Pars Today

Birleşmiş Milletler sözcüsü Stephen Dujarric Cuma günü yaptığı açıklamada, Gazze halkını desteklemek için Amerika'da düzenlenen öğrenci mitingleri ile ilgili olarak, “BM Genel Sekreteri, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere ifade özgürlüğünün sadık bir destekçisidir ve insanların barışçıl protesto hakkını desteklemektedir.” Dedi.

Birleşmiş Milletler sözcüsü açıklamasının devamında şöyle dedi: “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ayrıca bu protestoların nefret dolu ifadelerin yayınlanmasına dönüşmemesinden emin olmak istiyor. Krtik bir dönemdeyiz. Üniversite rektörleri zorlu bir dönemden geçiyor ve tüm bu konularda denge sağlamaları gerekiyor.”
Biden yönetimi ve Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Siyonist rejimin Gazze'deki suçlarını kınamak ve bu bölgenin mazlum halklarına destek sağlamak amacıyla Amerika’da öğrenci protestolarının benzeri görülmemiş bir şekilde genişlemesinden hoşnutsuzluğuna rağmen BM’in, Amerika'daki barışçıl protestolara destek vermesi, bu uluslararası örgütün de ifade özgürlüğünün ve barışçıl protestoların gerekliliğine inandığını ve bu alanda Washington'un izlediği çifte standartların bir kenara bırakılmasına inandığını gösteriyor.
Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki suçlarına karşı ABD'de öğrenci protestolarının artması üzerine Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu, Amerikan üniversitelerinde Filistinlileri destekleyenleri "antisemitizm" olarak nitelendirerek, bu protestoların “korkunç” olduğunu ve “durdurulması gerektiğini” söyledi.
Gazze halkının protestoları ve Biden yönetiminin, Amerikan üniversitelerindeki farklı sınıflardaki öğrencilerin Siyonist rejimi topyekun destekleme politikaları, benzeri görülmemiş bir şekilde genişledi. Gazze halkına destek ve Biden hükümetinin Siyonist rejimi çok yönlü destekleme politikalarına karşı Amerikan üniversitelerindeki farklı sınıflardaki öğrenciler tarafından yapılan protestolar, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde arttı. Gazze’de 10 binlerce şehit ve yaralı geriye bırakan Siyonist rejimin Gazze’deki savaşına karşı itirazların başlamasından itibaren ABD'nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi'nden "Gazze ile Dayanışma Hareketi" adlı bir hareket ülke çapında başlatıldı ve diğer Amerikan üniversitelerine de yayıldı ve şu ana kadar 550'den fazla öğrenci ve öğretim üyesi tutuklandı.
İfade özgürlüğü gibi insan hakları ve özgürlüklerinin sözde savunanlarından biri olan Amerika, kendi ülkesinde Siyonist rejim İsrail’e karşı gösterilerin düzenlenmesi ve eleştiri açıklamalarının yapılmasını defalarca engellemiş bulunuyor. Bu konu, ifade özgürlüğü meselesine ABD hükümetinin ancak Washington ve müttefiklerinin, özellikle de Siyonist rejimin politikalarının desteklenmesiyle uyumlu olması halinde izin verdiğini gösteriyor. Aksi takdirde kişi ya da kurumların görüşlerini ifade etmelerine ya da iktidar politikalarına karşı protesto yapmalarına pek izin verilmiyor. 
New York, California, Texas ve Massachusetts gibi Amerika’nın farklı eyaletlerindeki 11'den fazla büyük üniversitesinde Gazze halkına destek ve İsrail'i kınamak amacıyla gösteri ve protestoların düzenlenmesi nedeni ile Washington hükümeti, tamamen barışçıl olan bu protestoları engellemek için polis ve ulusal muhafızlar gibi diğer güçlerden yardım alarak, söz konusu öğrenciler ve akademisyenlerden yüzlercesini tutukladı.
Al Jazeera kanalı, ilginç bir raporunda Amerika'da ifade özgürlüğünün kaderini, yani Columbia Üniversitesi öğrencileri ve profesörlerinin kara listeye alınarak onların eğitim ve çalışmalarının engellenmesine değiniyor ve Columbia Üniversitesi'nin Wall Street ve İsrail'i destekleyen silah şirketleriyle yakın ekonomik bağları olduğunu belirtiyor ve  İşten atılan öğrenciler ve profesörlerin ise diğer üniversitelerde eğitimlerine devam etme ve iş piyasasına girme fırsatlarını kaybettiklerine işaret ediyor. 
Geçen hafta Columbia Üniversitesi'nde toplanan 100'den fazla Filistin yanlısı öğrenci tutuklandı. Ayrıca bazı öğrenciler uzaklaştırıldı ve üniversitenin disiplin kuruluna sevk edildi.
Tabii ki Amerika'nın çifte standartları sadece ifade özgürlüğü alanında değil, insan hakları alanında da geçerli. İsrail ordusunun Gazze halkına soykırım yaptığına dair inkar edilemez deliller bulunmasına rağmen Washington, Gazze'de herhangi bir soykırım yaşandığını hâlâ reddediyor.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü, Gazze Şeridi'nde 140'tan fazla toplu mezar bulunduğunu belirterek, bu mezarlardaki Filistinlilerin çoğunun cesedinin parçalanmış olduğunu ve İsrail'in bu korkunç suçuyla ilgilenecek uluslararası bir soruşturma komitesinin oluşturulması gerektiğini belirtti.
Öte yandan Siyonist rejim, Gazze halkını kasten aç bırakarak bölgede yapay bir kıtlık yaratıyor ancak Biden hükümeti bu suçları görmezden geliyor ve İsrail'in insan hakları ihlallerinin devamını engelleyecek etkili önlemler almaktan kaçınıyor./