Temmuz 15, 2023 12:44 Europe/Istanbul
  • Amerika ve İsrail'in  33 günlük Lübnan savaşında yenilgisiyle yeni Ordtadoğu'nun oluşması 

İbrani medyası, İsrail'in Lübnan'daki en büyük başarısızlığının, 17 yıl aranın ardından 33 günlük savaşın üstünden uzun bir süre geçmesine rağmen, Hizbullah'ın gücünün her geçen gün artması ve bu gücü kimsenin durduramamış olmasının İsrail'i iyice tedirgin ettiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesinin askeri muhabiri, 33 Günlük Savaşı'nın 17. yıl dönümü münasebetiyle yayınladığı bir haberde şunları yazdı: Hizbullah'ın güçlü bir istihbarat servisine sahip olması ve her şeye hakim olması dolayısıyla Hizbullah'ın her geçen gün daha da güç kazandığı söylenebilir."  Siyonist analist muhataplarına şunları söyledi: Geçen hafta beş cephe aktifti, Gazze, Suriye, Lübnan, Batı Şeria'daki Cenin kampı ve Tel Aviv'e yönelik saldırılar cepheleri. İsrail için bir meydan okuma bunların hepsi. Ancak Lübnan hala en tehlikeli ve patlayıcı yer olarak görülüyor." Öte yandan Siyonist rejimin Kanal 11'i bir raporda İsrail'in Hizbullah'a karşı caydırıcılık gücünün ciddi şekilde erozyona uğradığını tartıştı ve şunları belirtti: Caydırıcılık gücü, Hizbullah'ın İsrail'e karşı geçmişte olduğundan daha açık davranmasına ve bu eylemlerini daha cesaretle gerçekleştirmesine neden oldu." 

Bu yazara göre bu durum, Hizbullah'ın son dönemdeki davranışlarında, bu parti yetkililerinin İsrail'e yönelik son derece kışkırtıcı açıklamalarında ve Al- Gacer köyü yakınlarında tanksavar mermileri ve roketlerin atılmasında ve İsrailli savaş uçaklarının hareket özgürlüğünü sınırlama girişiminde  görülmektedir. Hizbullah'ın son dönemdeki eylemleri, hangi amaçla olursa olsun, İsrail'in Hizbullah'a karşı caydırıcılığının erozyona uğramasına (çökmesine) neden oldu ve bu onun için çok tehlikeli bir konu olarak görülmeye başlandı.  2000 yılında direnişten ve işgalcilerin Güney Lübnan'dan aşağılayıcı bir şekilde sürülmesi, Siyonistlerin bir önceki yenilgiyi telafi etme girişimi doğrultusunda başlayan ve 33 Gün Savaşı olarak bilinen Temmuz 2006 savaşı Hizbullah'ın ikinci sürprizi oldu. 

2004 yılında İsrail, Hizbullah ile yaptığı anlaşmanın aksine üç Lübnanlı mahkumu serbest bırakmadı. Hizbullah, onları serbest bıraktırmak ve kurtarmak için Temmuz 2006'da "El-Vad el Sadık" operasyonunda iki İsrail askerini esir aldı. İsrail bu operasyona tepki olarak Lübnan'a savaş ilan etti. Araştırmacılar ve uzmanlar, Siyonist Rejim İsrail'in Lübnan'a saldırmayı planladığına ancak Hizbullah'ın operasyonunun bu saldırıyı öne almasına yol açtığını belirtiyor. İsrail bu savaşa 40.000'den fazla askerle girdi. İsrail günde ortalama 270 sorti yaptı ve geniş çapta yıkıma neden oldu. İsrail bu savaşta 4.800.000 misket bombası kullandı ve bunun 1.100.000'i savaşın son 72 saatinde kullanıldı. İsrail saldırıları sonucunda 15 bin ev tamamen yıkıldı. Havaalanı, ticaret ve balıkçı barınakları, hidrolik istasyonları, petrol rafinerileri ve elektrik santralleri dahil olmak üzere 31 hayati yer ve altyapı tesisi tamamen yok edildi. 80 köprü ve yaklaşık 90 şirket ciddi şekilde hasar gördü. İki hastane tamamen yıkıldı, üç hastane de ağır hasar gördü.Bu savaşta üçte biri çocuk olmak üzere 1183 Lübnanlı sivil şehit oldu.

Ancak bu savaşta büyük savaş suçları ve cinayetleri işlemesine rağmen Siyonist Rejim İsrail ilan ettiği hedeflerin hiçbirine ulaşamadı. İsrail başlangıçta Hizbullah'ı silahsızlandırmak ve yok etmek istedi. Savaşın sona ermesi ve bu hedefe ulaşılamaması üzerine İsrail, Lübnan'ın Litani Nehri'ne kadar olan bölgelerini işgal etmek istedi. Ancak bu aşamada da başarısız oldu ve sonunda Lübnan Ordusu ve Birleşmiş Milletler güçlerinin İsrail sınırından Litani Nehri'ne konuşlandırılmasını öngören 1701 sayılı Güvenlik Konseyi Kararını kabul etti. Elbette İsrail, savaşın daha ilk haftasında, Siyonist ordunun Hizbullah'a karşı savaşamayacak durumda olduğunu görerek,  savaşın sona erdiğini ilan etmek istedi, ancak Amerikalılar rejimin bir şeyler başarması konusunda ısrar etti ve ardından pes ederek ateşkes ilan etti, dolayısıyla üç hafta Amerikalıların ısrarı ile savaş devam etti ama sonunda Amerika da teslim oldu. Hizbullah, gelişmiş İsrail silahlarına karşı gerilla ve düzensiz savaşı modelini kullandı. Hizbullah Güney Lübnan'da çok sayıda tünel inşa etmiş ve bunları savaş sırasında çokça kullanmıştı. Hizbullah bu tünelleri komuta veya mühimmat boşaltma için kullandı.

