Eylül 01, 2018 09:42 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Türkiye'de meydana gelen önemli gelişmelerin an başlıkları ile açıyoruz.

** Türkiye'de terörizm ile mücadele yasasına yönelik eleştirilerin devam etmesi

**Ankara’nın ABD’nin İran yaptırımlarına karşı çıkması 

**Türkiye'den  'F-35'lerin teslimatını durduran tasarı'ya tepki

Geçen haftanın belli başlı gelişmeleri arasındaydı.

 

Geçen hafta boyu Türkiye'de muhalefetin terörizm ile mücadele yasasına yönelik eleştirileri devam etti, öyle ki muhalefet geçici olağanüstü hal OHAL'in kaldırıldığını fakat daimi OHAL'in bundan böyle geçerli olacağını belirterek eleştirilerini sürdürüyorlar.

 

Bu bağlamda İyi Parti Konya milletvekili Fahreddin Yokuş yaptığı açıklamada "Artık her yerde ciddi sorunlar oluşabilir. Bir kere insanların ifade özgürlüklerini, insanların kendilerini anlatma özgürlüklerini elinden aldığınız zaman korku toplumu oluşmaya başlıyor. Bugün Türkiye'de artık Cumhurbaşkanı dışında kimse dokunulmaz değil. Milletvekillerinin bile dokunulmazlıkları tartışılır hale geliyorsa, toplumdaki birey ne yapsın, o zaman da korku toplumu inşa etmeye başlıyorsunuz. Esas ciddi sorun burada başlıyor. Korkan toplum hiçbir şey konuşmuyor, çekiniyor." Dedi.

Türkiye'de OHAL'in kaldırılması ardından, Parlamentoda terörle mücadele bağlamında yeni bir yasa onaylandı.

 

Bilindiği üzere Türkiye'de OHAL 15 temmuz başarısız darbenin ardından iki yıl 3'er aylık dönemlerde uzatılmanın ardından 19 temmuz günü sona erdi; fakat AKP’nin meclise sunduğu terörle mücadele yasasından anlaşıldığı üzere, cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçici OHAL’e son verirken sürekli ve daimi olan bir modelini ülkede egemen kılmak niyetinde. Terörle mücadele yasası 30 maddede hazırlanmış ve mevcut maddeler uyarınca bundan böyle Türkiye’de ilan edilmemiş bir OHAL kalıcı halde devam edecektir. Türkiye’de terörle mücadele yasasının “Fransız tarzı” olduğu şeklinde anlatılıyor. Sözkonusu Fransız tarzı ise Fransa’da 2015 yıllında yaşanan kanlı saldırılar ardından uygulanan OHAL’den iki yıl sonra onaylanarak uygulanan yasalardı.

 

Türkiye cumhuriyetinin son başbakanı ve hali hazırda TBMM başkanı Binali Yıldırım temmuz ayın başlarında Fransız modeline işaretle, “onlra OHAL durumundan kaynaklanan güçleri, normal yasalara çevirdiler. Gerekirse biz de böyle yaparız.”dedi. Bu konuda Erdoğan yönetimini eleştirenler, Fransa ile her türlü benzerlikte bir çok şüphe olduğunu vurguluyorlar. Aslında Fransa’da valilere verilen yetkiler, tam olarak ülkenin senato meclisinin detaylı denetimi altındadır. Fakat Türkiye’de valiliklerin çalışmalarına böyle bir denetleme sistemi söz konusu değildir. Terörle mücadele yasa teklife göre, valiler, kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde 15 günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilecek; belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini düzenleyebilecek veya kısıtlayabilecek; ruhsatlı da olsa her çeşit silah ve merminin taşınması ve naklini yasaklayabilecek.

 

Geçen hafta Türkiye yönetimi Amerikalı heyetle görüştükten sonra Amerika’nın İran’a dayatacağı yaptırımlara eşlik etmekten hoşnutsuzluklarını dile getirdi. Sohbetimize konuyla ilgili hazırlanan raporumuzla devam ediyoruz.

