Nevruz’un Hz. Mehdi’nin -s- Zuhuru ile Güzelliği (Nevruz Bayramı Özel–9)
(last modified Mon, 29 Mar 2021 09:43:43 GMT )
Mart 29, 2021 12:43 Europe/Istanbul

İlkbahar doğası, kalplerin beklediği vadedilen hz. Mehdi'nin -s- zuhur edeceği baharı beklemenin ön hazırlığıdır. Evet, o bahar da gelecektir ve hepimiz yürekleri şenlendirecek olan o baharı bekliyoruz.

Hepimiz Nevruz günlerinde evimizi gelecek misafirler için temiz tutuyor ve onların gelişini beklemeye başlıyoruz. Peki ama, acaba Hz. Mehdi’nin -s- de gelmesini bekliyor muyuz? Acaba bunun için kalbimize temizlik yapmış mıyız?

Bugünkü sohbetimizde güzel Nevruz bayramının güzelliklerini Hz. Mehdi’nin -s- zuhur ettiği günlerin güzellikleri ile düğümlemek ve o hazreti beklemenin önemini anlatmak istiyoruz.

İlkbaharın ayak sesleri şimdi sokaklarda yankılanmaya başladı ve ilkbahar güneşi kışı ta uzaklara sürdü. Şimdi ilkbahar geliyor ve hepimiz Hz. Mehdi’nin geleceği ilkbaharı sabırsızlıkla bekliyoruz. O hazret gelmesi ile birlikte kalplerimize hakiki ilkbaharı armağan eder ve böylece bekleyişimiz de sona erer. Biraz önce de belirtildiği üzere, ilkbahar doğası, kalplerin beklediği vadedilen Hz. Mehdi'nin -s- zuhur edeceği baharı beklemenin ön hazırlığıdır. Evet, o bahar da gelecektir ve hepimiz yürekleri şenlendirecek olan o baharı bekliyoruz.

Hepimiz Nevruz günlerinde evimizi gelecek misafirler için temiz tutuyor ve onların gelişini beklemeye başlıyoruz. Peki ama, acaba Hz. Mehdi’nin -s- de gelmesini bekliyor muyuz? Acaba bunun için kalbimize temizlik yapmış mıyız?

İlkbahar mevsimi ve doğanın yeniden doğuşu bize, yüce Allah’ın doğaya yeniden fırsat sunarak ona tazelik ve hayat armağan ettiği gibi Allah tealanın bize sunduğu ömür fırsatını kullanmayı ve en iyi biçimde değerlendirmeyi hatırlatır.

Kuşkusuz ilkbaharın gelişi için bekleyişimiz ve bu güzel mevsimi karşılamak için yaptırımız hazırlıklar bize, Allah tealanın zuhurunu vadettiği Hz. Mehdi’nin -s- zuhurunu beklemenin de bir hakikat olduğunu hatırlatır. Hepimiz ilkbaharı ve doğanın öldükten sonra yeniden doğuşunu bekleyişimizi Hz. Mehdi’nin -s- dünyayı cehalet, zulüm ve karanlık kapladıktan sonra zuhuru ile kurtarması ile düğümlememiz gerekir. Kuşkusuz Şia Müslümanların hakiki baharı, Hz. Mehdi’nin -s- zuhuru sayesinde olur. O zaman yaşam programımızı, ilkbaharı bekleyişimizin vadedilen Hz. Mehdi’nin -s- zuhuru doğrultusunda olacak şekilde hazırlamalıyız.

Çağımızda insanlar adeta kış uykusuna yatmış, zulüm ve adaletsizlik tüm dünyayı sarmış ve sömürücü ve sultacı güçler pençelerini beşeriyetin tüm önemli meselelerine atmıştır. Bu şartlarda vadedilen Hz. Mehdi -s- uzun kış uykusundan sonra beklenen hoş ve güzel bahardır; nitekim o hazret zuhuru ile birlikte nur ve maneviyat cinsinden bir ilkbaharı beraberinde getirir. Zuhurdan sonra doğa uzun süren soğuk ve ruhsuz günlerin ardından yeni bir ilkbaharla yeniden canlanır ve bekleyişin soğuk günleri sona erer. Hz. Mehdi -s- zuhur etmesi ile birlikte tarih boyunca beşeri toplumları zulüm ve karanlıkta tutan günleri sona erdirir ve ilahi hidayet nuru ile tarih sayfalarını aydınlatır.

İlkbahar doğanın cismine yeniden hayat ruhunu üflemektir. Doğanın yeniden canlanması bizi neşelendirdiği ve mutlu ettiği gibi, yeni yıla girerken ruhumuzu vadedilen Mehdi’yi -s- bekleyecek şekilde yetiştirmeli ve o hazrete eşlik etmeye hazır hale getirmeliyiz.

