İran halkının koronavirüs mağdurlarına yardım seferberliği
Bilindiği üzere dünya halkı yaklaşık 5 aydan beri yeni ve tehlikeli bir pandemi ile mücadele ediyor. Bu süre zarfında İran halkı ülke içindeki amansız mücadelesinin yansıra maruz kaldığı tüm baskılar ve sıkıntılara rağmen diğer ülkelere de kayda değer ve karşılıksız yardımlarda bulundu.
Yaklaşık son bahar aylarının sonu ve kış aylarının başlarından beri dünya halkı, ölümcül yeni Koronavirüs ile savaşmakta. Şimdiye kadar milyonlarca insan bu virüsten kaynaklı Kovid 19 hastalığına yakalanmışken maalesef en az 250 bin kişi de hayatını kaybetmiştir. Doktorlar ve sağlık uzmanları virüsten korunmak için sürekli sağlık tavsiyelerini tekrarlıyor ve hükümetler de pandemiyi kontrol altına almak için çeşitli yasalar ve kararlar onaylayarak uyguluyor. Fakat insanları bu virüsten korumak için yapılan uygulamalar diğer taraftan da büyük ekonomik zararlara sebep olmuştur. Normal şartlarda geçimlerini zor karşılayabilenler bu dönemde çok daha zor şartlarda bulunuyorlar.
İş yerleri ve fabrikaların geçici olarak kapanması veya düşük seviyede çalışması ile bir çok insan işini kaybederek geçim sıkıntısı yaşıyor. Korona’nın yayılmasını engellemek için doktorların başlıca tavsiyesi sosyal mesafenin korunması ve özellikle evde kalmak olduğu için bir çok meslek sahibi uzun bir süre hiç gelirleri olamamıştır.
Bu arada bir çok ekonomi uzmanı, Korona sonrası dönemde ekonominin hiç de olumlu bir durumda olmayacağı tahmininde bulunuyorlar. Bu şartlarda gerçi bazı hükümetler muhtaç kesime bazı yardımlarda bulunsa da bu girişimlerin pek de faydalı olmadığı anlaşılıyor. Tabi ki Korona mağdurlarına maddi ve manevi açıdan huzur ve umut veren konu ise diğer insanların onlara yaptığı yardımlar olabilir.
Batı ülkelerinde hayır kurumları, yoksullara yardım etmeye çalışıyorlar fakat bu zor şartlarda yeterli motivasyona sahip değiller. Fakat insanların ilişkilerinde İslami ve insani değerler ve duygusal bağların ve sosyal ilişkilerin daha güçlü olduğu Müslüman ülkeler yoksullara ve muhtaç kesimlere yardım motivasyonu daha fazladır. Sorun yaşayan ve muhtaç diğer insanlara yaradım etme sorumluluğu ve isteği, mübarek Ramazan ayında daha da fazla ve hissedilir seviyededir.
Bu aziz ayda infak etmek, başkalarına yaradım etmek ve iftarlık vermek üzerine bir çok tavsiye yapılmıştır. Böylece Koronavirüs’ün dünya halkını büyük sorun ve zorluklarla karşı karşıya getirdiği bu şartlarda Ramazan ayı muhtaçlara ve mağdurlara yaradım etmek için önemli bir sebebe dönüşmüştür.
İslam inkılabı rehberi Ayetullah seyit Ali Hamenei bu durumu dikkate alarak mübarek Ramazan ayının başlamasından birkaç gün önce şöyle buyurdu:
Bu şartlarda ve bu durumda gerçekten hayatlarını çok zor geçindiren ve normal hayatlarını idare edemeyen bir grup var; elleri açık olan ve güçlü olanlar ise bu alanda geniş çaplı çalışmalar yapmalıdırlar… yani bu, yapılması gereken işlerden biridir; özellikle önümüzde bulunan Ramazan ayında. Ramazan ayı, infak ayıdır, fedakarlık ayıdır, yoksullara yardım ayıdır; yoksullara ve muhtaçlara mümince yaradım etmek, gönül birliği, müsavat için ülke çapında bir kampanyanın başlaması ne kadar iyi olur ve eğer bu gerçekleşirse (Ramazan ayından) akıllarda iyi bir anı oluşacaktır.
İslam inkılabı rehberinin muhtaçlara “mümince yardım” olarak söz etmesi önemli bir konudur. Zira mümin insanlar, asla başa kakmadan, saf duygular, cömertçe ve içten hissiyatla başkalarına yardım ederler. Onlar Kur'an-ı Kerim’in “Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” (Zariyat-19) ayeti kerimesine içten inanıyorlar.
Bu yüzden mümin insanlar Ayetullah Hamenei’nin de buyurduğu gibi “müsavat- eşitliğe” uyuyorlar.