 

Amerika’dan gelen heyet Türkiye yönetimini İran’a dayatacakları yaptırımlarda Washington’a eşlik etme konusunda ikna etmek istedi. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir bildiri yayımlayarak Amerika yönetimine hakettiği cevabı verdi. Bildiride, İran Türkiye’nin önemli komşusu ve ortağı olduğu, Türkiye’de ilgili kurumlar bu ülkeyi ABD’nin İran yaptırımlarının tesirinden korumaya çalıştığı belirtildi.

 

Aslında Türkiye yetkilileri ilk kez Amerika’nın bölgeye ve dünyaya yönelik politikalarına karşı çıkmadığı belirtilmelidir. Türkiye yönetiminin Amerika devletine ret cevabı, bundan önce de şimdiye kadar bir çok kez beyaz sarayın Türkiye yönetiminin taleplerine ret cevabı verdiği bir sırada gündeme geliyor. Örneğin Washington yönetimi Ankara yönetiminin 15 Temmuz 2016 başarısız askeri darbenin perde arkasında bulunan Fethullah Gülen ve adamlarının iade talebini açıkça reddetti.

Her halükarda Ankara yönetimi de şimdiye kadar bir çok kez Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne dayattığı yaptırımlarına uymayacağını ve İran ile ticari ilişkilerini Amerika’nın istediği üzerine bozmayacağını ilan etti.

 

İran İslam Cumhuriyeti hem ticari ve iktisadi, hem de Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılama bakımından bu ülkenin bölgede önemli komşusu sayılır. İran İslam Cumhuriyeti Türkiye’nin petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıt ihtiyacını karşılayan ülkelerin başında yer alıyor.

Bu bağlamda İtalyan şarkiyatçı ve tarih ve yakındoğu uzmanı Massimo Campanini Donald Trump yönetiminin İran karşıtı politikalarına işaret ederek şöyle diyor: Amerika ve Avrupalı müttefiklerinin Ortadoğu bölgesine yönelik politikaları kabul edilemez ve tamamen İsrail ve Arabistan lehine dengesiz politikalardır. Bu politikalar bölgede istikrarsızlığı körüklediği gibi nihayetinde Türkiye ve Avrupa birliğinin zararına oluyor. Öte yandan Türkiye devlet adamları son yıllarda sürekli Amerika ile İran ilişkilerinde arabulucu rolü ifa etmeye çalıştığı ve bu yüzden de Amerika’nın İran’a dayattığı tek yanlı yaptırımlarına uymadığı belirtilmelidir.

 

Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, F-35'lerin Türkiye'ye teslimatını durduran ABD'deki tasarı hakkında konuştu.Bu haberle birlikte sohbetimizi noktalıyoruz.

 

Geçen hafta AK Parti grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

F-35'lerin Türkiye'ye teslimatını durduran ABD'deki tasarı hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(F-35'lerin Türkiye'ye teslimatını durduran ABD'deki tasarı) Sayın Trump, Brüksel'deki görüşmemizde, bize yazılı olarak yaptığı açıklamasını da gösterdi, böyle bir şey söz konusu değil. Biz, bu noktada herhangi bir olumsuz endişe taşımıyoruz" dedi.

 

Öte yandan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına uyma zorunluluğunun bulunmadığını belirtirken,  ABD Kongresi’nin F-35 kararına da tepki gösterdi.

ABD Kongresi’nin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi, Türkiye’ye verilmesi planlanan F-35 savaş uçaklarının teslimatının geçici olarak durdurulmasında uzlaşmıştı.

F-35’lerle ilgili gelişmeye de değinen dışişleri bakanı, F-35’lerin iki tanesini hâlihazırda teslim alındığını ve pilotların eğitim çalışmalarının sürdüğünü söyledi.

ABD Kongresi’nin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi, Türkiye’ye verilmesi planlanan F-35 savaş uçaklarının teslimatının geçici olarak durdurulmasında uzlaştı.

Tasarıda, Türkiye’ye F-35 yeni nesil savaş uçağı teslimatının geçici olarak durdurulması da yer alıyor.

Uzlaşma metnine göre, tasarının kabul edilmesinden sonraki 90 gün içerisinde ABD Savunma Bakanlığı’nın Türkiye-ABD ilişkilerinin durumuna yönelik bir raporu Kongre’ye sunması gerekiyor.

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, geçen haftalarda Kongre’ye yazdığı mektupta F-35 teslimatının durdurulması yönünde bir adım atılmaması gerektiğini söylemişti.