Almanya şansölyesinin Fars Körfezi'ne ziyareti; enerji krizinden kurtulmak için bir çaba
(last modified Mon, 26 Sep 2022 04:51:06 GMT )
Eylül 26, 2022 07:51 Europe/Istanbul
  • Almanya şansölyesinin Fars Körfezi'ne ziyareti; enerji krizinden kurtulmak için bir çaba

Enerji krizinin şiddetlenmesi ve Avrupa'daki gaz rezervlerinin azalmasından sonra, Almanya Şansölyesi "Olaf Scholz" çeşitli meseleler hakkında istişare amacıyla, Cumartesi günü Suudi Arabistan'ın "Cidde" şehrine girdi. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Scholz'un ziyaretinin sonraki destinasyonlarıdır. Bu ziyaretin ana ekseni enerji ile ilgili meselelerdir.

Yakıt krizi ve Ukrayna savaşının sonuçları ve Yemen dosyası ve İran'ın nükleer programı, Scholz ile Suudi Arabistan'ın üst düzey yetkilileri özellikle Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman arasında görüşülecek konular arasında yer alıyor. İlginç olan nokta, Suudi gazeteci ve eleştirmen Cemal Kaşıkçı'nın feci bir şekilde öldürülmesi başta olmak üzere Suudi veliahdının olumsuz insan hakları karnesine rağmen, Berlin için enerji meselesinin insan haklarıyla ilgili düşüncelerden daha önemli olmasıdır. Batı Asya Çalışmaları Enstitüsü'nün müdürü Eckart Woertz bu konuda şunları diyor: "Enerji krizinin tırmanması ve Avrupa'nın gaz rezervlerinin azalmasıyla, enerji ihracatçılarıyla insan hakları meselelerini görüşmek için daha az bir rağbet vardır."

Almanya Şansölyesi'nin dünyanın başlıca petrol ve gaz bölgelerinden biri olarak kabul edilen Fars Körfezi bölgesine yaptığı ziyaretin, yeni petrol ve gaz kaynakları tedariki alanında Almanya ve Avrupa için yeni perspektifler yaratmayı amaçladığı açıktır. Ukrayna savaşının Şubat 2022'nin sonlarında başlamasının ardından, deniz yoluyla petrol alımını durdurarak ve Rusya'dan gaz alımını azaltarak Rusya'nın enerji sektörüne yönelik yaptırım da, ilk defa olarak Avrupalı yetkililer tarafından ve ABD'nin yönlendirmesi ve talebiyle gündeme getirildi ve uygulandı. Aslında Avrupalı ​​yetkililer ekonomik yaptırımlar uygulayarak Ukrayna savaşında Rusya'ya baskı yapmaya çalıştılar ama Avrupa'ya yönelik bu politika şu ana kadar ters sonuçlar vermiştir. Rusya'ya karşı kapsamlı Avrupa yaptırımlarının uygulanması ve Moskova'nın Avrupa ülkelerine petrol ve gaz ihracatını azaltarak veya durdurarak karşı tepkileri bu ülkeler için enerji alanında vahim bir durum yaratmıştır. Bu arada, Avrupa'nın en büyük ekonomisi ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya, Rusya'dan ithal edilen gaza olan yoğun bağımlılığı nedeniyle eşi benzeri görülmemiş kayıplara uğramış ve zor bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Bir ekonomik rapor, Almanya'nın son elli yılın en kötü ekonomik krizini yaşadığını ve ekonomik durgunluğa girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu raporu hazırlayan ekonomi uzmanları, Almanya'da satın alma gücündeki keskin düşüşün, enflasyondaki artışın ve enerji fiyatlarındaki artışın ekonomik durgunluk riski oluşturduğunu vurguladılar. Almanya'da ekonomik durgunluğun istihdam piyasası üzerindeki olumsuz etkisine değinerek bu rapor, bu koşulların Alman ailelerinin durumunu etkileyeceğini tahmin etti. Bu uzmanlar, Alman hükûmetinden enflasyonun sonuçlarıyla mücadele etmek için önlemler almasını istedi. Ayrıca, Almanya'nın Pazar Araştırma Şirketi'nin incelemelerinden elde edilen sonuçlar, bu ülkedeki enerji krizinin ve yüksek enflasyon oranının, tüketicilerin satın alma gücüne güvenini son 30 yılın en düşük düzeyine düşürdüğünü göstermektedir.

Önemli olan nokta şu ki, Alman yetkililerinin bu kış gelene kadar bu ülkenin gaz rezervlerinin yaklaşık %85'inin doldurulacağı iddiasına rağmen, bu iddia birçok şüpheyle karşılaşmıştır. Almanya'nın ve diğer Avrupa ülkelerinin Rusya gazına ambargo koymasının ana kışkırtıcısı olan Amerika Birleşik Devletleri, doğal sıvı gaz şeklinde olan ve gaz taşıyan gemiler tarafından Avrupa'ya taşınması gereken Avrupa'nın gaz ihtiyaçlarını pratikte gideremiyor. Öte yandan, başta Katar olmak üzere dünyadaki diğer gaz tedarikçisi ülkeler, büyük gaz rezervlerine sahip olmalarına rağmen, altyapı eksikliği ve yeterli miktarda sıvı gaz taşıyan gemilerin olmayışı nedeniyle, kısa sürede yani en az gelecek kışa kadar, Avrupa'nın büyük gaz ihtiyacına karşılık veremeyecek ve bu mesele, Avrupalı ​​devlet adamlarının, özellikle de Alman devlet adamlarının işini zorlaştırmış.

Ekonomi uzmanları, Ukrayna'daki savaşın Avrupa'ya, özellikle de Avrupa'nın en güçlü ekonomisi olan Almanya'ya etkilerinin ve ekonomik sonuçlarının uzun vadeli olacağına ve 20 yılı aşkın bir süre devam edeceğine inanıyor. Avrupa'daki mevcut durum aslında bu ülkelerin Amerika'nın Rusya ile olan savaşta Ukrayna'yı destekleme politikalarına eşlik etmesinin sonucudur. Avrupa vatandaşları bu birlikteliğin bedelini refahta keskin bir düşüşle, şiddetli enflasyon ve ekonomik ve sosyal krizlerle ödüyor. Avrupalı vatandaşlar sosyal hizmetlerin azalması, enerji krizi, yakıt ve gıda fiyatlarındaki artış ve görülmedik enflasyon ile karşı karşıyalar ve 2022 kışında onları olumsuz bir vizyon bekliyor.