Otuz gün, otuz hikaye - 24
Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın.
Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.
İslam Peygamberi -s- insanlara karşı oldukça yumuşak ve şefkatle davranır ve onlara karşı mihribandı, öyle ki bazen Araplar o hazretin minberinin önünde rahatça uzanıyor ve Allah Resulü’nden -s- onlara hadis anlatmasını talep ediyordu.
Medine’de bir yahudi yaşıyordu. Bu yahudi adam ne zaman Allah Resulü -s- camiye gidecek olursa evinin çatısından Resulullah efendimizin -s- üzerine toprak dökerdi. Allah Resulü -s- ise her defasından hiç bir sert tepki vermeden üzerini temizliyor ve yoluna devam ediyordu. Allah Resulü -s- ertesi gün yine aynı durumla karşılaşacağını bildiği halde yolunu değiştirmezdi. Allah Resulü -s- Resulü yahudi adamın tacizlerine rağmen ona karşı çok sabırlı davranır ve hiç bir olumsuz tepki vermezdi.
Bir kaç gün geçti, fakat bu günlerde yahudi adam artık Allah Resulü’nün -s- üzerine toprak dökmemişti. Allah Resulü -s- şöyle buyurdu: her gün bizi yad eden bu arkadaşımızdan haberi olan var mı? Kaç gündür onu göremiyoruz. Sahabe yahudi adamı bir kaç gündür hastalandığını ve yatağa düştüğünü arzetti. Allah Resulü -s- hemen şöyle buyurdu: gelin hep birlikte onu ziyarete gidelim.
Yahudi adam evinde yatakta yatıyordu ki kapı çalındı. Kapı açıldığından Allah Resulü -s- ve bir kaç sahabenin içeri girdiğini gördü. Yahudi adam bu manzara karşısında büyük utanç duydu ve kendi kendine şöyle dedi: ben Allah Resulü’ne -s- onca kötülük ettim, ama o şimdi beni ziyarete gelmiş.
Yahudi adam ne yapacağını bilemiyor, başını kaldırıp Resulullah’ın -s- yüzüne bile bakamıyordu. Ancak Allah Resulü -s- yahudi adamın yaptıklarını ve saygısızlıkları hiç yüzüne getirmedi ve sadece hal hatır sordu.
Yahudi adam İslam Peygamberi’nin -s- nurani yüzüne baktığında o hazretin yüzünden sanki yıllardır iki dost oldukları bir samimiyet ve muhabbet gördü. Böylece yahudi adamın tüm kini sevgi ve safaya dönüştü. Yahudi adam kendi kendine sıradan bir insan bu şekilde davranamayacağını o hazretin mutlaka ilahi peygamber olması gerektiğini zira başkalarının kötülüklerine sabrederek kötülüğe iyilikle karşılık verdiğini, lideri düşmanlarına bu şekilde davranan bir dini sevgi, ahlak ve kardeşlik dini olabileceğini düşündü.
Bu gelişmenin üzerine yahudi adam İslam dinine iman ederek müslüman oldu. Yahudi adam aşiretinin lideri ve Medine’nin önemli şahsiyetlerinden biriydi ve müslüman olunca onun İslam dinini benimseme bereketi ile bir çok yahudi de müslüman oldu.
Allah teala Kalem suresinde peygamberine hitaben şöyle buyurur:
Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun. Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin. Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
Allah teala Al-i İmran suresinin 159.ayetinde de şefkat peygamberine şöyle buyurur:
Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.