Fransız askerlerin Mali'deki varlığının sonlandırılması 

Fransa ile Mali arasındaki siyasi gerilimlerin devam etmesiyle, ve Mali'nin isteği üzerine sonunda Fransa bu ülkedeki askeri varlığını sonlandırma mecburiyetinde kalıp tüm askeri güçlerini bu ülkeden çıkardı. 

Assimi Goïta'nın iktidara geldiği 2021 darbesinin ardından bu ülkede Fransa ile Mali arasındaki gerilimler de git gide arttı. Mali yetkilileri, Fransız ordusunu ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölücü terör gruplarıyla işbirliği yapmakla, ayrıca sivillere yönelik şiddet uygulamakla ve terörist gruplara karşı savaşmamakla suçladı. 

Mali'deki askeri rejim, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u "yeni sömürgeci ve zorba" yaklaşımı terk etmesi ve Mali'nin içişlerine karışmaması konusunda uyardı. Mali Askeri Konseyi de ayrıca Fransa ile yapılan savunma anlaşmalarını tanımadığını ve uygulamayacağını açıkladı.

Terörle mücadele ve Afrika'da güvenliğin sağlanmasına yardımcı olduğunu iddia eden Fransız ordusu, Mali'nin de aralarında bulunduğu Batı Afrika  bölgesi ülkelerinde yıllardır faaliyet gösteriyor. Yayınlanan istatistiklere göre, "Barkan" operasyonu kapsamında bölge ülkelerinde yaklaşık 4 bin 500 Fransız askeri görev yapıyor. Bu sırada, terör örgütleri Batı Afrika kıyı ülkelerinde her zaman aktif olmuş ve özellikle Mali'nin kuzey bölgelerindeki saldırıları onlarca ölü ve yaralı geriye bırakmıştır.

Mali Geçiş Hükümeti Başbakanı  Choguel Kokala Maiga, konuyla ilgili şunları söyledi: " Kanıtlar ve belgeler, terör örgütleriyle mücadele bahanesiyle topraklarımıza gelen Fransız askerlerinin terörist grupları eğittiğini ve bu grupların  ülkenin üçte ikisini ele geçirmesine yardımcı olduklarını gösteriyor. " 

Şimdi de Mali yetkililerin ısrarı üzerine Fransa, askeri güçlerini Mali'den tamamen geri çekmek zorunda kaldı. Ancak Fransız makamları, geri çektiği güçlerini Afrika Batı kıyısı ülkelerindeki diğer bölgelerde konuşlandıracaklarını açıkladı.

Aslında Fransa, mali kamuoyunun baskısı altında bu ülkeden güçlerini çekmiş olmasına rağmen; resmen Afrika'yı terk etmeye istekli değil. Bu konu, Afrika'daki büyük güçlerin rekabetini yoğunlaştırmaktadır.

Afrika ülkeleri zengin doğal kaynakları nedeniyle her zaman sömürge rekabetinin merkezinde yer alsa da, özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın ardından uluslararası politikalardaki değişikliklerle birlikte daha fazla odak noktasında yer almışlar ve Afrika rekabeti de yoğunlaşmış durumda. 

Afrika'daki gelişmeler konusunda uzman olan King Dodro bu konuda şunları söylüyor: "Batılı ülkeler Afrika'da geçmişteki çıkarların aynısını arıyorlar; Bunlar arasında Afrika ülkelerinde daha güçlü üslerin kurulması, devasa yeraltı kaynaklarının yağmalanması, hedeflenen finansman programlarının dayatılması ve ilgili tüm taraflara silah satmak amacıyla askeri krizlerin kışkırtılması ve savaş alanlarının yaratılması yer alıyor."

Halbuki, diğer yandan Afrika ülkelerinde de halkın bilinç düzeyi, bağımsızlık ve anti-sömürgecilik duygusu ve farkındalığı düzeyi yükselmiş  ve Afrika halkı artı birçoğu yabancı ülkelerin varlığının sürmesini kabul etmiyor.

Demokrasi Çalışmaları Enstitüsü müdürü "William Gumed" bu konuda şöyle diyor: "Afrika'da yeni bir soğuk savaş yaşanıyor gibi görünüyor." Tabii ki bu durum her şeyden önce birçok Afrika ülkesinin sorunlarını ağırlaştırmaktadır. 

Sonuçta Fransa da yüzyıllar boyunca Afrika'yı sömüren ve bu kıtada büyük facialara ve katliamlara yol açan aktörlerden biri olarak Afrika macerasından vaz geçmek istemediği görülmektedir. Bu arada Mali gibi ülkelerin işgalcileri ve sömürgecileri topraklarından atması diğer ülkeler için de rol model teşkil edebilir ve sömürge karşıtı yeni bir dalga başlatabilir.