Hizbullah bu savaşta İsrail'e 4.000 roket atmayı başardı. Savaşın ilk günlerinde Hizbullah, gelişmiş İsrail firkateyni Sa'ar 5'e füze saldırısı düzenledi. Seyyid Hasan Nasrallah operasyonu canlı yayında duyurdu ve aynı konuşmada roketin isabet ettiğini duyurdu. Bu operasyonun başarılı bir şekilde uygulanması İsrail ordusunun moralinde olumsuz bir dalga, direniş güçlerinde ise bir mutluluk ve motivasyon dalgası yarattı. Ayrıca, gelişmiş bir askeri bot da Hizbullah füzeleri tarafından saldırıya uğradı. Hizbullah, Hayfa'nın önemli limanına füze saldırısı düzenlemeyi başardı ve bir süre sonra Hayfa'dan daha uzak bölgelere ve kasabalara da saldırdı. İsrail ordusu Merkava tanklarıyla savaşa girmiş ve bu tankları güçlü bir kale olarak görüyordu. Hizbullah bu tankları füzelerle imha etmeyi ve düşmanından çok sayıda kayıp almayı ve zayiat verdirmeyi başardı. Savaş sırasında 56 Merkava-4 tankı saldırıya uğradı. Önceki savaşlardan farklı olarak, bu savaş sadece orduyu değil, tüm İsrail'i meşgul etti.

Bu savaşta ilk kez Siyonist rejimin askerlerinin kayıpları karşı tarafın kayıplarını geçti ve Lübnan İslami Direniş Hareketi üyelerinden 74 şehide karşılık Siyonist rejimin 117 askeri ve üst düzey subayı öldürüldü. Elbette İsrail'in kayıpları bundan daha fazlaydı ve 33 günlük savaşın bitiminden iki yıl sonra bir Fransız merkezi, bu savaşta 2.300 kişinin öldüğünü ve 700'den fazla kişinin de yaralandığını resmi bir rapor yayınlayarak duyurdu.  Lübnan Hizbullahı, yaratıcı yöntemlerini ve becerilerini bu savaşta birleştirerek, gaspçı Siyonist rejimin ordusunu yendi ve onları Lübnan Hizbullah'ına karşı askeri doktrinlerini değiştirmeye zorladı.

2006'daki 33 günlük savaş, Lübnan ile Siyonist rejim arasında yeni bir denklem yarattı. Siyonist rejimin Lübnan'a tekrar saldırmaya ve işgal etmeye cesaret edemediği bir denklem ortaya çıktı. Lübnan halkının Siyonist düşmana karşı direnme yeteneğine olan güveni, 33 günlük savaşının ilk sonucuydu. Bu güven ve aslında özgüven, Lübnan'ın 2006'da savaştan sonra yaptığı ikinci parlamento seçimlerinde kanıtlandı. Lübnan'da bu savaştan sonra ilk parlamento seçimleri 2009'da, ikinci seçimler ise 2018'de yapıldı. 2018 seçimlerinde direniş koalisyonu 68 oy aldı. Parlamentodaki 128 sandalyenin mutlak çoğunluğunu kazandı. Bu savaşın ikinci başarısı, güney Lübnan'da güvenliğin savaş öncesine göre artmasıydı. Bu savaştan önce Siyonist Rejim İsrail zaman zaman Güney Lübnan'a saldırırken, bu savaştan sonra Güney Lübnan'a herhangi bir saldırı yapılmadı. Direniş ekseni karşısında Amerika ve İsrail'in yenilgisini kanıtlamak, 33 günlük savaşının üçüncü kazanımı ve sonucuydu.  Hizbullah Genel Sekreteri şuna inanıyor: "Lübnan'daki direnişe karşı bu savaşı durdurmanın tek nedeni, Amerikalıların ve Siyonistlerin bu savaşı kaybettikleri sonucuna varmalarıydı."

Hizbullah'ın hassas nokta vuruşu yapan güdümlü füze projesi şu anda Tel Aviv'in en önemli endişe kaynağı ve Hizbullah'a karşı herhangi bir askeri harekatı fikrine kapılmasını da engelliyor. Çünkü bu silah Lübnan direnişinin savaşma kabiliyetini milli bir ordu düzeyine çıkarmaktadır. Hizbullah, hava kuvvetlerine ihtiyaç duymadan böyle bir gücün tüm avantajlarından yararlanacaktır. Bu füzeler, İsrail'deki herhangi bir hayati tesisi ve sivil ve askeri nüfus merkezini hedef alabilir. İsrail kaynaklarının değerlendirmesine göre, Temmuz 2006 savaşı sırasında Hizbullah'ın yaklaşık 15.000 roketi vardı ve bunların yaklaşık 4.000'i İsrail yerleşim ve mevzilerine 33 günlük savaş boyunca ateşlendi. Ancak bu savaşın sona ermesinden bu yana Hizbullah, füze cephaneliğini 200.000 kısa menzilli, orta menzilli ve uzun menzilli füzeyle genişletti ve zenginleştirdi. 

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'a göre, bu partinin işgal altındaki Filistin'in herhangi bir bölümünü hedef alabilecek hassas füzeleri var. Bu da İsraillileri çok endişelendiren bir konu. Ancak Siyonistler için en korkutucu Hizbullah füzeleri, menzili 700 kilometreyi aşan Skad füzeleridir. İsrail raporları, Hizbullah'ın bu türden çok sayıda füzeye sahip olduğunu gösteriyor, ancak 33 günlük savaşının en önemli stratejik başarılarından biri, Hizbullah'ın füzelerini, tünel inşası yoluyla Gazze Şeridi'ne aktarması oldu.