Nevruz’u karşılarken – 1
(last modified Wed, 18 Mar 2020 11:31:43 GMT )
Mart 18, 2020 13:31 Europe/Istanbul

İki bölümden oluşan sohbetimizin ilk bölümünde sizi İran’da Nevruz bayramı tarihçesi ile tanıştırmak ve ikinci bölümde de bazı gelenek ve göreneklerle tanıştırmak istiyoruz.

Halk arasında kısaca bayram olarak anılan Nevruz bayramı, kökleri İran milletinin tarih ve mitolojilerine uzanan bir bayramdır.

Eski İran’da Nevruz bayramı ilkbaharın ilk gününde kutlanırdı. Eskilerin inancına göre Nevruz, alemlerin ve kainatın ve insanın yaratıldığı gündür. İranlı büyük bilgin Ebureyhan Biruni Nevruz’da yaratılışın yeniden doğuşu şeklinde söz etmiştir.

 

İran’da birçok efsaneye ve mitolojik rivayete göre Nevruz bayramı Pişdadilerin döneminde kutlanmaya başladı. Bu rivayetlere göre Pişdadilerin dördüncü kralı Cemşid bu bayramın temelini attı. Pehlevi ve Mani dönemlerinden kalan yazılarda Nevruz bayramından çok söz edilmiştir. Yine İran’ın tarihî Tahti Cemşid kalıntılarında da o dönemin insanları Nevruz bayramını çok iyi bildiklerini ve büyük şenliklerle kutladığını gösteren eserler bulunuyor.

Aslında Nevruz bayramı Aria soyunun iki büyük bayramından biriydi. Aria insanları eski çağlarda soğuk ve sıcak olmak üzere iki mevsimi vardı. Sıcak mevsim şimdiki ilkbahar ve yaz aylarını ve soğuk mevsimde şimdiki sonbahar ve kış aylarını kapsıyordu.

Avesta’da soğuk mevsime Zima ve sıcak mevsime de Hama denirdi. Ancak çok eski zamanlarda soğuk mevsim on aydan ve sıcak mevsim sadece iki aydan oluşuyordu. Bu konu birinci Vandidad Fergerd’in ikinci ve üçüncü bendinde belirtilmişti, fakat daha sonraları bu iki mevsimde bazı değişiklikler yapıldı ve bu kez sıcak mevsim yedi ay ve soğuk mevsim beş ay oldu. İranlılar her iki mevsimde şenlik düzenliyordu ve her iki mevsimi yeni yılın başlangıcı olarak kabul ediliyordu. Sıcak mevsim başladığında düzenlenen ilk şenlik, yani mallarını ahırlardan çıkararak meralara çıkardıkları zaman ve soğuk mevsim başladığında düzenlenen ikinci şenlik mallarını ahırlara geri getirdikleri zaman düzenlenirdi.

Hahameneşi kralı ikinci Kuroş milattan önce 538 yılında Nevruz’u milli bayram ilan etti ve bu günde askerlerin terfi etmeleri, kamu alanlarına ve evlere temizlik yapılması ve mahkumların affedilmesi gibi bazı programları uygulamaya başladı. Bu programlar daha sonraki Hahameşi krallarının döneminde de düzenleniyordu. Birinci Daryuş döneminde Nevruz kutlamaları Tahti Cemşid’de düzenleniyordu. Gerçi Hahameneşilerden geriye kalan kitabelerde Nevruz bayramına doğrudan işaret edilmiyor, fakat bu kitabelerin üzerinde yapılan incelemeler o dönemde İran halkı Nevruz bayramını bildiklerini ve Hahameneşi krallığı bu bayramı büyük ihtişamla kutladığını gösteriyor. Hahameneşi kralı birinci Daryuş milatten önce 416 yılında Nevruz bayramı dolaysıyla altından sikke darp etti. Sikkenin üzerinde bir asker o atarken görülüyor. Hahameneşi döneminde Nevruz bayramı 11 Mart ile 9 Mayıs tarihleri arasında kutlanıyordu.

Nevruz bayramı daha sonraları Eşkaniler ve Sasaniler dönemlerinde de kutlanıyordu. Bu dönemlerde yıl boyunca çeşitli şenlikler düzenleniyordu, ki en önemlileri Nevruz ve Mehrgan şenlikleriydi.

Sasaniler döneminde Nevruz şanlikleri en az altı gün sürüyor ve küçük ve büyük Nevruz olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Küçük Nevruz hş. takvimine göre yılın ilk beş gününde düzenleniyor ve beş gün sürüyordu ve tüm halkın katıldığı bir şenlikti. Altıncı gün Hordadruz adı ile anılan ve büyük Nevruz veya has Nevruz olarak anılan şenliğin düzenlediği gündü. Halkın katılımı ile düzenlenen ilk beş günün her gününde çiftçiler, din adamları, askerler, esnaf ve eşraftan bir kesim kralı ziyarete gelirdi. Kral onların sözlerini dinliyor ve sorunlarının çözümü için gerekli emirleri veriyordu. Altıncı günde ise kral halkın taleplerini yerine getirdikten sonra ancak yakınlarını kabul ediyordu.

