İslam Âleminin Parlayan Firuzesi Tebriz-3
Tebriz, âdeta İran'ın tarih, doğa, sanat ve kahramanlığının kesiştiği noktadır.
Doğu Azerbaycan eyaleti, dağlar, göller, ormanlar, dereler, yemyeşil ovalar, maden suyu kaynakları, mağaralar ve şelaleler gibi birçok doğa cazibe noktasına sahip olması bakımından ve bunun yanında tarihi ve kültürel noktalarına da ev sahipliği yapmasından dolayı turizm ve jeoturizm bakımından zengin bir hedef sayılmaktadır.
Bir gün Tebriz'i ziyaret etmek isterseniz ve İran'ın doğasındaki güzellikleri yakından görmek isterseniz karşınızda geniş yelpazeli seçim imkânına sahipsiniz. Dahası bu doğa güzelliklerini her mevsimde gezmek imkânına da sahipsiniz.
Doğu Azerbaycan eyaletinde yer alan bu doğa cazibelerinden birisi de her yıl binlerce turisti bu noktaya çeken Eresbârân adlı dağlık bölgedir. Geçmişte, Eresbaran adı Aras nehri etrafında yer alan Cülfadan Moğan bölgesine ve Sebelân dağları, Bozkuş ve Senhend dağları arasındaki bölgelere verilen addı. Günümüzde ise farklı sebeplerden dolayı, Eresbaran adı Keleyber, Varzagan ve Eher ilçeleri sınırları içerisinde yer alan ormanlık bir bölgeye hitap etmek için kullanılır. Eresbaran bölgesine gitmek için hava yoluyla Tebriz'e gidip oradan arabayla Eher'e kadar kısa bir yolculuk yapmanız lazım.
Eresbaran ormanları 70 bin hektarı aşan bir alanı kapsamaktadır. Bu geniş kapsamlı ormanlar, Hazar denizi havzası ormanlarıyla beraber Hirkaniya bölgesi ormanları grubuna girer ve birçok bakımdan Hazar havzası ormanları ve Karadeniz havzası ormanlarıyla da benzerlikler taşır.
Bu benzerliklerin yanında farklılıklar da mevcuttur. Örneğin İran'ın Kuzey bölgesi ormanlarında sık görülen Kayın ve Kızılağaç türleri ve Karadeniz bölgesinde görülen Çam ağaçları yerine Meşe ağaçları ve adi gürgen türleri görülmektedir.
Eresbaran ormanı Aras nehrinin güney tarafında yer almış ve UNESCO tarafından biyosfer rezerv alanı olarak seçilmiştir. Bu biyosfer rezerv alanı, Akdeniz iklimi etkisinde kalmasından ve ayrıca Hazar ve Kafkasya iklimleri yarıçapında yer almasından dolayı ve yüksek rakımdan ötürü değişik bir iklime sahiptir.
Eresbaran ormanlarında flora ve fauna çeşitliliği zenginlik taşımaktadır. Bitkisel bakımdan bu bölge, Hazar, Kafkasya ve Akdeniz ikilimlerinin kesiştiği noktada yer almaktadır. Bu bölgenin Güney kısmı çoğunlukla mera ve yaylaklardan oluşmaktadır, Kuzey kısımlarında ise, 220-800 metre rakımları arasında bulunan bölgelerde de ormanlar görülmektedir. Başka kısımlarda da daha çok meralar ve yaylalar göze çarpmaktadır.
Eresbaran bölgesinde bulunan dağlar da sayıca fazla olduğundan dolayı Karadağ olarak adlandırılmışlar. Azeri Türkçesindeki Kara kelimesinin birçok anlamı vardır. Bu anlamlardan birisi de sayıca fazla ve kalabalık anlamlarıdır. Bu bölgedeki birçok dağın bulunması da Karadağ adının kullanılmasına sebebiyet vermiştir.
