AUKUS Anlaşmasının Nükleer Rekabeti Kızıştırması
(last modified Wed, 20 Oct 2021 15:24:30 GMT )
Ekim 20, 2021 18:24 Europe/Istanbul
  • AUKUS Anlaşmasının  Nükleer Rekabeti Kızıştırması

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Raphael Grossi Amerika, Britanya ve Avustralya arasında AUKUS anlaşmasının imzalanmasının ardından diğer ülkelerin de Avustralya'yı örnek alarak nükleer denizaltılar yapmaya yöneleceği uyarısında bulundu.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Raphael Grossi'nin  söylediğine göre şimdi de ülkeler Avustralya'yı örnek alıp  kendi nükleer denizaltılarını yapmaya başlayabilirler. Bu durum ise  nükleer silahların yayılması ve uluslararası kuralların ihlali açısından kaygı vermektedir.  Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı bu bağlamda  AUKUS anlaşmasının Avustralya için yol açacak  güvenlik ve yasal sonuçlarını incelemek için  özel bir araştırma takımı göndereceğini bildirdi. 

 Amerika, Britanya ve Avustralya 15 Eylül 2021'de   diplomatik, güvenlik ve askeri alanlarda İndo-Pasifik bölgesinde yeni işbirliği koalisyonu oluşturmak için mutabakat sağlandığını duyurdular.   Amerika başkanı Joe Biden, Britanya başbakanı Boris Johnson ve Avustralya başbakanı Scott Morrison üçlü görüntülü konferans aracılığı ile  AUKUS isimli  bu anlaşmanın sağlandığını duyurdular.  Biden hükümetinin böyle bir koalisyonu oluşturmaktan güttüğü önemli hedeflerden biri de  Avustralya ile  askeri ve silah işbirliklerini arttırmak ve Okyanusya bölgesinde Batı Blok'unun bir parçası olarak Avustralya ile bağları güçlendirmek ve sonuçta  Çin ile karşılaşmalarda bu avantajından ve bu ülkenin önemli rolünden yararlanmaktır. 

Amerika AUKUS anlaşması çerçevesinde  Britanya ile işbirliği içerisinde geçmişte görülmemiş bir girişimde bulunarak  nükleer denizaltı teknolojisini Avustralyalılara devredeceğini bildirdi.   Washington şimdiye dek  nükleer denizaltı yapımı ile ilgili gizli teknolojiyi, stratejik  müttefiki olarak  1958 yılında sadece  Britanya'ya sundu.  Avustralya ise AUKUS anlaşması çerçevesinde  Fransa'dan  konvansiyonel 12 adet konvansiyonel  alımını iptal ederek   Washington ve Londra'nın teknik yardımları ile  Adelaide limanında  8 adet  nükleer denizaltı yapacağını bildirdi.  

Böylece  ilk kez  nükleer silah sahibi olmayan bir ülke, nükleer denizaltılar ile donatılacaktır.   Halihazırda  sadece büyük nükleer güçler artı Hindistan  nükleer motorlu nükleer denizaltılarına sahiptir. Avustralya bu hususta bir istisna sayılmaktadır. 

 

 Biden hükümetinin  Avustralya ile ilgili bu girişimi,  bu ülkenin Amerika'nın Hint-Pasifik bölgesindeki güvenlik stratejisinde  önemli bir konuma sahip olduğunu ve aynı zamanda   Washington'un Çin ile karşılaşmak için ödemeye hazır olduğu bedelin boyutunu göstermektedir. 

CNN muhabiri Steven Jiang şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır: "Avustralya için  nükleer denizaltı yapmak,  Doğu Asya'nın silahlanma yarışının dönüm noktası sayılıyor. "

 Amerika Birleşik Devletleri, askeri nükleer teknolojinin ülkeler tarafından kullanımında çifte standartlı bir yaklaşım içerisindedir.  Biden yönetiminin eylemi, Washington açısından, müttefiki Avustralya'nın askeri nükleer teknolojiyle donatılmasının hiçbir sorun oluşturmadığını gösteriyor. Ancak Amerika'nın siyasetlerine karşı duran bir ülkenin böyle bir şey yapmasına karşı tolerans göstermeyen Washington, bu durumun Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın tüzüğünün ihlali olduğunu ve NPT anlaşmasının maddelerine aykırı olduğunu dilden düşürmeyecek şekilde tekrarlamaya başlar. 

Daha da önemlisi, Avustralya'yı nükleer denizaltılarla donatmak, bölgedeki diğer ülkeleri benzer kabiliyetler kazanmaya ve silahlanma yarışını yoğunlaştırmaya teşvik edecektir. Bu durum, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı direktörünün son açıklamalarında vurguladığı bir konudur.

Aynı zamanda, Avustralya'yı nükleer denizaltılarla donatmak, nükleer silahları ortadan kaldırmayı amaçlayan bir anlaşma olarak Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması-NPT'yi daha da zayıflatacaktır. NPT'nin amacı, dünyanın nükleer cephaneliklerini ve depolarını azaltmak ve nihayetinde nükleer silahları ortadan kaldırmaktır ve bu uygulamaya karşı yapılacak herhangi bir eylem, bu önemli silah kontrol anlaşmasının ruhuna aykırı olacaktır.