İran’a İslam dini geldikten sonra İran milleti Müslüman olduktan sonra Müslüman olmayan ataları gibi Nevruz bayramını kutlamaya devam etti ve Nevruz etkinliklerini onlar gibi düzenlemeye çalıştı. Yine Abbasi hilafeti ve onlardan sonra İran’da iktidarın başına geçen Horasan’da Samaniler ve güneyde Al-i Buye gibi yerel iktidarlar da Nevruz bayramı ve etkinliklerinin Müslüman toplumlarda devam etmesinde önemli rol ifa ettiler.

Selçuklu kralı Celaleddin Melik kameri 467 yılında çağının Ömer Hayyam gibi seçkin matematikçi ve müneccimlerini İran takvimini düzeltmekle görevlendirdi. Bu bilginler Nevruz bayramını ilkbaharın ilk günü olarak belirledi ve böylece konumunu ebediyen sabitleştirdi. Bundan sonra güneş sistemine en uygun takvim olan Celali veya diğer adıyla Meliki takvimi İran’da yaygınlaştı ve Nevruz’un ilkbaharın ilk gününde konumu pekişti.İslami dönemde ve özellikle Safevilerin döneminde Nevruz bayramı ve kutlamaları bazı İslami geleneklerle bütünleşerek dini renge büründü. Şia alimler Nevruz bayramını kutlu bir gün ilan etti ve bazı rivayetlere göre Hz. Adem’in bu günde yaratıldığının anlaşıldığını belirtti. Böylece Nevruz bayramının konumu İran’ın İslami kültüründe konumu daha da güçlendi ve Müslüman İran milleti atalarının bu güzel sünnetini İslami inanç ve düşünceleri ile bütünleştirerek daha da güzelleştirdi.İslam dini Nevruz’a mübarek bir bakışla yaklaşmış ve kutlanmasına vurgu yapmıştır. Bazı İslami rivayetlerde İmam Zaman -s- Nevruz’da zuhur edeceği belirtilmiştir. İmam Cafer Sadık -s- bir hadiste şöyle buyurur:

Nevruz, Allah teala kullarından O’na tapma ve hiç bir şeyi O’na ortak koşmama ve peygamberlerine ve evliyalarına iman etmeleri sözü aldığı gündür. Nevruz, Nuh gemisi Ağrı dağına oturduğu gündür. Nevruz bir kavim ölüm korkusundan evlerinde çıkan ve sayıları binlerce kişi olan ve Allah teala onları öldürüp daha sonra bu günde dirilttiği gündür. Nevruz Hz. Cebrail İslam Peygamberi’ne -s- nazil olduğu gündür. Nevruz Hz. İbrahim kavminin putlarını kırdığı gündür. Nevruz Allah Resulü -s- emirülmüminini omuzlarına alarak Kureyş putlarını Kâbe’den dışarı attırdığı ve kırdırdığı gündür.

Nevruz bayramı çağımızda da kültürel miras olarak insanların ilgi odağındadır ve her yıl büyük coşku ile kutlanır. Gerçi Nevruz kutlamaları bazı ülkelerde iktidarlarca uzun yıllar yasaklanmıştı. Sovyetler Birliği Nevruz kutlamalarını Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan gibi orta Asya ülkelerinde yasaklamıştı. Bu yasak Mihail Gorbaçev dönemine kadar devam etti. Ancak bu ülkelerin insanları bu bayramı gizlice evlerinde kutluyordu. Yine bazı yörelerde insanlar Nevruz’a başka bir ad vererek yetkililerden kutlama izni alıyordu. Örneğin Tacikistan’da halk 8 Mart tarihinde Lale bayramı adı altında Nevruz kutlamalarını hiç bir muhalefetle karşılaşmadan düzenliyordu. Afganistan’da Taliban döneminde Nevruz bayramı yasaklanmıştı, zira Taliban iktidarı sadece kameri takvimi kabul ediyordu.Eskiden Nevruz bayramının kutlandığı bölge bir kaç ülkeyi kapsıyor, nitekim şimdi de bu ülkelerde Nevruz kutlamaları düzenlenmeye devam ediyor. günümüzde Nevruz coğrafyası bu adla veya benzer adlarla Batı Asya, Balkanlar, orta Asya, Çin’in doğusu, Sudan, Zengibar, Kafkasya geneli, Kuzey Amerika, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Butan, Nepal ve Tibet’e kadar yayılan geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Gerçi bu ülkede Nevruz etkinlikleri biraz farklı olduğu belirtilmelidir. Örneğin Afganistan’da yedi meyve sofrası kurulur, ancak İran’da Heftsin sofrasını kurmak adettir. Hatti Nevruz coğrafyasında yer almayan Mısır ve Çin gibi ülkelerde de Nevruz bayramı kutlanırdı, ancak günümüzde bu ülkelerin sadece bazı yörelerinde bu bayram kutlanır.

Ve son olarak 30 Mart 2009 tarihinde Kanada’nın federal parlamentosu ilkbaharın ilk gününü Nevruz günü olarak adlandırdı. Yine 24 Şubat 2010’da BM de bir kararnameyi onaylayarak Nevruz bayramını uluslararası bir bayram ve barış kültürü olarak tanıdı ve böylece bu bayram evrensel bir şenlik olarak kayda geçti.