Fransa yönetiminin kargaşalara karşı çifte yaklaşımı
Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin Salı günü düzenlenen protesto eylemleri için binlerce polisin alarma geçtiğini ve ülkede kargaşa çıkaranlara sert şekilde müdahalede bulunacaklarını söyledi. 19 Ocak günü emeklilik reformuna karşı başlayan 2 milyonluk protesto eyleminin devamında dün de Fransa’da gösteri düzenlendi.
Fransa İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Salı günü 11 bin polisin eylemlere karşı görevlendirildiğine temasla, polis, jandarma veya diğer eylemcilere saldıranlara karşı konulacağını, sadece Paris’te 4 bin polisin teyakkuzda olduğunu söyledi.
Bugün Fransa’daki ikinci genel grevde, emeklilik yaşının uzatılmasına ilişkin protesto gösterisi, elektrik üretimi, ulaşım ve okulların faaliyetini sekteye uğrattı.
Çok sayıda sendikayı bünyesinde barındıran Genel İş Sendikası (CGT), ülkenin ana enerji sağlayıcısı konumundaki EDF santrallerinde elektrik üretiminin 3 bin vatlık bir düşüş kaydedilmeye başladığını açıkladı. Nükleer santrallerde de enerji üretimi önemli ölçüde düştü.
Total Energies'e bağlı rafineri ve depolarda çalışanların tamamına yakını grev kararı aldı.
Paris merkezli Avrupa'nın önde gelen sosyal bilimler üniversitelerinden Science Po çalışanları ve öğrencileri de grev ve protestolara destek verdi.
Fransız basını, 1 milyondan fazla kişinin gösterilere katılmasının öngörüldüğünü aktararak, grev ve protestolardan kaynaklı ulaşım ve enerji dahil birçok sektörde yaşanacak aksamalar nedeniyle bugünü ülke için "kara gün" olarak niteledi.
Toplu ulaşım ve enerji dahil, çeşitli sektör çalışanlarının greve katılması, Fransa için ciddi sorunlar yaratmıştır. 19 Ocak günü düzenlenen önceki grevde, sendikaların bildirdiğine göre, Fransa genelinde 2 milyon eylemci, emeklilik yaşının 62’iden 64’e yükselmesini protesto ettiler. Polis ise bu sayıyı bir milyon olarak açıkladı. UNSA isimli Memurlar Sendikası Genel Sekreteri Luc Farre bu bağlamda yaptığı açıklamada, bu reformun zalimce ve barbarca olduğunu ifade ederek, emeklilik yaşının 64’e taşınmasının toplumsal olarak gerilemek olduğunu söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un bu tasarının hayata geçirilmesinden geri adım atmasına rağmen Çalışma Bakanı Olivier Dussopt gibi bazı yetkililer, bu tasarının uygulanmasına vurgu yapmıştır. Onlar, emeklilik yaşının arttırılmasının bir gereklilik ve adil bir karar olduğunu ifade ediyorlar. Çalışma Bakanlığı’nın tahminlerine göre, ülkede emeklilik yaşının 64’e çıkarılması2027 yılına kadar 17 milyar 700 milyon avroluk büyümeye yol açacaktır.
Fransa’da geniş çaplı eylemler ve grevlere müdahale konusunda kayda değer mesele, Fransa yönetiminin bu gösterilere karşı çelişkili yaklaşım ortaya koyması ve her türlü kargaşaya ciddi şekilde karşı koyacağını deklare ederken, İran’daki son olaylarda görüldüğü gibi kargaşa eylemlerini destekliyor olmasıdır.
Fransa dahil Batılı ülkeler, bu olaylar ve kargaşa eylemleri sırasında insan hakları bahanesiyle İran’a yönelik yeni ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulamaya ve olayları kışkırtmaya çalışırken bizzat kendi toplumlarında herhangi bir yıkıcı girişim veya kargaşa eylemine müsamaha göstermiyorlar.
Fransız polisinin sarı yelekli hareketi üyelerini bastırması ve ardından son haftalarda düzenlenen eylemlere sert şekilde müdahale ederek, çok sayıda eylemciyi katledip, yaralaması, acaba şiddet eylemi değil midir!