Hepimiz doğanın yeniden doğuşunu kutluyor ve doğanın dirilişi ile birlikte yeni elbiselerimizi giyiyoruz. İlkbahar gelince kalbimizi kinlerden arındırıyor ve yeni bir ruhla ve neşe içinde Heftsin sofrasının başında ilkbahar mevsimini karşılamaya gidiyor ve yegane Allah’a şöyle sesleniyoruz:

Ey kalpleri ve gözleri dilediği gibi değiştiren yüce Rabbim, ey gece ve gündüzü tedbir eden, ey yılları ve halleri yönlendiren, halimizi en güzel hallere çevir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Nevruz bayramı hakkında şöyle diyor:

Nevruz kendi içinde bir şartı vardır. Büyük bir hadisenin yaşandığı her gün Nevruz’dur; sizin büyük bir hadiseyi gerçekleştirdiğiniz gün, yine Nevruz’dur. Yani şartı şu ki bir iş yapın, bir hareket yapın ve bir hadiseyi gerçekleştirin. Peki bu hadise nerede gerçekleşmelidir? Kendi içinizde... eğer halinizi değiştirebilirseniz, eğer beşeri gevherinizi daha da parlak yaparsanız, o gün sizin için hakikaten Nevruz’dur. Eğer inkılabın mesajını, peygamberlerin mesajını, sevgili İmam’ımızın mesajını ve bu uğurda akan bu milletin en iyi gençlerinin pak kanının mesajını kalbinize ulaştırabilirseniz, işte o gün sizin için Nevruz’dur.

İmam Cafer Sadık -s- bir rivayette Nevruz hakkında şöyle buyurur:

Nevruz, Allah teala kullarından O’nu ibadet etmeleri ve O’na şirk koşmamaları için söz aldığı gündür. Nevruz, güneşin doğduğu gündür.

İmam Sadık -s- ayrıca Mualla bin Hanis’e Nevruz’u şöyle tanıtıyor:

Nevruz geldiğinde biz Al-i Muhammed’in -s- kaiminin zuhur etmesini bekliyoruz; zira Nevruz bizim ve Şialarımızın günlerindendir.

Yılın tüm insanlar ve hatta hayvanlar ve kuşlarca en neşeli, en hoş, en sevilen mevsimi hiç kuşkusuz ilkbahar mevsimidir. Ancak ilkbahar mevsimi kısa ve kısıtlıdır ve en çok üç ay sürer. Ancak şu kısa günler bile hakiki bahar olmaksızın neşesiz ve ruhsuz geçer. Kuşkusuz insanların her daim arzu ettiği şey, uzun süreli ve geniş neşeli bir ilkbahardır. Bu ilkbahar yeryüzünün her tarafını ve tüm mahlukları sarması ve tüm gönülleri neşelendirmesi gerekir. İslami kaynaklarda beşerin bu ezeli arzusuna ve gerçekleşeceğine işaret edilmiş ve özellikle Hz. Mehdi -s- ziyaretnamesinde o hazretten halkın ilkbaharı ve devranın mutluluğu şeklinde söz edilmiştir.

İlkbahar doğanın yeniden canlandığı mevsimdir ve insanlar bu mevsimde ruhunu ve zihnini takva doğrultusunda geliştirmeleri ve Hz. Mehdi -s- bekleyişini takviye etmeleri gerekir.

Kur'an'ı Kerim ayetleri ve Ehl-i Beyt -s- rivayetlerine göre hakiki Şialar ve Ehl-i Beyt’i -s- gerçekten sevenler, yeni yılın gelmesi ile birlikte kendileri yenilendiği gibi evrensel hakiki baharı idrak etmek ve Hz. Mehdi’nin zuhur ettiği günlerde bulunma saadetine nail olmak üzere gönüllerini de tazelemeleri gerektiğini iyi bilir. Hz. Mehdi’yi -s- bekleyen Şialar her halleri ile o hazretin zuhuru için hazırlıklı olacak şekilde yaşamaları gerekir. Hakiki bahar, Hz. Mehdi’nin -s- zuhuru ve bekleyiş Nevruz’un en büyük dersidir ve o hazreti bekleyenler hakiki baharı Hz. Mehdi -s- hükümetinin kurulması ve Mehdevi camianın şekillenmesinde görmektedir.

Bu sene hş. takvimine göre 1400 yılının ilk günleri Hz. Mehdi’nin -s- veladet yıldönümüne denk gelmiştir. Buna göre bizler de o hazreti hoşnut edecek şekilde hayatımızı sürdürmeli ve İmam Zaman’la antlaşmalıyız. Nitekim Hz. Mehdi’nin -s- sevgili babası İmam Hasan Asgeri -s- bir rivayette şöyle buyurur:

Bizim için utanç değil, onur kaynağımız olmaya çalışın; bize sevgileri kazanmaya çalışın; çirkinlikleri bizden uzaklaştırın, zira biz, hakkımızda her türlü iyiliğe layıkız ve hakkımızdaki her türlü kusurdan uzağız

Gerçi Nevruz bayramı ilkbaharla birlikte evlerimizin kapısını çalar; ancak hakiki bayram vadedilen Hz. Mehdi’nin -s- zuhur etmesi ile başlar. O zaman yeryüzü adaletle dolup taşar ve zulüm yuvaları bir bir çöker.

Doğanın ilkbaharı, gönüllerin ilkbaharının habercisidir. Bu bahar büyük kurtarıcının zuhur etmesi ile başlar.

Evet o hakiki bahar gelecektir ve hepimiz sabırsızlıkla onu bekliyoruz. Mehdi -s- geldiğinden yeryüzüne adalet yağmuru yağacak; marifet çiçekleri açacak ve her taraf aşk ve sevgi ile dolacaktır.