Aile bülteni 2
Bugünkü programımızda çekirdek aileyi tanıtmanın yanısıra ailede İslami terbiye ile ilgili bazı konulara değineceğiz.
İyi düşündüğünüz zaman, aslında sizin kendi ailenizi seçmediğinizi zira onların Allah tarafından size verilen bir hediye olduğunu anlarsınız, tıpkı sizin onlara hediye verildiğiniz gibi.
Bugünkü programımızın ilk bölümünde çiftlerin ilişkileri hakkında bazı psikolojik konulara değinmek istiyoruz. Evlilik tüm komplike konuların yanı sıra, tıpkı yeni bir fidan gibi, budanmazsa, iyi bir destek sağlanmazsa ve büyümesi kontrol edilmezse, istenilen sonuca varmayacak, gereken meyvesini vermeyecektir. Burada bir çiftin evliliğinden sonraki dönemden söz ediyoruz, burada her şey aydınlanarak şeffaflaşmış ve karı kocanın yaşamlarının yolunu doğru bir şekilde inşa etmeleri gerekiyor. Her şeyden önce farklılıklara dikkat etmek gerekir, siz ve eşiniz arasındaki farklılıklardan bir bölümü sizin cinsiyetinize bağlıdır.
Günümüzde psikoloji dalı, kadın ve erkeğin eşit şahsiyete sahip olmadığını ve ruhsal açıdan farklı olduklarını vurguluyor. Onların yaratılış Kanunlarında köklü farklılıkları vardır, bu konu, tecrübe ve Terbiyeleri bir yana, onları birbirinden farklı kılan konu olmakla birlikte, birbirini çekici bulmalarına sebep oluyor. Her şeyden önce karşı cins ile ilgili bilgiler edinin ve görüş ayrılıklarının ne zaman cinsiyet farklılıklarından kaynaklandığını, ne zaman düşüncelerinizden olduğunu öğrenin. Düşünce ve fikri farklılıklar çözülebilir ama cinsiyetten kaynaklanan farklılıklar sadece karşılıklı anlayış ile kabul edilebilir.
Ortak yaşamın başından itibaren kendi görevlerini belirlemek doğru bir karar olur. Örneğin ekonomi konusunda bay ve bayanın gelirleri nasıl harcanmalı, nasıl biriktirilmeli, ev ile ilgili işlerden kimin sorumlu olacağı ve de her birinin diğerine nasıl yardımcı olabileceği belirlenebilir. Eğer bu görevler aşk ve mantık üzerine belirlenirse daha sonraları birinin daha fazla sorumluluk üstlendiği ve diğerinin fazlasıyla hizmet beklediği gibi duygular ve düşünceler yaşanmaz. Sorumlulukların paylaşılması sizin ortak yaşamınızın ömrünü uzatır. Resulü Ekrem'in -saa- muhterem kızı hz. Fatıma -sa- başarılı bir Müslüman kadının örneğidir, çalışma, anlayış ve sorumluluk üstlenmek için örnek arayanlara tam bir örnektir. Rivayetlere göre İmam Bakır –as- şöyle buyurmuştur: Fatıma -sa- Ali (as) ile anlaşmıştı, öyle ki ( hamur yapmak, ekmek pişirmek ve evi süpürmek) gibi ev işlerini kendisi yapacaktı ve Ali -as- da o Hazretle vardığı anlaşma uyarınca ( odun toplamak ve yemek hazırlamak gibi) evin dışındaki işleri yapacaktı.
Hatırlanacağı üzere geçen sohbetimizde dünyada ve bu arada İran'da ailenin şekillenme sürecinde, toplumun sosyal şartlarda yaşanan her türlü değişikliğin ailenin şekil ve yapısının değişmesine yardımcı olacağını söylemiştik. Zaman sürecinde insanın ihtiyaçları ve hedefleri değişince ailede köklü değişiklikler yaşanır. 19. asırdan sonra, fabrika ekonomisi ve çalışma pazarı ekseninde yeni sosyal düzenin şekillenmesi, aile yapısının değişmesine sebep oldu. Sosyal düzenin genişlemesi ve eğitim ve öğretim, fabrikalar ve medya gibi modern kurumların tesis edilmesi ile birlikte ailenin temel işlevlerinden bazıları söz konusu kurumlara bırakıldı. Böylece ailenin görev ve sorumluluğu azaldı ve çekirdek aile şekillendi.
çekirdek aile ebeveyn ve çocuklar olmak üzere 2 kuşaktan oluşur. Bu aile batıda Sanayi Devrimi'nin ardından yaygınlaştı. Böylece anne ve baba ve çocuklardan oluşan bu aile akrabaların başka hiçbir bireyi ile birlikte yaşamadılar. Çekirdek ailede genelde baba veya anne ve ya her ikisi aile ekonomisini idare ve temin ediyorlar ve ekonomi konularında birinci dereceden akrabalarından bağımsızdırlar. çekirdek ailede genellikle temel kararlar konuşma ve görüş alışverişi sonucu alınıyor.
Talcott Parsons gibi sosyologlar bu aileyi çok akıllıca buluyorlar. Zira bu ailede akıl ve mantık hakimdir ve temel kararların alınmasında daha güçlü mantığa sahip olan, hakkını kazanıyor. Çekirdek aile genişlemiyor zira çocuklar kanuni yaşa ulaştıkları an itibariyle topluma karışıyor, faal bir üye olarak çalışma ve yeni bir hayat kurmak peşinden gidiyor. Böylece kendisi bağımsız ve yeni bir aile oluşturuyor. Günümüzde Dünyanın her yerinde çekirdek aileye rastlamak mümkün.
