Kanada Hükümeti'nin Yerlilere tazminat ödemeye çarptırılması
2016 yılında Kanada hükümetini yerlilere karşı ırkçılık, baskı ve katliam uygulamakla suçlayan Kanada insan hakları mahkemesi hükümetten insan hakları karşıtı siyasetleri nedeni ile yerli halka tazminat ödemesine karar verdi.
2019 yılında mahkeme kararının temyizini isteyen başbakan Justin Trudeau, bu kez katliam ve ırkçı siyasetler nedeni ile zarara uğrayan yerli halktan her birine 40 bin dolar tazminat ödemeli. Federal mahkemenin kararı, Kanada hükümetine milyarlarca dolara mal olması bekleniyor.
Kanada mahkemesinin bu kararı aslında Kanada Hükümeti tarafından Yerli halka karşı insanlık dışı muamele iddialarının onaylanmasıdır.
Yerli Kanadalılar, 15. yüzyılda Amerika keşfinden önce bu toprakların asıl sakinleriydi ve "ilk kabileleri", "Eskimoları" ve "Metis" olan kabileleri hala günümüz Kanada sınırları içinde yaşıyorlar.
İstatistiklere göre, Kanada'da kötü koşullarda yaşayan 1,2 milyondan fazla Yerli insanlar arasında yoksulluk, intihar ve uyuşturucu madde bağımlılığı çok yüksektir. Aslında Kanada hükümetinin ırkçı politikaları sonucunda Yerliler pek çok sorunla karşı karşıya bulunmaktadır. Geçtiğimiz birkaç yüzyıl boyunca, beyazlar ve Kanada hükümeti tarafından fiziksel ve ruhsal olarak taciz edildiler.
Üstelik kilisenin de yerli çocuklara karşı insanlık dışı muamelede bulunduğu, onları ailelerinden zorla ayırarak, kurduğu ve idare ettiği yüzlerce okulda tuttuğu da biliniyor. Birçok insan hakları kuruluşu ve kurumu, Kanada hükümetini insan haklarının bariz ihlalleri, ırkçılık ve uluslararası hukuk ihlalleriyle suçluyor.
Kanada hükümetinin Yerlilere yönelik ırkçı davranışları 21. yüzyılda da devam ederek insan hakları kurumların tepkisine sebep oluyor. Bir süre önce uluslararası Af Örgütü yayınladığı raporda Yerlileri, alınan kararlar ve aktif ortaklıktan uzaklaştırma sonucu Kanada'nın Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Hakları Bildirgesi'nde belirtilen insan hakları standartlarından uzaklaşmasına sebep olduğunu belirtti.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin 2018 raporunda, Kanada'daki "Yerli Kanun"un ayrımcı maddelerine atıfta bulunuldu. Raporda Kanada'nın söz konusu yasadaki ırkçı maddeleri iptal etmesi belirtildi.
Kanada Yerli Kanunu 1879 yılında ve tamamen ırkçı temellere dayanarak onaylandı. Yerli halklara yönelik insanlık dışı davranışların bariz bir örneği, Kanada'da onlarca toplu mezarın bulunmasıdır. Yalnızca son birkaç ayda, Kanada'daki yatılı okullarda yüzlerce küçük çocuğun bulunduğu birkaç toplu mezar keşfedildi. Söz konusu yatılı okullar, yerli çocukları zorla ailelerinden ayıran kiliselere ait olup, Kanada hükümetinin kimlik değiştirme ve yerli kültürü yok etme çabalarına hizmet ediyordu.
Yaklaşık 200'e yakın söz konusu toplu mezarlar aynı zamanda Avrupalıların kuzey Amerika'ya göçü ile eşzamanlı olarak Kanada Yerlilerinin sistematik ırkçılığa maruz kaldıkları ve bu sürecin hala devam ettiğini gösteriyor.
Her ne kadar Kanada başbakanı bazı çalışmalarla bazı Yerlilere kısıtlı özerklik vermeye ve çocukların toplu mezarları meselesinden dolayı fiyaskoyu telafi etmeye çalışsa da Yerli Kanadalılara yönelik baskı ve ayrımcılığın kapsamı ve derinliği, ülkenin tarihinde kök saldığı için benzer propaganda çalışmaları ile telafi edilemez.
Kanada'nın eski yatılı okullarında toplu mezarların bulunmasının yeni bir konu olmadığına değinen Kanada Ulusal Yerli Derneği Başkanı Perry Belgerd, bunu her sefer ortaya çıktığında acı veren bir yara olduğunu söyledi.
Hal bu ki Kanada her zaman en büyük insan hakları savunucusu sayılır ve Birleşmiş Milletler insan hakları konseyi gibi uluslararası toplumlarda eleştirilerin keskin tarafını batının egemenliği ve sultasına karşı olan ülkelere doğru yöneltiyor. Ancak, ülkenin insan hakları karnesinde, Yerlilere karşı tutumu ve onlara çeşitli kısıtlamalar uygulamak gibi birçok karanlık nokta bulunmaktadır./