları aşamasına kadar gelse de sonunda bu mecliste azil tasarısı oylamaya çıkarılmadan önce istifa etmişti. 

 

Bir Amerikan başkanının, başkanlığın ilk döneminde azil sürecinin başlaması bu ülkenin tarihinde ilk kez yaşanıyor. Bu yüzden bu azlin çok belirleyici bir etki yapacağı söylenmektedir. Çünkü 2020 başkanlık seçimlerini doğrudan etkilemesine kesin gözü ile bakılmaktadır. Buna esasen Cumhuriyetçiler bir an önce bu azil kabusundan kurtulup 2020 başkanlık seçimlerinde zafer elde etmeye odaklanmak istiyorlar. Demokratlar ise azil meselesi ve Trump'a yöneltilen ithamları  Kasım 2020 seçimleri gecesine dek devam ettirip onun yenilgisi ve kendilerinin zaferi için zemin hazırlamak istiyorlar. 

 

Demokratlar bu sürecin Trump'ın popülerliğini azaltacağını ve hatta onun 2020 Amerikan başkanlık seçimlerinden devre dışı bırakılmasına yol açacağını umut ediyorlar. Gerçekte 2020 Amerikan başkanlık seçimlerinin sonuçlarının bildirileceği güne dek bu durumun kime yarayacağını söylemek mümkün değildir. Buna rağmen Trump'ın karakteri ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda onun seçimlere göz yumması pek düşük ihtimalli bir olaydır. Trump bu azil sürecini kendine oy kazandırmak için bir fırsata dönüştürmek için elinden geleni yapacaktır. 

Bu doğrultuda Trump kendi azli ve görevden alınma konusunu abartarak Cumhuriyetçilerin desteğini de arkasına almaya çalışacaktır. Nitekim Trump halihazırda bile görevden uzaklaştırılmasının sonuçları ve yan etkileri hakkında uyarılarda bulunmuştur. 

Bu çerçevede Trump 30 Eylül 2019'da Twitter'dan yayımladığı bir mesajda demokratların onu görevden uzaklaştırmalarına muvaffak olmaları halinde Amerika'da hiçbir zaman onarılamayacak etkiler bırakan iç savaş çıkacağını öne sürdü. 

Buna rağmen Trump'ın bu yöndeki açıklamaları ve abartıları daha çok kendi azlini geciktirmek ve engellemek için ortaya atılan blöfler olarak değerlendirilebilir. Bu yüzdendir ki Amerika temsilciler meclisindeki demokratlar da bu tehditlere aldırmadan onun azil soruşturmasının başlatılmasına oy vermiştir.