Ağustos 26, 2018 07:23 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Türkiye'de yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

**Erdoğan'dan yeni kabine açıklaması

**Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Bakü ziyareti

**Atatürk Havalimanı saldırısı davasında 6 sanığa müebbet talebi

**Türkiye'nin Pakistan için Korvet inşa edeceği

Geçen hafta Türkiye'nin belli başlı gelişmeleri arasındaydı.

Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcılığı'na eski Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay getirildi. Eski kabinede yer alan 4 isim yeni kabineye de girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Hükümet Sistemi'nin ilk kabinesini onayladı.

 

Erdoğan'ın açıklamasına göre yeni kabine şöyle şekillendi:

Adalet Bakanı: Abdülhamit Gül, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı: Zehra Zümrüt Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı: Murat Kurum, Dışişleri Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı: Mehmet Kasapoğlu,     Hazine ve Maliye Bakanı: Berat Albayrak, İçişleri Bakanı: Süleyman Soylu,Kültür ve Turizm Bakanı: Mehmet Ersoy,Milli Eğitim Bakanı: Ziya Selçuk,Milli Savunma Bakanı: Hulusi Akar,Sağlık Bakanı: Fahrettin Koca,Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Mustafa Varank,Tarım ve Orman Bakanı: Bekir Pakdemirli,Ticaret Bakanı: Ruhsar Pekcan,Ulaştırma ve Altyapı Bakanı: Mehmet Cahit Turhan

Yeni kabine üyeleri daha sonra mecliste yemin ettiler.

 

Yeni sistemde artık bakanlar meclisten güven oyu almalarına gerek yoktur yeni bakanların sadece Meclise giderek milletvekilleri önünde ant içtikten sonra resmen görevlerine başlayabilecekler.

Bu yeni sistem ve düzenleme uyarınca Erdoğan'ın duyurduğu yeni kabinenin üyeleri Meclis'te yemin ettikten sonra resmen görevlerini devraldılar. 

Türkiye Pazartesi günü itibariyle yeni bir döneme geçiş yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü mecliste yapılan törenin ve yemin etmesinin ardından  yeni kabineyi açıklamıştı.

 

Şimdi ise Erdoğan tarafından yeni bakanlar listesinin açıklanması, Erdoğan'ın dışişleri ve içişleri bakanlarının yanı sıra güvenlik alanında da eski bakanın korunmasından yana olduğunu gösterdi. Aslında söz konusu bakanlıklar, Erdoğan'ın son yıllarda ülke içi ve dışında en fazla etkili olmasına sebep olan bakanlıklardır.

Bu bakanlıklar aynı zamanda Erdoğan'ın kendi gücünü göstermede temel rolü ifa eden bakanlıklardır. Erdoğan bu bakanlıklarda değişikliğe giderek kurmuş olduğu düzenin yeniden bozulmasını istemiyor ve bunun için de dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlunu kendi görevinde veya içişleri bakanı  Süleyman Soylu'yu da yine içişleri bakanlığında koruyarak mevcut düzenin aynen korunarak devam etmesini istemekte. Bunun yanı sıra dünya'ya Türkiye'nin bölgesel tartışma ve krizlerde kendi rolünü korumak ve AB ile sorunlarının çözümlenmesinden yana olmadığı mesajını vermeye çalışmıştır.

 

*****

 

24 Haziran seçimleri ile yeni yönetim sisteminin ilk Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs ve Azerbaycan Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdi.

 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Aliyev görüşmelerinin ardından Erdoğan'ı 24 Haziran'da gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimleri için kutladı ve seçimlerin ardından ilk uluslararası temasını Azerbaycan'a gerçekleştirmesinin, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri ve dostluğunun sarsılmaz olduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

 

Erdoğan ise enerji alanında TANAP projesinin Azerbaycan ve Türkiye için 'hayati' olduğu yorumunu yaptı. Erdoğan bu projeyle Azerbaycan ile Avrupa arasında bağlantı kurulacağına da dikkat çekti.

Erdoğan ayrıca Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin sağlamlığına işaretle, "Oraya bağlı olarak bugüne kadar bu işi sürdürdük, getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan iki ülke arasındaki ticaret hacminin de giderek arttığını vurguladı. Erdoğan hedeflerinin mevcut rakamı 2'ye, 3'e katlamak olduğunu da ifade etti.

*****

 

Geçtiğimiz hafta Atatürk Havalimanı saldırısı davasında mütaalasını açıklayan savcı, 6 sanığın 46'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.Bültenimize konuyla ilgili raporumuzla devam ediyoruz.

