Fransa'da Kapsamlı Güvenlik Tasarısına Karşı Çıkmalar
Fransa son dönemlerde birçok toplumsal ve siyasal sorun ile karşı karşıya kaldı.
Fransa, Emmanuel Macron'un cumhurbaşkanlığı döneminde yürüttüğü ve izlediği politikalarına ve eylemlerine karşı her türlü protestoya tanık oldu.
Emmanuel Macron'un ekonomik politikalarına karşı oluşturulan Sarı Yelekliler hareketinin ardından, Fransız hükümeti medya özgürlüğünü kısıtlama çalışmalarına karşı yaygın protesto gösterileri düzenlenmektedir.
Fransa'da "Kapsamlı Güvenlik Yasası" olarak bilinen tartışmalı bir yasa tasarısının, özellikle de bu yasa tasarısının 24'üncü maddesi başkent Paris dahil 70 Fransa şehrinde yeni bir protesto dalgasına yol açtı. Fransız halkı Cumartesi günü gösteriler düzenleyerek ve sloganlar atarak tasarıyı protesto etti. Son dönemde görevdeki polis memurlarının görüntülerinin alınmasını yasaklayan tasarının kabulü de daha önce Fransa genelinde geniş çaplı halk itirazlarına ve medeni grupların eleştirilerine yol açmıştı.
Tartışmalı yasa tasarısı olan "Kapsamlı Güvenlik Yasası" geçtiğimiz günlerde Fransız Ulusal Meclisi tarafından onaylandı. Tasarı, görevdeki polis güçlerinin görüntülerinin yayınlanmasını suç sayıyor ve para cezası ve hapis cezası da içeriyor. Tasarının 24. maddesine göre, polis memurları ve jandarma memurlarının görüntülerinin alınması ve paylaşılması bir yıl hapis ve 45 bin Euro para cezası ile cezalandırılacaktır. Fransız Senatosu tarafından nihai onayı bekleyen tasarı, yaygın protestolar nedeniyle rafa kaldırıldı ve şimdilik iptal edildi. Ancak milletvekilleri bazı değişiklikler yaptıktan sonra yeniden bu tartışmalı tasarıyı meclise çıkaracaklarını söylediler.
Tasarının muhalifleri, "Kapsamlı Güvenlik Yasası"nın medya özgürlüğünü kısıtladığını savunuyorlar. Sivil gruplar ve medya mensupları da tasarının ve yasanın basın özgürlüğünü engelleyeceğinden, polis şiddetini körükleyeceğinden ve arttırmasından endişe duyuyorlar. Geçenlerde, Fransız sosyal medya kanallarında Paris polisinin siyahi bir vatandaşı darp ettiği görüntüleri yayınlandı. Kapsamlı Güvenlik Yasası sonunda kabul edilirse, Fransız polisi, özellikle gösteriler ve sivil toplantılar sırasında protestocular ve muhaliflerle başa çıkmada neredeyse eşi görülmemiş bir özgürlüğüne ve şiddet uygulama gücüne sahip olacak. Sarı Yelekliler gösterileri sırasında Fransa'da polis ve güvenlik güçlerinin ve protestocuların karşı karşıya gelmesi göstericilere yönelik şiddet olaylarının göstergesi idi. Kasım 2018'de başlayan Sarı Yelekliler gösterilerinde en az 10 kişi öldü, binlercesi de yaralandı, bazıları ise polis ve çevik kuvvet güçlerinin özel silahlar kullanması nedeniyle görme yetilerini kaybetti. Şu anda, özellikle protestocularla karşılaşırken polis güçlerinden görüntü alma yasağının, polis şiddetini önemli ölçüde artırabileceği endişesi var.
BM uzmanları 3 Aralık tarihli bir raporda, Fransa hükümetinin Kapsamlı Güvenlik Yasası tasarısının kabul edilmesi halinde uluslararası insan hakları yasalarının ihlal edeceğini ve bu tasarının kapsamlı bir şekilde revize edilmesi gerektiğini söylediler.
Aslında, bu tasarının Fransız hükümeti tarafından sunulması ve bu ülkenin Ulusal Meclisinde ilk onayı, Macron hükümetinin bireysel ve sosyal hak ve özgürlükleri hiçe saydığını göstermektedir. Bu arada Fransa, diğer ülkelerdeki insan hakları durumunu, özellikle de Batı egemenliğine karşı olan ülkelerdeki insan hakları durumunu defalarca eleştirmiştir.Şimdi de özellikle de Müslümanlara karşı birçok insan hakkı ihlaline imza atan Macron hükümetine yönelik eleştiriler çığ gibi büyümektedir.
"Teslim Olmayan Fransa" partisinden Adrien Quatennens, ise bu hususta şöyle diyor: "Bu yasa Fransa için bir utanç kaynağıdır. Bu yasa Fransa'nın çehresinin uluslararası arenada karalanmasına neden oldu".