Gizli Güneş – 2
Hatırlanacağı üzere geçen bölümde hava kirliliği ve fosil yakıtların bu durumun üzerinde etkilerinden söz ettik ve dedik ki petrol gibi fosil yakıtların aşırı kullanımı, çevreyi kirletiyor, ayrıca insan yaşamında sağlık standartlarını zorluyor.
Yine fosil yakıtların aşırı derecede tüketilmesi gelecek kuşakların bu tür enerjilerden mahrum kalmasına yol açacağını anlattık. Kuşkusuz bu yakıtlar gelecek kuşaklara kalmayacak olursa, enerji ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacakları kesindir. Bu yüzden fosil yakıtları planlı ve güdümlü bir şekilde tüketmeliyiz.Bugünkü sohbetimizi ise ham petrolün nasıl rafinerilerde çeşitli yakıtlara dönüştürüldüğünden söz etmek istiyoruz.Bizden ayrılmayın.
Ham petrolün nasil rafine edildiğini ve çeşitli yakıtlara dönüştüğünü öğrenmek için Tahran petrol rafinerisindeki süreci bu konuya örnek vermek istiyoruz. Bu rafineri günde 235 bin varil ham petrolü rafine etme gücüne sahiptir. Tahran rafinerisi hş. 1347 yılında yani yaklaşık yarım asır önce hizmete girdi ve hali hazırda Kuzey ve Güney olmak üzere iki rafineriden oluşuyor. Rafineri tesisleri Tahran’ın güneyinden 15 km uzaklıktadır. Bilindiği üzere ham petrol rafineride rafine edildikten sonra çeşitli yakıtlara dönüştürülüyor. Rafine etme işlemi çeşitli aşamalardan oluşuyor. Bu yüzden bugünkü programda Tahran rafinerisi mühendislerinden sayın mühendis Ali Cani’nin görüşlerine başvuracağız.
Tahran rafinerisindeki muazzam ve devasa tesisleri, her ziyaretçiyi hayrete ve şaşkınlığa düşürüyor öyle ki kimse bu konudaki şaşkınlığı ve hayretini gizleyemiyor. Maalesef şimdiye kadar bilinçsizce ve orantısızca tüketilen yakıtların üretilmesi için yapılan devasa yatırımlar, çevreyi kirletmek ve insan cismi ve ruhunun sağlığını tehlikeye atmakla beraber onca doğal kaynakların heba olmasına ve devletlere ağır mali yük dayatmaya sebebiyet veriyor.
Tahran rafinerisinde mazot üretim sürecini öğrenmek için sn. Cani beyin görüşlerini alıyoruz. Sn. Ali Cani ham petrol mahzenlerinin bulunduğu alan hakkında şöyle diyor: Burası rafineriye gelen ham petrolün depolandığı mahzenlerdir. Mahzenler ise sırasıyla servis veriyor. Örneğin eğer bir mahzen doldurulma aşamasındaysa, yandaki mahzen ham petrolü damıtma bölümüne aktarıyordur ve böylece bir sonraki ve bir sonraki mahzenler aynı şekilde devreye giriyor. Bu çalışmanın faydası, ham petrole su karışmışsa, burada çekim kuvveti sayesinde çöküp boşalmasıdır, böylece damıtma sistemine gelecek zarar korunur. Bu aşama, ham petrolü rafine etmenin ilk aşamasıdır ve özetle ham petrolü sudan arıtma aşaması denebilir.
Tahran rafinerisi mühendislerinden sayın mühendis Ali Cani, bir sonraki aşama hakkında ise şöyle anlatıyor: Ham petrol sudan arıtıldıktan sonra içinden örnek alınır. Alınan örneğin özellikleri belirlenir ve ardından pompalama istasyonu ile damıtma birimlerine doğru pompalanır. Damıtma kulesinin dibinde boşlukta kalan şeye vakum Batum adı verilir. Vakum Batum, damıtma kulesinin dibinde boşlukta kalan şeydir. Bu madde mazotun üretiminin en temel maddesidir. Vakum Batum, yoğunluk kıran tabir edilen birime aktarılır. Bu birimde ısıtma yöntemi ile daha ağır moleküller daha hafif moleküllere dönüştürülür ve buradan çeşitli derecelerde mazot üretilir. Nihai aşamada tüm maddeler mazot üretilen birime ulaşır.
