Avrupa Konseyi tarafından Fransız protestoculara aşırı şiddetin kınanması
(last modified Sat, 25 Mar 2023 16:25:18 GMT )
Mart 25, 2023 18:25 Europe/Istanbul
  • Avrupa Konseyi tarafından Fransız protestoculara aşırı şiddetin kınanması

Avrupa Konseyi Cuma günü Fransız polisinin tartışmalı emeklilik reformlarına karşı protestolar sırasında aşırı güç kullanmasını eleştirdi. Emeklilik reform yasasına karşı Fransız protestocuları bastırmak için polisin uyguladığı şiddeti kınayan bu konsey, ülke yetkililerinden insanların protesto hakkına saygı göstermelerini istedi.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri "Donja Mijatovic" şunları söyledi:  Bazıları yasaları uygulayan kurumları hedef alan şiddet olayları, hükümet yetkilileri tarafından aşırı şiddet kullanımını haklı gösteremez. Bu önlemler, barışçıl protestocuları toplanma özgürlüğü haklarını kullanmaktan mahrum bırakmak için doğru değil.
Fransız yetkililerden protesto hakkına saygı göstermelerini ve protestocuların yanı sıra protestolar hakkında haber yapan gazetecileri desteklemelerini isteyen Mijatoviç, Macron hükümetinden bu komisyonun 2019'da sarı yelekliler gösterileriyle bağlantılı olarak yayınladığı tavsiyelerin yanı sıra Fransız İnsan Hakları Komisyonu'nun tavsiyelerine uymasını istedi. Fransız İnsan Hakları Danışma Komisyonu Perşembe günü Fransız polis güçlerinin gösteri sırasında barışçıl protestoculara saldırdığını ve onları sebepsiz yere tutukladığını duyurdu.
Son günlerde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetinin emeklilik yasasını değiştirecek tasarıyı sonuçlandırmak için Fransız Ulusal Meclisi'nin baypas edilmesinden sonra ülke çapında yaygın grevler başladı.  Macron'un emeklilik reform planına karşı düzenlenen gösteriler Perşembe günü bir milyondan fazla insanı sokaklara döktü. Fransız hükümeti, emeklilik sistemi reformunu onaylamak için ülke anayasasının, hükümetin bir yasa tasarısını Fransız Ulusal Meclisi'nde oylama yapmadan geçirmesine izin veren 49.3'üncü Maddesine başvurdu. 
Bu hareket yasal kabul edilse de, hükümetler tarafından nadiren kullanılır. Bu nedenle, geçtiğimiz 10 yıllarda, bu maddeden, hükümetin ülkenin yasama temsilcilerini baypas etmek için kullandığı demokratik olmayan bir araç olarak bahsedildi.
Fransız hükümeti, emeklilik yasası reformunu uygulama yetkisini ve kararlılığını göstermek için polise protestocularla kararlı bir şekilde ilgilenme talimatı verdi.  Fransız polisi de bu doğrultuda benzeri görülmemiş bir güce başvurdu ve böylece onlarca kişiyi yaralamakla kalmadı, yüzlerce kişiyi de tutukladı.  Bu yaygın baskıya rağmen protestoların kapsamı azalmazken üstelik hükümet ile Fransa halkı arasındaki çatışma süreci de yoğunlaştı. 
Bu arada başta sol ve yeşil partiler olmak üzere muhalefet partileri de protestoları yoğunlaştırmak istiyor. Sol siyasetçiler, Fransızları emeklilik reformuna karşı protestoları yoğunlaştırmaya çağırdı. Fransız Komünistlerinin lideri Fabien Roussel , ülkedeki tüm faaliyetlerin askıya alınması çağrısında bulunurken, "Boyun Eğmeyen Fransa" partisinin lideri ve Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin eski adayı Jean-Luc Melenchon , tüm güçleri emeklilik yasasına karşı savaşmaya çağırdı. Melanchon, "Bence bu protesto hareketi hükümetin beklediği gibi son bulmayacak ve halk da pes etmeyecek. Siz (hükümet) halka küstahça konuşsanız da teslim olmayacaklar." 
Bu protestolara devam çağrısı diğer partilerin de desteğiyle karşılandı.  Fransa Yeşiller Partisi'nin lideri "Marin Tondelier" de yaptığı uyarıda, "Macron barut fıçısı üzerinde oturuyor ve sorumlu bir başkan gibi davranmıyor" dedi. Güvenlik güçleri ve polisin uyguladığı şiddeti kınayan Tondileh, "Protesto mitinglerine devam edeceğiz." Dedi.
Hali hazırda protestocuları büyük bir şiddetle bastıran ve bu konuda herhangi bir esneklik göstermeyen Paris, şiddet içeren yaklaşımının Avrupa Konseyi tarafından da ağır eleştiri ve kınamalarla karşı karşıya kaldığı kalması, Batılı hükümetlerin demokrasiye ve ifade özgürlüğüne ancak kendi çıkarları ve hedefleriyle çelişmediği ölçüde saygı duyduğu, aksi takdirde yasal ve insan haklarını arayan protestocularla herhangi bir taviz vermeyecekleri anlamına gelir. Bu da, Batılıların çifte standart uyguladığını bir kez daha ispatlıyor./