Nisan 19, 2024 19:12 Europe/Istanbul
  • Britanya neden bir orta güce geriledi?

İngiltere'nin eski dışişleri bakanı David Miliband, geçtiğimiz günlerde ülkenin Brexit'ten sonra nüfuzunu kaybettiğini ve dünyadaki onlarca orta güçten yalnızca biri haline geldiğini söyledi.

Şu anda Uluslararası Kurtarma Komitesi'nin başkanı ve genel müdürü olan Miliband, bu düşüşü tersine çevirmek için İngiltere'nin yeni dış politika yapıları ve AB ile taahhütler oluşturması gerektiğini belirtti.

Miliband şunları söyledi:

“NATO'da ilişkilerimiz güçlü ama Avrupa Birliği ile neredeyse hiç ilişkimiz yok.” Miliband ayrıca Donald Trump'ın bu yılın sonlarında yeniden seçilmesi durumunda İngiltere'nin düşüşünün hızlanabileceğini söyledi.

Joe Biden ikinci dönemi kazansa bile Amerika'nın aktif ve sürdürülebilir küresel stratejik liderlik sağlama konusundaki istekliliği, sabrı ve yeteneği konusunda hala uyarı işaretleri olduğuna inanıyor.

Guardian'ın haberine göre Miliband sözlerine şunları ekledi:

“AB'nin Ukrayna'ya silah gönderdiği, altı milyon Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yaptığı, kalkınmada önemli bir oyuncu olduğu, aynı zamanda G20'de yer aldığı ve ticaret, iklim ve dijital alanlarda düzenleyici bir süper güç olduğu bir dünyada,düşünce tarzımızın değişimine ihtiyacımız var. İngiltere'nin Rusya'ya yönelik politikasının Avrupa Birliği dışında daha zayıf ve etkisiz olacağını bilmeliyiz. Aynı şey Çin için de geçerli. Bu nedenle İngiltere'nin 2019'da AB ile siyasi ve dış politika ilişkilerini reddetme kararının değişilmesi gerekiyor. Dış politika, savunma, güvenlik ve kalkınma politikası çıkarları gibi birçok ortak alanda işbirliği ve koordinasyonu ilerletecek yapılar ve taahhütler oluşturulmalıdır.”

Tony Blair ve Gordon Brown başkanlığında 2007'den 2010'a kadar dışişleri bakanı olarak görev yapan Miliband, Brexit'in yanılsamalarından birinin, Britanya'nın kaderinin diğer ülkelerle etkileşime girme ve pazarlık etme yeteneğinden ziyade kendi kararlarına bağlı olması olduğunu söylüyor.

Miliband şöyle diyor:

“Johnson hükümeti İngiliz politikacılara tehlikeyi gösterdi: Giderek küresel risklerin hakim olduğu ve güçlü, çevik, yetenekli, bazen yağmacı devletler ve devlet dışı aktörlerin yükselişte olduğu bir dünyada İngiltere’nin gücü ve konumu hakkında yanıltıcı düşünceler. Gücümüzün gerçeklerini geçmişte olduğu gibi değil, bugün olduğu gibi anlamalıyız. Elimizde Suudi Arabistan'ın bütçesi, Avrupa Birliği'nin Fransa'daki çıpası, Türkiye'nin bölgesel faaliyeti ve risk alma gücü, Hindistan veya Endonezya'nın demografik gücü yok. Biz dünya sistemindeki bir dizi "orta güçten" biriyiz. Zenginliğimiz, askeri varlıklarımız ve diğerlerine göre itibarımız son on yılda azaldı. Harekete geçmediğimiz takdirde ekonomiden iklim krizine, ulusal güvenliğe ve uluslararası kalkınmaya kadar hayati çıkarlarımız konusundaki konumumuz kötüleşecek. Nedeni de basit: Dünya sağlıksız bir dengesizliğe doğru gidiyor ve İngiltere bazı önemli trendlerin yanlış tarafında yer alıyor.”