 

Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016 tarihinde terör örgütü DEAŞ'ın gerçekleştirdiği ve 46 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısına ilişkin 36'sı tutuklu 4'ü firari 46 sanık hakkında açılan davada mütalaa verildi. Savcı, 6 sanığın 46'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 150'şer yıldan 3 bin 371'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. 15 tutuklu sanığın "Örgüt üyeliği" suçundan 15'er yıla kadar hapsini talep eden savcı, 21 sanığın ise tüm suçlardan beraatine karar verilmesini istedi. Savcı yakalanamayan 4 sanığın ise dosyasının ayrılmasını istedi.

 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan binada görülen 6. duruşmada 36 tutuklu sanık ve terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınları ile saldırıda yaralananlar "şikayetçi" sıfatıyla katıldı. Yabancı uyruklu sanıklar için Rusça ve Arapça tercümanlar da duruşmada hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasını hazır olduğunu söyledi. Savcısı 28 Haziran 2016 tarihinde DEAŞ'ın gerçekleştirdiği saldırıda 45 kişinin hayatını kaybettiğini, 163 kişinin de yaralandığını hatırlattı.

Savcı, tutuklu sanıklar Rıza Coşkun, Levent Uysal, Ahmet Kaplan, Eyüp Demir, Ahmet Dizlek ve Djamel Slimanı'nin "Anayasayı ihlal", "Tasarlayarak kasten öldürmek", "Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs", "Nitelikli mala zarar verme" ve "Örgüt üyeliği" suçlarından toplam 46'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 2 bin 150'şer yıldan 3 bin 371'er yıla kadar hapis çarptırılmasını talep etti.

 

Geçen hafta Türkiye Milli Savunma Bakanı Canikli, Pakistan Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan 4 korvetin ihalesinin sonuçlandığını ve bu ihaleyi Türkiye'nin aldığını açıkladı.Bu haberle birlikte bültenimizi noktalıyoruz.

 

Pakistan'ın başkenti İslamabat’ta önemli bir imza töreninin gerçekleştirildiğini ifade eden Canikli, "Pakistan Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan 4 korvet ihalesi sonuçlandı ve bugün imzalar atıldı. Bu ihaleyi Türkiye olarak biz aldık. 4 korvet inşası ve teslim edilmesi... Anahtar teslim olarak gerçekleştirilecek." diye konuştu.

Pakistan'ın Ravalpindi kentinde imzalanan anlaşmaya göre 4 MİLGEM korvetinin 2'si İstanbul Tersanesi'nde, 2'si ise Karaçi'de Türk mühendislerce inşa edilecek. İlk etapta İstanbul ve Karaçi'de yapılacak birer korvet 2023'te Pakistan Deniz Kuvvetleri envanterine katılacak. Diğer 2 gemi ise 2024'te envantere girecek. Üretim süreci ilk gemide 54 ay, ikinci gemide 60 ay, üçüncü gemide 66 ay, son gemide ise 72 ay sürecek.

Türkiye Milli Savunma Bakanı Canikli, söz konusu anlaşmaya ilişkin geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, MİLGEM satışının 'Türkiye tarım ürünleri ihracatının neredeyse 4'te 1'ine denk geldiğini' söylemişti. Canikli'nin işaret ettiği rakam 4 milyar doların üzerinde bir bedele tekabül ediyor.

 

İmza töreninde yapılan sunumda gemilere ilişkin teknik bilgiler de paylaşıldı. 99,56 metre uzunluğunda ve 14,42 metre genişliğindeki gemilerin maksimum hızı 26 knot olacak. Gemiler 15 gün aralıksız suda kalabilecek.

Savaşlarda aktif rol alabilme, istihbarat toplama, izleme ve arama-kurtarma gibi kabiliyetleri bulunan Milgem tipi korvetlerin mühendislik bilgilerinin paylaşımı ile mühendis eğitimi de anlaşmaya dahil edildi.

Türkiye tarafından Pakistan'la söz konusu korvet inşa anlaşması öyle bir ortamda imzalanmaktadır ki bundan bir süre önce de Türkiye Pakistan'la T129 Atak Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri satma anlaşması imzalamış ve daha önce de Pakistan'ın denizaltı filosunu yenileme ve restore etme anlaşmasına imza atmıştı.

Gözlemcilerden bazıları ise Pakistan'ın nükleer silah ve teknoloji sahibi bir ülke olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'ye bu konuda katkıda bulunabileceği görüşünü savunmaktalar. Ama acaba nükleer silah üretimi aleyhinde dünyada mevcut olan böyle bir ortamda Türkiye Erdemir'in iddia ettiği gibi nükleer silah üretimini başarabilecek mi? Bunu bekleyip görmek lazım.