Amerika dışişleri ve savunma bakanlarının Fars Körfezi çevre ülkelerine ziyareti
(last modified Mon, 06 Sep 2021 13:34:44 GMT )
Eylül 06, 2021 16:34 Europe/Istanbul
  •  Amerika dışişleri ve savunma bakanlarının  Fars Körfezi çevre ülkelerine ziyareti

Amerika dışişleri bakanı Anthony Blinken ve savunma bakanı Lloyd Austin Pazar akşamı ayrı ayrı seferler halinde Amerika ortağı ve müttefiki sayılan ülkelere ziyaretler gerçekleştirmek üzere yola çıktılar. Bu iki Amerikalı yetkili bu ülkeler ile Afganistan eksenli tehditlerin tekrar ortaya çıkması hususunda görüşmeler yapacaklar.

 Amerika'nın Joe Biden'ın  bu sonsuz savaştan kurtulma  amacı ile gerçekleştirilen iddiasına rağmen Afganistan'dan skandal bir şekilde çekilmesi, küresel açıdan ve Washington'un ortakları açısından bile   Amerika'nın  etkin küresel bir güç olarak konumunu kaybetmesi şeklinde yorumlandı. Şimdi de  Amerika'nın Fars Körfezi bölgesi dahil bölgesel müttefikleri ve ortakları, Washington'un  ortaklarına karşı güvenlik taahhütlerine ve bağımlılıklarına bağlı kalıp kalmayacağı hususunda ciddi tereddütler yaşamaktadırlar.   

Bu yüzden görünen o ki Amerika dışişleri bakanı ve savunma bakanının bölgeye yaptığı ziyaretlerinin temel amacı da  Washington'un ortaklarına güven duygusunu aşılamaktır. Bu bağlamda Biden'ın  Amerika'nın Afganistan'daki askeri varlığını sonlandırmasının  ve daha çok Çin ve Rusya'nın yarattığı güvenlik sorunlarına odaklanmasının  Amerika'nın Batı Asya'daki ortaklarının bırakılması anlamına gelmediği algısı yaratılmak istenmektedir. 

Tabii ki bu iki yetkilinin özellikle de Amerika dışişleri bakanının  Suudi Arabistan gibi Amerika'nın bölgesel ortakları ile Afgan mültecileri kabul etme hususunda müzakere yapması, aynı zamanda  Katar'ın Afganistan krizinde daha fazla rol almasını istemesi de öngörülmektedir. 

Amerika onyıllar boyunca  Fars Körfezi bölgesinde   ortaklarının güvenliğini temin etme bahanesi ile  bölgede yoğun bir askeri varlık göstermiş ve bu doğrultuda da  Amerika deniz kuvvetlerinin beşinci filosu Bahreyn'e konuşlandırılmıştır. 

Amerika başkanı Joe Biden,  Çin'i  Amerika'nın güvenlik önceliği gösterse ve de Rusya'ya karşı ciddi stratejik  sorunlardan söz etse de  şimdiye dek  Amerikan güçlerinin Fars Körfezi bölgesindeki güçlerinin son bulması ile ilgili söz etmemiştir.  Bu yüzden   Amerika'nın Irak'taki askeri varlığının yakında son bulması ihtimaline karşın ve de Amerika'nın bölgedeki güçleri ve askeri teçhizatlarının  azaltılmasına rağmen  Washington'un hala  Fars Körfezi bölgesinde askeri varlığını sürdürmek istediği söylenebilir. 

 

Amerika savunma bakanı Lloyd Austin  Fars Körfezi bölgesine ziyarete çıkmadan önce  terör tehditlerine odaklı kalmanın  önemli olduğunu belirterek şu açıklamada bulundu:"   Amerika halkına yönelik dünyanın farklı noktalarından gelen tehditlere karşı  maksimum girişim budur. Amerika Çin'den gelen stratejik sorunlara odaklansa bile  bu durum gözden kaçırılmamalıdır. "

  Aslında bu açıklamalar Amerika'nın  Fars Körfezi bölgesindeki filolarını korumak ve Katar, Kuveyt ve BAE'ndeki askeri üslerini korumak istediğini gösteriyor. 

Washington makamlarının  güvenlik anlaşmaları ve taahhütlerine bağlı kalma iddialarına rağmen   Amerika'nın rezil rüsva bir şekilde Afganistan'dan çekilmesinin bu ülkenin imajına büyük zararlar verdiği aşikardır. 

Aslında bu çekilme ve kaçış,  dünya genelinde Amerika imajına büyük zarar verdi ve Washington'un ortakları gözündeki konumunu zayıflattı.   Hale Sitesi ise  bu hususta şu yazıya yer verdi: " Amerika çıkışı sonrası Afganistan'daki çöküş, Washington'un küresel anlamda imajına  acı zararlar verebilecek bir gelişmedir. Özellikle Çin ve Rusya'ya karşı büyük bir imaj kaybı yaşanacaktır.  Amerika'nın  Afganistan'daki skandal bir şekilde çekilmesi ve Biden'ın  bu savaşzede ülkede hedefleri gerçekleştirememe itirafı  Amerika'nın küresel imajını, verdiği vaatlere güveni tamamen zedelemiştir. "

 Amerikalı siyasetçi Henry Kissinger ise şu açıklamada bulunmuştu: " Bu yenilgiyi telafi etmek için yakın gelecekte hiçbir stratejik adımın atılması söz konusu değildir.  Amerika'nın ihmalkarlığı ortaklar arasında  ümitsizliğe yol açmış, düşmanları  ümitlendirmiş ve  gözlemcilerin  kafalarının karışmasına yol açmıştır. "