Amerika'nın Ukrayna'ya Askeri Yardımları ve Rusya'yı Karşısına Alması
Amerika savunma bakanlığı-Pentagon, Rusya'ya karşı koymak için yeni adımlar kapsamında Ukrayna'ya askeri yardım paketi sunacağını bildirdi.
Pentagon sözcüsü bu bağlamda yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Amerika savunma bakanlığı, Ukrayna güvenliğine yardım etmek amacı ile 125 milyon dolarlık yeni paket sunacak. Bu paket, Ukrayna'ya toprak bütünlüğünü korumak ve de sınırlarının güvenini karşılamak için ayrılmıştır."
Daha önce de Amerika savunma bakanı Lloyde Austin Ukrayna savunma bakanı Andriy Taran ile telefon görüşmesinde Amerika'nın Ukrayna silahlı kuvvetlerini güçlendirmek yönünde kendisinin yükümlü olduğunu, bunu da Rusya'ya karşı koymak için yaptığını belirtmişti. Austin Ukrayna'ya silah göndermekten yana olduğunu da vurguladı.
Ukrayna da son dönemde, zırhlı araçlar, İHA'lar ve tanksavar füzelerden oluşan yüz milyonlarca dolar değerinde askeri yardımın alındığını duyurmuştu.
2014'ten beri başlayan Ukrayna krizi, Rusya ile Amerika ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak biliniyor. Washington Batıcı Ukrayna hükümetine yardım bahanesi ile son 6 yılda Rusya'ya karşı yaptırımlar uygulayarak bu yaptırımları daha da genişletti. Tabi ki tüm yaptırımların bahanesi ise Kırım yarım adasının Rusya topraklarına eklenmesi ve Moskova'nın bölücü Doğu Ukrayna'daki grupları desteklemesidir.
Bu doğrultuda Barack Obama ve Trump hükümetleri ve şimdi de Biden yönetimi Ukrayna'nın askeri olarak güçlendirilmesine vurgu yapıp bu ülkeyi en gelişmiş silahlar ile donatmaya çalıştılar. Bu bağlamda Ukrayna'nın NATO'ya katılması da söz konusu olmuştur.
Amerika'nın stratejik B-52 bombardıman uçakları başta olmak üzere tüm askeri savaş uçakları, şimdiye dek tatbikatlara katılma bahanesi ile Ukrayna semalarında uçuş yapmışlardır. Washington aynı zamanda Ukrayna'nın Odessa limanında deniz istasyonu da kurmuş ve bu üssü operasyonel aşamaya getirmiştir.
Tüm bunlara rağmen Rusya ulusal güvenlik doktrininde Amerika'nın özellikle de NATO bağlamında daha önce Sovyetler Birliği üyesi olan ülkelerde hiçbir yeri yoktur ve Moskova'nın kırmızı çizgisi sayılır. Fakat Beyaz Saray bununla da yetinmedi. Bu yüzden Washington Ukrayna ile Rusya arasını oldukça açmak ve aralarına büyük bir mesafe koymak istiyor. Bu bağlamda Moskova, Washington'u defalarca Minsk anlaşmasını itibarsızlaştırmaya çalışmakla itham etmiştir. Ayrıca Ukrayna Ortodoks kilisesinin Ekim 2018'de Rusya Ortodoks kilisesinden ayrılmasının açıklanması ardından Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov bu girişimin Amerika'nın açık ve doğrudan desteği ile gerçekleştiğini belirtti.
Biden yönetimi, Amerika devletinin daha önce bulunduğu girişimlere ilaveten, Ukrayna'yı siyasi olarak destekleme ve Rusya'yı zayıflatmak için yeni adımlar atmak istiyor.
Amerika başkanı Joe Biden son dönemde Washington'un hiçbir zaman Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasına ve Kırım yarımadasına el koymasını kabul etmeyeceğini belirtti ve Amerika'nın Ukrayna yanında yer alarak Rusya'ya karşı geleceğini iddia etti.
Siyasi analist Thomas de Waal ise şöyle diyor:" Biden hükümeti Rusya ile düşmanlık ekseni etrafında geniş çaplı bir şekilde Ukrayna ile ilişkilerini geliştirmek ve arttırmak istiyor. Washington'un Ukrayna'ya yardımı ve Kiev'i çok taraflı Normandy ve diğer ikili müzakerelerde Rusya'ya karşı sert tutum izlemesine teşvik etmesi ise Rusya ve Ukrayna ilişkilerini daha da kötü bir duruma getirecektir."
Tüm bu sebeplerden dolayı, Amerika'nın girişimlerinin genel amacı ise Moskova ile Kiev arasındaki ilişkilerin ve bağların tamamen kopması ve sonuçta Ukrayna'nın kolay bir şekilde Batı Blokuna entegre edilmesi olduğu anlaşılıyor./