Fransa'nın Amerika ve Britanya ile ihtilaflarının derin olduğunu vurgulaması
Fransa dışişleri bakanı Jean-Yves Le Drian, Avustralya, Amerika ve Britanya ile ihtilaflarının derin olduğu ve halen devam ettiğini duyurdu. Le Drian Fransa deniz altıların satış anlaşmasını iptali ile eşzamanlı olarak Amerika'dan nükleer denizaltı satınalmak için anlaşma imzalaması ile ilgili ihtilafların halen devam ettiğini vurguladı.
Fransa dışişleri bakanı, içinde oldukları krizin vahametinin bir gerçek olduğunu, aralarında görüşmelerin başlamasının krizin sona erdiği anlamında olmadığını söyledi.
Avustralya tarafından 31 milyar Euro değerinde 12 denizaltı satış anlaşmasının iptali ve buna karşılık Amerika'dan 8 nükleer denizaltının Avustralya tarafından satınalma anlaşması üzerine Paris ve Washington arasında baş gösteren son kriz, Fransız yetkililerin sert tepkilerine sebep olurken bu kararı kınamak için diplomatik normların dışında bir dil kullandılar.
Şimdi Fransa dışişleri bakanının özellikle Amerika ve Britanya başta olmak üzere batı bloğunun 3 önemli ülkesine karşı belirlediği tutum, Amerika dışişleri bakanı Anthony Blinken’in Paris’e ziyareti ve burada başta cumhurbaşkanı Emmanuel Macron olmak üzere üst düzeyli Fransa yetkilileriyle görüşmekle Paris’in gönlünü almaya çalışmasına rağmen Fransa’nın Washington’u eleştirmesi ve Londra ile artan sorunlar konusunda tutumuna devam ettiğini gösteriyor.
Fransa’nın bu tutumu büyük ölçüde, Amerika’nın denizaltı satın alma anlaşmasının iptalinden kaynaklanan Fransa kayıplarını telafi etmek için etkili herhangi bir eylemde bulunmaması ve Hint-Pasifik bölgesindeki batı koalisyonuna katılması için hiçbir davetin yapılmamasından kaynaklanmaktadır.
Aslında Biden hükümeti, bir takım diplomatik jestler ve Fransa'nın Avrupa ve uluslararası arenalardaki rolüne övgüler yağdırarak Fransız makamlarını avutmaya çalışıyor. halbuki Amerika uygulamada stratejik Hint-Pasifik bölgesinde Avrupa ve özellikle Fransa’ın rolünü azaltma bağlamında adım atmakla kalmadı üstelik bilinçli olarak kendi çıkarları bağlamında Fransa’nın çıkarlarını ayaklar altına aldı.
Bu yüzden mevcut durumda Emmanuel Macron Avrupa ve Amerika ilişkilerinde saflığı bir kenara bırakmayı isterken Avrupalılara Washington’a güvenmek konusunda uyarıda bulunuyor.
Fransız siyasi meseleler uzmanı Mark Finnad Washington ve Canberra arasında son denizaltı anlaşmasına işaretle, “bu eylemin bölünmeler oluşturmaya ilaveten Avrupa’nın Amerika’dan daha fazla stratejik özerkliğinde yolunu açtığını” savunuyor.
Tabi ki Fransa bölgede kendi konumunu ihya etmeye çalıyor ve Avustralya’nın on milyarlarca dolar değerinde Fransız denizaltılarını satın almamasından duyduğu yoğun hoşnutsuzluğa rağmen ilişkileri iyileştirme bağlamında bazı girişimlerde bulunmuştur. Nitekim Avustralya’daki büyükelçisini tekrar Canberra’ya gönderdi.
Fransa dışişleri bakanı Jean-Yves Le Drian’ın vurguladığı diğer önemli konu, Fransa ve Britanya arasındaki yoğun ihtilaftır. Aslında Londra Brexit’in ardından yani İngiltere’nin AB’den ayrılması ardından bu ayrılığı daha da derinleştirmek için bazı girişimlerde bulunurken başta Fransa olmak üzere AB’nin diğer üyelerin çıkarlarını daha fazla ayaklar altına alıyor, bu bağlamda balık avlama hakkı ve sığınmacıların Fransa'dan Manş kanalı üzerinden İngiltere'ye girişine yoğun muhalefetine değinebiliriz.
Fransa dışişleri bakanı Jean-Yves Le Drian’ın belirttiğine göre Londra’nın AB ile ihtilafları, balıkçılık, göç, kuzey İrlanda protokolü ve şimdi de karşı tarafta oluşan güvensizliktir. Fransa’nın Britanya ile Avrupa boyutundaki ihtilaflarına ilaveten şimdi Paris’in eleştiriler daha çok Londra’nın Amerika ve Avustralya ile birlikte AUKUS olarak bilinen 3’lü koalisyon kurmak gibi Hint-Pasifik bölgesinde Washington ile tamamen eşlik etmesi içindir.
Zira burada Londra sözde kendi küresel rolünü tanımlamak için Avrupa çıkarlarına tamamen aykırı olan Washington’un stratejik ortağı olarak yolunu Avrupa’dan ayırmıştır. Tüm bu sebepler Fransa ve Britanya arasındaki çatlağın daha da derinleşmesine sebep olmuştur./