Halihazırda Eresbaran bölgesi milli park olarak hizmet vermektedir ve fauna bakımından zengin bir alan oluşturmaktadır. Bu bölgenin tehlikede olması ve bakir alanları kapsadığından dolayı 1970 yılında yasak bölge olarak ilan edildi ve daha sonraları doğa koruma bölgesi haline getirildi. Bu bölge 220 tür kuş, 38 tür sürüngen, 5 tür amfibi, 48 tür memeli ve 22 tür balığa ev sahipliği yapmaktadır. Eresbaran bölgesinde yaşayan memeli hayvanlardan şunlara değinebiliriz: Yaban keçisi, dağ keçisi, yaban domuzu, boz ayı, vaşak ve leopar.
Orman horozu, keklik, turaç keklik, sülün gibi kuşlar, av kuşları ve birçok karada ve suda yaşayan kuş türleri bu bölgenin kuş çeşitliliğini göstermektedir. Eresbaran milli parkının en önemli misyonlarından biri de bir ceylan türü olan Maral ceylanlarını korumak ve yeniden ihya etmektir. Aynı misyon doğrultusunda 7 Maral ceylanı Golestan eyaleti milli parkından Eresbaran milli parkına taşındı.
Eresbaran bölgesindeki fauna çeşitliliğinin yanı sıra, flora çeşitliliği de dikkat çekicidir. Bu bölgede var olan ağaçlar arasından meşe ağacı, akçaağaç, sumak, kadıntuzluğu, yaban narı, yaban elması, yaban armudu ve ahududu çalısı ve kızılcık çalısı türlerine değinebiliriz. Bu bölgeye özgün bitki türü ise Karakat adı ile tanınır. Bu meyve türü ekşimsidir ve her çalısı yılda 3 ila 4 kilo meyve üretir. Çeşitli ağaç türlerinin yanı sıra bitki ve mantar çeşitliliği de ilgi çekicidir. Verilere göre Azerbaycan bölgesinde bulunan 2400 bitki türünden, 1400 türü Eresbaran ormanlarında bulunmaktadır.
Yerli halk da Eresbaran ormanları etrafında, bağcılık, hayvancılık, arıcılık, el sanatları ve turistik faaliyetlerle yaşamını sürdürmektedir.
Tebriz'in bir başka cazibelerinden biri de, yüksek rakımlı zirveler ve dağlık bölgelerdir. Bu noktalar birçok dağcıyı bu bölgeye çekiyor. Doğu Azerbaycan eyaletinde yer alan Sehend zirvesi, Tebriz'in güneyinde, 50 kilometrelik mesafede bulunmaktadır. Sehen dağı, Elburz sıradağlarının devamı olarak Marağa şehrinin Kuzeyinde yer alarak Batıdan Doğuya uzanmıştır ve en yüksek rakımlı zirvesi de 3710 metredir.
Sehend dağları İran'ın dağlık bölgelerinin mücevheri olarak tanınır. Bu sıradağlardaki yeşillikler ve akıcı su kaynakları iç açıcıdır. Bu sıradağların en yüksek zirvesi, Cam Zirvesidir. Bu zirve ve Sehend zirvesi yan yana bulunan yapışık zirvelerdir. Bu zirvede halk tarafından kutsal sayılan bir pınar vardır. Ayrıca Sehend zirvesi, mitolojik olarak da önemli bir konuma sahip. Kimi uzman ve araştırmacılara göre Avesta kitabında geçen Esnevend dağı da bugünkü Sehend dağıdır. Avesta'ya göre Zerdüşt bu dağda Su Tanrıçasıyla görüşüp konuşmuştur.
Sehend dağı, yılın büyük bir bölümünde karla kaplıdır. Sehend dağının eteği çoğu zaman rengârenk çiçeklerle kaplıdır ve bu yüzden doğal bir güzellik oluşturarak birçok turisti ve doğaseveri hayran bırakmaktadır. Bu dağ her zaman Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletinin halkları için uygun bir seyahat noktası olmuştur ve yerli halkın yanı sıra yabancı turistleri de bu bölgeye çekmiştir. Bu dağın eteklerinde yeşeren ve ters lale türünün nadir örneklerinden olan yaban gelincikleri ve düğün çiçekleri, turistler ve gezginler için mükemmel bir manzara sunmaktadır.
