Epstein Belgelerinin Açıklanması Oylaması; ABD’nin Siyasi Sistemindeki Yolsuzluk Ne Kadar Derin?
Parstoday – ABD Kongresi’nde “Jeffrey Epstein Dosyalarında Şeffaflık Yasası” kabul edilmiş olsa da, yayımlanması beklenen belgeler gerçeğin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturacak; çünkü en hassas bölümler hâlâ “gizli” etiketi altında saklanacak ve siyasi ile güvenlik kurumlarının Epstein dosyasındaki rolüne dair temel sorular yanıtsız kalacaktır.
ABD Kongresi, yoğun kamuoyu baskısı altında “Jeffrey Epstein Dosyalarında Şeffaflık Yasası”nı kabul ederek Beyaz Saray’a gönderdi. Bu adım, Temsilciler Meclisi’nin 427’ye karşı 1 oyla iki partili tasarıyı onaylamasının ardından geldi; Senato ise oylama yapmadan oy birliğiyle kararı destekledi. Şimdi sıra, ABD Başkanı Donald Trump’ın kongre kararını imzalayıp belgelerin yayımlanmasının önünü açmasında.
Yasa, yürürlüğe girmesiyle ABD Adalet Bakanlığı’nı 30 gün içinde Epstein soruşturmasına ait “tüm gizli olmayan ve yayımlanabilir belgeleri” kamuya açıklamakla yükümlü kılıyor.
İlk bakışta bu, büyük bir şeffaflık zaferi gibi görünse de, yasanın detaylarına bakıldığında bu “şeffaflığın” halkın beklediğinden çok daha sınırlı olduğu anlaşılıyor.
Meselenin kilit noktası “gizli olmayan” ifadelerinde saklıdır. Yeni yasaya göre Adalet Bakanlığı ve FBI; “gizli bilgi içerdiği”, “ulusal güvenlikle ilişkili olduğu”, “18 yaş altı mağdurların isimlerini içerdiği” veya “üçüncü kişilerin mahremiyetini tehdit ettiği” gerekçesiyle istedikleri her belgeyi tamamen gizli tutabilir ve yayımlamayabilirler.
Geçmiş yılların deneyimi, bu gerekçelerin zaten ana gizlilik araçları olduğunu göstermektedir. Ocak 2024’te Yargıç Loretta Preska’nın yayımladığı belgelerin %60’ından fazlası ağır şekilde karartılmıştı. Kilit isimler, özel uçuş numaraları, adresler ve hatta mağdur ifadelerinin bölümleri bile silinmişti.
Şimdi de Adalet Bakanlığı “çok büyük bir belge yığınının sınıflandırılmış olarak kalacağını” açıkladı. Yani halk muhtemelen sadece bildiği şeyleri görecek: Bill Clinton’ın Epstein’ın özel uçağı “Lolita Express”e 26 kez bindiği, Bill Gates’in birkaç kez adaya gittiği, İngiltere Kralı’nın kardeşi Andrew’un suçlandığı vb.
Ancak daha hassas bölümler yani ABD’nin yargı, istihbarat ve siyasi sistemindeki yapısal yolsuzluğu kanıtlayabilecek belgeler kapalı kapılar ardında tutulmaya devam edecek. Neden mi önemli? Çünkü Epstein yalnızca sıradan bir cinsel suçlu değildi; bazılarına göre onun yönettiği ağ, ABD’nin iç veya dış istihbarat servisleriyle bağlantılı bir yapıydı.
Bu konuda yıllardır çok sayıda iddia ortaya atılmıştır ve birçok soru hâlâ yanıtsızdır. Örneğin:– Epstein’ın St. James Adası’ndaki gizli kameralarla çekildiği söylenen yüzlerce saatlik görüntüler “ulusal güvenlik” gerekçesiyle gizli mi kalacak? 2008’de Florida Başsavcısı Alex Acosta’nın yaptığı gizli anlaşmayla korunan kişilerin gerçek listesi hiç açıklanacak mı?– Epstein’ın intihar ettiği gece hapishanedeki kameraların neden aynı anda bozulduğunu gösteren belgeler “ulusal güvenlik” kapsamında mı tutulacak?
Cevap neredeyse kesin: Evet. Çünkü yıllarca Epstein’ı koruyan aynı sistem şimdi belgelerin “gizli” olup olmadığına karar verecek. Yargıçlar, savcılar, FBI ajanları ve Adalet Bakanlığı yetkilileri hepsi 2008’de Epstein’a dokunulmazlık sağlayan ve 2019’da hapishanede “intihar” etmesine izin veren (ya da yardım eden) kurumun parçalarıdır.
Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda yayımlanacaklar büyük ihtimalle buzdağının yalnızca görünen kısmı olacaktır. Asıl büyük yolsuzluk örgütlü şantaj ve cinsel istismar ağının ABD’nin siyasi, yargısal ve istihbarat yapısının merkezine nasıl sızdığı sınıflandırılmış kasalarda kalmaya devam edecektir. Halk birkaç ünlü ismi duyacak, bazı eski fotoğrafları görecek, medya birkaç gün konuşacak; ancak gizli güç mekanizması Epstein’ın yalnızca küçük bir parçası olduğu sistem yerinde kalacaktır.
Bu kongre kararı, Epstein hikâyesinin sonu değil; aksine ABD’de yönetici elitler hakkında gerçek şeffaflığın hâlâ yasak olduğuna dair dolaylı bir itiraftır. Onlar halkın yalnızca zararsız parçaları bilmesine izin verir, tüm gerçeğin özellikle karanlık odalardan çıkarılması gereken gerçeğin açıklanmasına izin vermezler. Çünkü böyle bir ifşa yalnızca birkaç güçlü kişiyi değil, ABD’nin tüm siyasi sistemini meşruiyet krizine sürükleyebilir.