BMGK’nin Afganistan özel oturumu
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi BMGK’nin Afganistan’da şiddetin artması ile ilgili özel oturumu Cuma günü New York’ta düzenlendi.
Oturuma konseye üye ülkelerin temsilcileri bu arada Amerika, Rusya, Britanya, Çin ve Hindistan, Afganistan’da sivillere karşı artan saldırı ve şiddeti kınarken mevcut çok zor duruma son verilmesi için siyasi bir anlaşmaya varma gerekliliğini vurguladılar.
Görünüşe göre Taliban ve Afganistan devlet güçleri arasında çeşitli vilayetlerde artan benzeri görülmemiş çatışmalar ve Taliban’ın ülkenin büyük bir bölümünü kontrolde bulundurduğuna dair iddiası, Güvenlik Konseyi’nin özel oturumunun Afganistan durumunu ele almak için düzenlenmesini kaçınılmaz kıldı.
Amerika ve NATO askeri güçlerinin, Mayıs 2020’den başlayan ve 11 Eylül tarihinde bitmesi gereken Afganistan’dan geri çekilme programı Amerika başkan Joe Biden tarafından 31 Ağustos tarihinde sona ermesi ardından Taliban Afganistan’a sulta kurmak için ortamı uygun görünce ülkenin dört bir yanında saldırılarına hız verdi.
Komşu ülkelere mülteci akını, iki taraf arasındaki çatışmalarda kan dökülmesinin artması ve sivillerin öldürülmesi, El Kaide ve IŞİD gibi terörist grupların faaliyetlerini yoğunlaştırarak, özellikle Orta Asya'da komşu ülkelere güvensizlik ve çatışma yayarak aşırı terörizm riskinin artması, Taliban'ın elindeki bölgelerde uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığın artması, Afganistan merkezi hükümetinin çöküş olasılığının artması ve diğer birçok benzeri konu, dünya toplumunu Afganistan’daki mevcut vahim durumu hakkında endişelendirmiştir.
Aslında Afganistan’da yaşanan mevcut durumdan Amerika’nın direkt sorumlu olduğunu unutmamak gerekir. Amerika başkanı Joe Biden, Afganistan çıkmazından kurtulmak için, 8 Temmuz tarihinde Amerikan askerlerinin bir an önce ve hatta acele ile Afganistan’dan geri çekilmesi emrini verdi. Kendisi bu bağlamda yaptığı açıklamada Amerika’nın en uzun yaşadığı savaşa son verme zamanının geldiğini açıkça söyledi.
Amerika şimdiye kadar Afganistan’daki güçlerinin yüzde 95’ini geri çekmiş ve bu yüzden Taliban çok daha aktif hale gelerek yeni bölgeleri işgal etmiştir. Aslında yaşanan güvenlik boşluğu, Afganistan askeri ve güvenlik güçlerinin hızlıca ve etkin şekilde doldurabilecekleri bir şey değildi.
Afganistan siyasi meseleleri uzmanı Ahmet Saidi bu bağlamda şöyle diyor:
Amerika Afganistan hükümeti ile stratejik anlaşması ve Taliban ile de Doha anlaşması; bu yüzden Amerika için Taliban’ın mı , Kâbil hükümetinin mi ya da ikisinin karışımı bir hükümetin Afganistan’da olmasının bir farkı yoktur. Amerikalılar iki taraf ile gelecekte işbirliği yapmak için anlaşmaları var ve Taliban ile hükümet düellosunun sonucunu bekliyor.
Son zamanlarda yaptığı açıklamada Afganistan’daki kaos ve güvenlik sorunundan Amerika’nın tüm güçlerini “aniden” ülkeden çekmesinin sebep olduğunu belirten cumhurbaşkanı Eşref Gani, tüm Amerikan güçlerinin çekilmesinin olumsuz etkileri olacağı hakkında uyarıda bulundu.
Buna rağmen Afganistan güvenlik güçlerinin Taliban’ı yenmeyi ve geri püskürtme gücüne sahip olduklarına diretiyor. Fakat bazı uzmanlar mevcut güvenlik ve askeri duruma karşı Taliban’ın ülkenin çeşitli bölgelerinde ilerlemesine işaretle, yabancı güçlerin bu ülkeden geri çekilmesi ve özellikle hava kuvvetlerinin olmaması ile Afganistan’ın Taliban tarafından ele geçirilme ihtimalinin iki katına çıktığını belirtiyorlar.
Hiç şüphesiz mevcut durumun olumsuz sonuçları dikkate alındığına, bu senaryonun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin istediği senaryo değildir, bu yüzden Konseyin bildirisinde bu konuya açıkça değinilmiştir./