185 tür yerli ve göçmen kuş, çeşitli memeli hayvan türleri, suda yaşayan türler ve çeşitli bitki türlerinin bu bölgede olması, Sehend dağlarının etekleri ve etrafındaki ovalar, vahşi yaşam için mükemmel bir ortam hazırlamıştır. İşte bu doğa güzellikleri de birçok insanın bu bölgeye gelmesi için yeterli zemini hazırlamıştır.
Sehend dağı, turistik cazibe olmasına ilaveten, çiftçilik, hayvancılık ve arıcılık için uygun koşulları sağlamıştır. Doğu Azerbaycan ve Marağa'nın yeşilliğinin büyük bölümü bu dağlar sayesinde ortaya çıkmıştır.
En ünlüleri Kırk Bulak, Gümüş Bulağı, Peri ve Goran Bulağı gibi su kaynakları, bu bölgeyi yemyeşil bir hale getirerek ağaçlar, bağlar, bostanlar ve meraları da doyurmaktadır.
Sehend sıradağı, hayvancılıkla uğraşanlar, aşiretler ve konargöçerler için en uygun mekândır ve Doğu ve Batı Azerbaycan aşiretleri ve halkı için yaylak ve kışlak koşullarını hazırlayarak göçebe halka da hayat imkânlarını sağlamıştır. Bu dağın eteklerinde çeşitli çiçeklerin varlığı sayesinde özel ballar üretilmekte ve ülke çapında ünü yayılmış bir durumdadır.
Kış mevsimlerindeki şiddetli soğuk ve yoğun kar nedeniyle bu dağda ağaç ve ağaççık türlerini görmek mümkün değil ama çalı türleri ve bir yıllık bitkileri Sehend dağları eteklerinde ve meralarında fazlasıyla görmek mümkün.
Her sene yüzlerce dağcı, özellikle bahar ve yazın başlangıcında İran'ın her yerinden Sehend zirvelerine ulaşmak için Azerbaycan'a akın ederler.
İran'a ve Tebriz'e gelen bir insan, Tebriz yakınında bir başka doğa harikasıyla karşılaşacaktır. Dünyada benzeri sadece Çin'in Gansu eyaletinde bulunan renkli dağların bir başka örneği de Aladağlar renkli dağlarıdır. Bu dağlar 15 milyon yıllık geçmişe sahip. Bu dağlar bir gökkuşağı misali Miyana-Zencan otoyolunda yer almaktadır ve İran'ın en şaşırtıcı doğa güzelliklerindendir. Turistlerin Aladağ bölgesinde bulunması onlara yeni manzaralar görme imkânını vererek renkleriyle herkesi hayran bırakıyor. Bu dağların her tarafında yeni renkler ve karışımlarla karşı karşıya gelmek mümkün. Bu dağlar Zencan eyaletinden Doğu Azerbaycan eyaletinde bulunan Miyana ilçesine kadar ve Tebriz'den Eher'e kadar 70 kilometre alanı kapsamaktadır.
Muhakkak siz de şimdi merak ettiniz. Bu dağalar neden rengârenk? Dağların oluştuğu sıralarda demir çökeltisi göllerinin varlığı veya başka bir deyimle oksidasyon koşullarının sağlandığı ve oksijenin bolluğundan dolayı ve bu oksijenin çökeltilerle karışması sonucunda renkli tepeler meydana gelmiştir. Bakır rengi, yeşil, sarı, kırmızı ve beyaz renklerinin bu dağlara verdiği güzellikler insanı hayran bırakacak derecede etkileyici.
Yılın dört mevsiminde de bu renkli dağları görmek için bir engel yoktur. Hâlbuki bu dağları farklı mevsimlerde ziyaret etmek insanda farklı izlenimler bırakacaktır çünkü güneş ışığı altında bu renkler özel bir manzra oluşturmaktadır. Sonbahar ve kışta ise yağmurlu havalar ve karlara büründüğünde yeni bir manzarayla karşımıza çıkmaktadır.