Rahimi bey ve eşi İran'da varsayımsal çekirdek bir ailedir. Rahimi beyin 3 kız ve 2 erkek çocuğu var; fakat onlar evlendikten sonra baba evini terk ederek her biri kendi kaderinin peşinden gitmiştir. Bu ailede anne ve baba yılların geçmesine rağmen hala birbiriyle ve Karşılıklı sevgi ile yaşıyorlar. Onlar 70 metrekarelik iki odalı bir evde yaşıyorlar. Tatil günlerinde çocuklarının onlara gelmesi nedeniyle ev ortamı çok sıcak ve bir o kadar de kalabalık olur. Fakat haftanın diğer gönderinde evde adeta sessizlik hâkimdir. Çocukların evleri uzak olduğu için gidiş dönüş çok zor oluyor. Bu yüzden telefon onların en önemli bağlantı aracıdır.
Rahimi bey ve eşi mahallede, kendileri ile konuşulabilecek danışabilecek, fikirleri alınacak insanlar olarak tanınıyor ve komşular ve tanıdıklarla iyi ilişkileri vardır. Camiye gitmek onlar için bağlantı kurmak ve huzur ve neşe kazanç yeridir. En büyük sorunu oğulları ve gelinleri arasındaki sorundur. Onların oğlu 6 yaşındaki bir çocuğu vardır, fakat ortak hayat için eşiyle anlaşamıyor. Bu yüzden büyükbaba ve babaanne, gelinleri ve oğullarının ayrılığı ardından torunlarının duygusal sorunları nedeniyle endişe ediyorlar.
Onlar mahallede aile danışmanı bilindiklerine rağmen şimdiye kadar kendi evlatlarının sorununa müdahale etmemişler. Zira bu konuya müdahil olmaları ile onların oğullarının tarafını tuttuklarının düşünülmesi ve nihayetinde mevcut sorunların daha da artmasına sebep olmaktan endişe ediyorlar. Tabii ki onlar evlatlarının ailevi sorunlarının çözülmesi için bir arabulucu aramaya çalışırlar. Rahimi beyni diğer oğlu dostluk bağlarını akrabalık bağlarına tercih etmiştir. Kendisi anne ve babayı daha az ziyaret ediyor, fakat baba onun eşi ile birlikte iyi bir hayatları olmasından memnundur.
Aslında çekirdek ailen mevcut sanayi toplumun kökünü ve üstün olan yönünü oluşturuyor. Bu ailenin temeli karı, koca ve çocukların karşılıklı ilişkisi üzerine kurulmuş, aile biryeleri ruhsal açıdan sıkı sıkıya br birlerine bağlıdırlar. Bu ailenin başlıca hedefi, huzur ve kardeşlik içinde yaygaradan uzak kalmaktır. Günümüzde çekirdek aile dünyanın birçok yerinde ve bu arada İran'da görünüyor. Öyle ki 2011 yılı verilerine göre İran'da ailelerin en az %60'ını oluşturuyor. Bu ailelerde evlilikler kız ve oğlanın karşılıklı gönül bağı ve isteği ve de ailelerin durumu ve sosyal konumu göz önüne alınarak gerçekleşiyor. Aslında çekirdek aile artık ekonomi ve üretim birimi olmadığından eş seçme tarzı da değişikliğe uğramış ve eş seçiminde kişinin istekleri ve zevkleri öncelik kazanmıştır.
Bugünkü sohbetimizin sonunda İslami yaşam tarzında bazı kısa konulara değinerek sizlerden ayrılmak istiyoruz.
İslam, toplumun vahdetini, aile üyeleri ve eşler arasındaki vahdette tanımlıyor ve ailedeki mevcut insani isteklerden toplumu sorumlu biliyor. İslam açısından İslami bir aile, kökten, madde ötesi, ahlaki ve terbiyevi hedefler temeli üzerine kurulmuştur. İslami ölçülerden uzak şaşaalı bir evlilik seçerek burada yüce düşüncelerin ortaya çıkmasını beklememek gerekir. İran'da İslam inkılabının zaferi ardından ve İslam tarihinde, İslami tarzda başarılı evlilik ve yaşamların canlı ve seçkin örnekleri mevcuttur. Bu örneklerin her biri, ailelerin gelişmesi için birer örnektir. Bu iki örneğe dikkat edin:
Öğle yemeği için babasının evindeydik. Hepimiz sofranın etrafında oturmuş yemek yiyorduk. Mutfaktan bir şeyler almaya gittim. Bir kaç dakika sürdü. Döndüğümde Mehdi beyin ( şehit Zeyneddin) yemeğine dokunmadığını ve benim dönmemi beklediğini, birlikte başlamamızı istediğini gördüm. Bu hareketi benim için çok güzeldi, öyle ki hala aklımda kalmıştır. ( Şehit Mehdi Zeyneddin'in eşi)
Ve şehit Seyit Abdülhamit Gazi Mir Said'in eşi de kocasını şöyle anlatıyor: Yağmurlu bir geceydi. Ertesi gün Hamid'in sınavı vardı. Bahçeye gittim ve çamaşırları yıkamaya başladım. Çamaşır yıkarken, Hamid'in geldiğini fark ettim, arkamda duruyordu. " Burada ne yapıyorsun? Yarın sınavın yok mu?" diye sordum. Havuz kenarında dizlerinin üstünde oturdu ve buz kesmiş ellerimi leğenden çıkardı ve şöyle dedi: Sana karşı mahcubum. Ben sana layık olan hayatı sana hazırlayamadım. Babasının evinde çamaşır makinesi olan bir kız şimdi bu soğuk havada...
Lafını keserek şöyle dedim: Ben mecbur değilim. Bunu zevkle yapıyorum. Anlaman ve kıymet vermen benim için yeterlidir.