Yeni Tunus anayasasında İslam'ın resmi din olarak kaldırılması
Tunus'un yeni anayasa taslağının hazırlanmasından sorumlu Ulusal Danışma Komisyonu koordinatörü Sadık Balaid, cumhurbaşkanına sunulacak anayasa taslağının İslami partilere karşı çıkmak amacıyla ülkenin resmi dini olarak İslam'dan bahsetmeyeceğini söyledi.
Ulusal Danışma Komisyonu koordinatörü Sadık Balaid , "Bu eylemin amacı, Nahda hareketi gibi otoritesini dinden alan siyasi partilere karşı koymaktır, böyle yaparak dinin siyasi aşırılık için kullanılmasını engelleyeceğiz" dedi.
Tunuslu yetkili Tunusluların yüzde 80'inin aşırılıkçılığa ve dinin siyasi amaçlarla kullanılmasına karşı olduğunu, bu bağlamda yapacaklarının tam olarak bu doğrultuda olduğunu, yani ilk bölümde işin başında bu reformu yapacaklarını belirtti. Bunun yeni anayasanın İslam'a atıfta bulunmayacağı anlamına gelip gelmediği sorusuna Ulusal Danışma Komisyonu koordinatörü Sadık Balaid, "Hayır, anayasada böyle bir şey olmayacak ve bu konu muhtemelen mevcut anayasanın ilk bölümünden tamamen kaldırılacak. Buna rağmen, 2014 Tunus Anayasası'nın Genel İlkeleri'nin birinci bölümünde "Tunus, resmi dini İslam, resmi dili Arapça ve yönetim sistemi cumhuriyet olan özgür, bağımsız ve egemen bir devlettir" şeklinde yanıt verdi.
Ulusal Danışma Komisyonu'nun, İslam'ı resmi bir din olarak ortadan kaldırmak için Tunus'un yeni anayasasını hazırlama eylemi, 25 Temmuz 2021'de küçük Kuzey Afrika ülkesinde yarı-darbeyle iktidara gelen Tunus Devlet Başkanı Kays Said'in gerçek niyetlerini yansıtıyor. O dönemde beklenmedik bir hamleyle, Kays Said parlamentoyu askıya aldı ve parlamento başkanının yanı sıra başbakanı da görevden aldı ve işleri tekeline almaya çalıştı. Tunus cumhurbaşkanının hamlesi, başbakan ve hükümetin ekonomik koşulları iyileştirme ve koronavirüs salgınıyla etkin bir şekilde başa çıkma konusundaki başarısızlığından kaynaklandı. Bu girişim Tunus'ta büyük siyasi gerilimlere yol açtı, muhtemelen Tunus'un 2011'deki halk hareketinden bu yana en büyük siyasi krizi de bu oldu. Bağımsız Seçim Komisyonu'nun yapısını da değiştiren Kaysa Said, önümüzdeki ay yeni bir anayasa hazırlayacağını ve bir referandum yapılacağını söyledi. Hemen hemen tüm Tunus siyasi partileri ise bu girişimi reddetmiş durumdalar.
Aynı zamanda, Tunus cumhurbaşkanının geçen yılki eylemlerinin keskin ucu , muhaliflerinin, özellikle Nihda partisinin ve bu İslamcı partinin lideri Raşid el-Gannuşi'nin yargılanmasına ve kovuşturulmasına yönelmiştir.Tunus siyasi arenasında, Nahda partisinin Tunus siyaset arenasındaki aktif rolünden dolayı Tunus hükümeti Raşid el-Gannuşi'nin mahkûmiyetine zemin hazırlamak için yargıyı bir araç olarak kullanmaya çalışıyor, ancak bu eylemler geniş bir muhalefetle ve Kays Said'in isteklerine itaatsizlikle karşılandı. Bu nedenle Kays Said , 1 Haziran Çarşamba günü, yargıyı tasfiye etme planı kapsamında yolsuzluk ve teröre destek olmakla suçlanan 57 hakimi görevden aldı. Bazı siyasi aktivistler tarafından İslamcı Nihda partisiyle yakın bağlara sahip olmakla ve partiye karşı dava açılmasını engellemeye çalışmakla suçlanan Beşir Ekremi'dir. Tunus cumhurbaşkanı, bu İslamcı partiden yana olan yargıçları görevden alarak, Tunus parlamentosunun eski başkanı Nahda lideri Raşid el-Gannuşi gibi başlıca muhaliflerinin yargılanmasının önünü fiilen açtı.
Kays Said muhalifleri onu 2011'de halk hareketinin demokratik kazanımlarına karşı o zamanki Tunus Devlet Başkanı Zeynelabidine Ben Ali'nin devrilmesine yol açan bir darbe planlamakla suçluyor, ancak Kays Said eylemlerinin yasal olduğunu ve Tunus'u uzun bir savaştan kurtarmak için yaptığını iddia ediyor. Buna rağmen son bir yıldaki tüm eylemleri gücü elinde toplama ve siyasi muhaliflerini ortadan kaldırma yönünde olmuş gözüküyor. Bu arada, Tunus ekonomisinin çöküşü ve ülkedeki mali krizle birlikte, artan enflasyon ve işsizlik ve azalan kamu hizmetleri konusunda kamuoyunda yaygın bir öfke olasılığı ile karşı karşıya olduğu da uzmanlarca vurgulanmaktadır.