/Uzmanımız Ali Cani bey sözlerini şöyle sürdürüyor:Yoğunluk termal kırıcı bölümünde ağır moleküller kırılır ve Tar adı verilen ürün elde edilir.Tar mahzenlere aktarılır ve burada gaz gibi bazı maddelerle karıştırma operasyonu gerçekleşir ve Kater üretilir. Kater gerçekte mazotun viskozitesidir ve ürünün flash point gibi diğer özelliklerini düzenlemeye yarar. Nihayetinde mazotun nihai ürünü mevcut standartlara göre üretilir. Ardından üretilen nihai üründen örnek alınarak laboratuvara götürülür. Eğer ürün doğru ise ve nihai onayı alır ve tüm standartlara uymuşsa, QC adı verilen kalite kontrol onay belgesini alır ve böylece ürün, müşterilere sunulmaya hazırdır./fosil yakıtların yarattığı kirliliklerin hakkında ise Tahran rafinerisi mühendis uzmanlarından Ali Cani bey şöyle diyor:
Tüm fosil yakıtlar yanma sürecinde çevreyi kirleten maddeler üretir. Bu kaçınılmaz bir ilkedir ve hangi fosil yakıt olursa olsun, fark etmez, yani ister en hafif fosil yakıt olan doğalgaz olsun, ister mazot, ister gaz, ister benzin... tüm bunlar karbon dioksit üretir. Aslında bu ürünlerin yanması karbon dioksit gazını üretmekle beraberdir. Yani en iyi şartlarda ve hatta en iyi yanma durumunda yine karbon dioksit üretilir ve bu da çevre sorunu demektir. Bu yüzden tüm ülkelerde olduğu gibi İran’da bizim uzmanlarımız da mümkün mertebe fosil yakıtların daha az kullanılması sonucuna varmıştır.Yani daha az fosil yakıt kullanılması ve yenilenebilir enerjilere ya da nükleer enerjiye yönelmeli. Rüzgar ve güneş enerjileri yenilenebilir enerjilerdir.
Bilindiği üzere enerji hayatın cevheri olarak adlandırılır. Enerji doğada çeşitli kaynaklardan elde ediliyor. Biz insanların yaşamında önemli bir yeri olan enerji türlerinden biri, elektrik enerjisidir. Bu arada dünyada hızla gelişen teknolojiler elektrik enerjisine olan ihtiyacımızı da arttırmıştır, öyle ki artık elektriksiz yaşamak imkansız sayılır. Bu yüzden günümüzde hemen hemen her gün dünyanın bir yerlerinde yeni elektrik santralleri hizmete giriyor. Bu santrallerin çoğu termal santrallerdir ve genellikle fosil yakıtla çalışıyor. Ancak bu durum çevrenin kirlenmesine yol açtığı gibi insan yaşamına da zarar veriyor.
Günümüzde sera gazlarının yıkıcı tesirleri yüzünden nükleer enerji, çevre dostu bir enerji türü olarak ve ayrıca çevre kirliliği ile mücadele etmek ve iklim değişikliğini önlemek üzere gündeme geliyor. Mevcut verilere göre hali hazırda dünyada çalışan nükleer santraller her yıl atmosfere karışan karbon dioksit gazının %8 kadarını engelliyor. Bilindiği üzere bu gaz insanlar için çok zararlı gazlardan biridir. Bu arada nükleer atıklar, toplandıktan ve özellikleri belirlendikten sonra İran’ın İsfahan çevresinde bir çölde gömülerek uzun süre saklanıyor ve böylece radyasyon oranının düşmesi sağlanıyor.Buna göre nükleer enerji dünyada yeni ve yenilenebilir enerji türlerinden biridir ve kirliliği daha iyi kontrol altına alınabilir. Bu yüzden nükleer enerjiye temiz ve çevre dostu enerji adı da verilir.