Eşitlik, infaktan bir kademe daha üsttedir. Zira infak insanın ihtiyacı olmayandan muhtaçlara yardım etmesidir. İslam inkılabı rehberi müsavatın anlamı hakkında şöyle buyuruyor: müsavat demek, her işte mümin kardeşine yaradım etmek ve eşlik etmektir. Yani insan fikri yardım, maddi yardım, fiziksel yardım ve haysiyet yardımını görevi bilmesidir.
İran’ın mümin halkı 80’li yıllarda Saddam ordusunun saldırısı sırasında 8 yıllık kutsal savunma döneminde muhtaçlara ve İslam savaşçılarına karşı fedakarlık, müsavat ve yardımda parlak bir karne sergilediler. Bu yüzden Korona salgınının başından itibaren muhtaçlara yaradım etmeye başlamalarına ilaveten, İslam inkılabı rehberinin çağrısı ile ülke çapında muhtaçlara ve mağdurlara yardım etmek için Ramazan ayında genel bir kampanya başlattılar.
Ayetullah Hamenei’nin Korona mağdurlarına yardımın artmasına dair çağrısı ardından İslam inkılabı muhafızlar ordusu komutanları, maden, sanayi ve ticaret bakanı ve bu büyük çalışmaya katılan kurumların bazı yetkililerinin katılımı ile bir oturum düzenlendi. Oturumda muhtaçlara mümince yardım etme bağlamında planlama ve koordinasyon yapılması için “İmam Hasan Mucteba -as- merkezi”nin kurulması kararlaştırıldı. Merkeze katılanlar 3,5 milyon aileye insani yardımların yapılmasını, çalışmalarına aldılar.
Bu arada birçok büyük küçük STK’lar çalışmalarını yoğunlaştırırken bir çok yeni STK da bu bağlamda kuruldu. Diğer taraftan muhtaçlara yardım eden büyük kurumlar, örneğin İmam Humeyni Yardım Komitesi ve İran Devlet Refah Örgütü de hayırsever insanların yardımları ile muhtaç kesime yapmış oldukları yardımları arttırdılar. STK’lar kendilerini muhtaçlara karşı sorumlu hisseden kişilerin destekleri ile temel gıda maddelerinden yardım paketleri hazırlayarak saygı ile bu ailelere yardımda bulundular. Zira Kur'an-ı Kerim yoksullara yapılan yardımın onlara manevi baskı yapılmaması ve başa kakılmaması şartı onların insani kerametine ve haysiyetine zarar verilmeden yapılması gerektiğini şiddetle tavsiye ediyor.
Bu arada Kur'an-ı Kerim’in Bakara suresinin 273. Ayetinde de belirtildiği gibi önemli olan konu gerçekten yardıma ihtiyacı olup da haysiyetini korumak adına ihtiyacını açıklamaktan çekinen muhtaçları bularak onlara yardım etmektir. Kur'an-ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor:
(Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
Mümin ve Müslüman İran halkının fedakarlık ve müsavatla Koronavirüs mağdurlarına yardımlarını daha da önemli ve seçkinleştiren ise bu yardımların Amerika’nın zalimane ve yasadışı tek yanlı yoğun yaptırımları ve baskılarının yaşandığı bir dönemde olmasıdır. Emperyalist ve zorba Amerika, Koronavirüs’ün hızla yayıldığı bir dönemde bile İran halkına yönelik ekonomi terörizmini uygularken, yaptırımlarını kaldırma veya hatta hafifletmeye bile yanaşmadı. Fakat İran halkı dini öğretiler ve vurgulardan dolayı hissettikleri sorumluluk ve insan severlik duyguları nedeni ile vatandaşların mali sıkıntılarını gidermeye çalıştılar.
Bu fedakarlık ve dayanışma Amerika’nın kibirli ve bencil yetkililerine, İran halkının her durumda onların hırslarına karşı ayakta kuvvetle direneceği mesajını iletiyor. Onlar mevcut zor durumda başkalarına el uzatmak yerine müsavat, dayanışma ve birliktelikle Amerika’nın illegal yaptırımlarının hasarlarını minimuma indirmeyi başardılar. İran halkı İslam inkılabından sonra geçen yıllarda bir çok zor durumdan alnının akı ile çıkmış ve bu kez de Korona’dan hasar gören mağdur vatandaşlarına karşılıksız yardımları ile bu ilahi sınavı da başarı ile geride bırakırken hatta diğer milletlere de örnek teşkil etmiştir.
Bu yılki mübarek Ramazan ayı, İran halkının yardıma muhtaç olan yoksullara yönelik hummalı yardım çalışmaları sayesinde İslam inkılabı rehberi Ayetullah seyit Ali Hamenei’nin de buyurduğu gibi unutulmaz bir Ramazan ayına dönüşmüştür.