ABD'nin Çin'in misilleme kararını eleştirmesi
ABD yönetimi, Çin'in iki Amerikalı yetkili, bir Kanadalı temsilci ve Kanada Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komitesi'ni yaptırım listesine alma kararını kınadı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada, Çin'i insan haklarını ihlal etmekle suçlayarak, Pekin'den kötü davranışları ve insan hakları ihlaline son vermesini istedi.
Blinken'in açıklamasından önce de, Kanada Başbakanı Jastin Trodow, Pekin'in yaptırımlarını kınayarak, insan haklarını savunacağı sözünü verdi.
Pekin ile Washington arasında Sin Kiyang bölgesinde insan haklarının ihlal edildiğine dair iddialar üzerinde gerilimin tırmanmasının ardından, Çin Dışişleri Bakanlığı, misilleme olarak bazı Amerikalı ve Kanadalı yetkililer ve kurumlara karşı yaptırım kararı aldığını duyurdu.
Çin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Pekin'in ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkanı Gayle Manchin ve ve yardımcısı Tony Perkins'i yaptırım listesine aldığını bildirdi.
Çin ayrıca, Kanada parlamento üyelerinden Michael Chong'u ve 8 üyesi bulunan Kanada Uluslararası İnsan Hakları Alt Komitesi'ne yaptırım uyguladığını duyurdu.
ABD ve Kanada'nın Avrupalı ülkelerine Sin Kiyang bölgesinde insan hakları ihlali gerekçesiyle Pekin'e karşı yaptırım uygulama doğrultusunda eşlik etmesine karşı Çin de misillemede bulundu. AB, İngiltere, Kanada ve ABD, Sin Kiyang'ın bazı yetkililerini senkronize bir şekilde yaptırım listesine almıştı.
Çin'in yaptırım kararını eleştiren ABD, dünyada başka ülkelere karşı en fazla yaptırım uygulayan ülke olarak tanınıyor. Washington'un Çin başta olmak üzere diğer ülkelere karşı yaptırımları, siyasi, ticari, askeri ve insan hakları olmak üzere muhtelif bahanelerle gerçekleşiyor. Ancak hepsi aynı şeye, yani ABD'nin çıkarlarına hizmet ediyor.
***
Biden yönetiminin iktidara gelmesinden sonra, ABD'nin Avrupalı müttefikleriyle birlikte Çin'e karşı baskısı artmış bulunuyor.
Çin'i insan haklarını ihlal etmekle suçlayan ABD, dünyada en büyük insan hakları ihlalcisi sayılıyor ve bu ülkede ırkçılık ve ayrımcılıkta doruk noktaya ulaşmıştır.
Buna ilaveten, Amerikan polisinin siyahilere karşı kullandığı aşırı şiddet ve bundan kaynaklanan toplumsal olaylar, insan haklarını savunduğunu iddia eden ABD'de insan hakları durumunun oldukça kötü durumda olduğunu gösteriyor.
Nitekim Çin Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'de insan hakları ile ilgili yıllık raporunda aynı hususa vurgu yapılmıştır.
Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan raporda, ABD'de korona salgınıyla mücadelenin ihmal edilmesi, siyasi seçimlerin zenginlerin oyunu haline dönüştürülmesi ve sosyal uçurumun artması gibi diğer konulara dikkat çekilmiştir.
Biden yönetimi, Çin'i ABD'ye karşı bir tehdit olarak görme yerine, Çin'in gücü hakkında suçlamalarda bulunarak, bu ülkenin uluslararası düzen için ciddi bir tehdit olarak göstermeye çalışıyor.
Siyaset uzmanlarından Fyodor Lukyanov, Çin ile ABD arasında ekonomik alandaki çekişmenin artmasının Pekin ile Washington arasında askeri-siyasi bir çatışmaya dönüşebileceğine inanıyor.
ABD'de Demokrat hükümetlerin insan haklarını bir araç olarak kullandığı için, ABD'nin yeni yönetimi ve Batılı müttefikleri, Çin'i insan haklarını ihlal etmekle suçlayarak, aynı bahaneyle bu ülkeye karşı yaptırım uyguluyorlar.
Washington'un Honk Kong ve Sin Kiyang meselesi gibi Pekin'in iç işlerine artan müdahalesiyle Pekin ile Washington'un hattının hiç görülmemiş biçimde gerilebileceği düşünülüyor.