Suudi Arabistan'a silah satışının yeniden başlaması
(last modified Tue, 04 Oct 2022 04:08:32 GMT )
Ekim 04, 2022 07:08 Europe/Istanbul
  • Suudi Arabistan'a silah satışının yeniden başlaması

Almanya şansölyesi Olaf Scholz'un Suudi Arabistan ziyaretinden yaklaşık bir hafta sonra Berlin, Suudi Arabistan'a savaş teçhizatı ihracatına yeniden başladı.

2018 yılının sonundan bu yana Almanya, önce Suudi Arabistan'ın Yemen savaşına müdahalesini protesto etmek, ardından Washington Post gazetesi yazarı Arap gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Arabistan konsolosluğunda yapılan suikast sonucu Kaşıkçı'nın feci cinayeti nedeniyle Riyad'a silah yaptırımı uyguladığını açıklamıştı. Ama şimdi Berlin, Suudi Arabistan'a silah ihracatını resmen yeniden başlattığını açıkladı. Doğal olarak Suudi koalisyonu bu silah ve teçhizatı Yemen'deki savaşta bu ülkenin savunmasız insanlarına karşı kullanmaya devam edecektir.
Hali hazırda görevde olan Almanya'nın mevcut hükümetinin bu konudaki politikaları ve eylemlerinin çifte standartlığı, birçok vatandaşı ve siyasi yetkiliyi kızdırdı.
Almanya Federal Parlamento Dış Politika Komisyonu üyesi Sol Parti'den Sevim Dağdelen bu bağlamda şunları söylüyor: "Bu alışveriş, değerlere riayet ettiği iddiasında bulunan koalisyon hükümetinin dış siyasetinin gerçekliğini ortaya koyuyor. Suudi Arabistan'ın veliaht prensi Muhammed bin Salman, Yemenli sivillere karşı ölümcül bir savaş yürütüyor ve Suudi Arabistan içindeki her türlü muhalefeti bastırıyor."
Silah satmak yolu ile yılda milyarlarca dolar kazanmak Batılı ülkelerin temel ekonomik ve siyasi politikalarından biridir. Bu silahlar ağırlıklı olarak insan hakları ihlalcileri listesinde yer alan ülkelere satılmaktadır, bu nedenle son yıllarda ve Suudilerin Yemen'e karşı savaşının devam etmesiyle birlikte Riyad, Avrupa ülkelerinden en büyük silah alıcılarından biri olmuştur. Aslında Avrupa ülkeleri ve ABD, sözde savaş karşıtı sloganlar atıp barıştan söz etseler de, pratikte Suudi Arabistan gibi büyük silah sözleşmeleri olan ülkelerin savaş suçlarına ortak oluyorlar.
Alman Solcu kanadın lideri Janine Wisler bu bağlamda şunları söylüyor: "Kadın ve insan haklarını ihlal eden, gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı öldüren ve Yemen'e karşı cinayet dolu bir savaş başlatan bir ülkeye silah satmak, büyük bir skandaldır."
Son yıllarda Suudi koalisyonunun Yemen'de işlediği cinayetleri ve bu ülkede kadın ve çocukların öldürülmesinin dünyaya aktarılması, kamuoyunda Batılı hükümetlerin politikalarına karşı bir öfke, kin ve protesto dalgası yaratarak, insanların kendi hükümetlerinden bu ülkelere silah satışını durdurmalarını istemelerine sebep olmuştur. Üstelik insan haklarını ihlal eden ülkelerden de uzak durmaları, halkın talebi haline gelmiştir. 
Ama şimdi batılı ülkelerin bu konudaki konumu bariz bir şekilde ikili bir siyaset haline gelmiştir ve Suudi Arabistan'a silah satışları bile başlamıştır. Hatta Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve enerji eksikliği, Batılı ülkelerin Suudi Arabistan'a yaklaşımlarını değiştirmesine bile neden olmuştur. Nitekim Almanya, Schultz'un Riyad ziyaretinden sonra duyurduğu gibi, Suudi Arabistan'ın Almanlara petrol ve gaz tedarikinde işbirliğini sağlamak için Riyad ile ilişkilerini ayarlamak istiyor. Bu ziyaret sırasında, yükünün bu yılın Aralık ayı sonunda Almanya'ya ulaşması beklenen Katar'dan sıvılaştırılmış gaz taşıyan bir gemi satın almak için de bir anlaşma imzalandı. 
Aslında Batılı ülkeler savaş karşıtı sloganlar atıp barıştan söz etseler bile, pratikte hiçbir sloganlarına bağlı kalmazken üstelik dünyanın her yerinde savaşları kışkırtıyorlar. Bu arada, Batılı ülkelerin silah vurgunculuğunun başlıca kurbanları, savaştan zarar gören ülkelerin insanlar olduğu unutulmamalıdır./