İslam Âleminin Parlayan Firuzesi Tebriz-4
Doğu Azerbaycan eyaletinin köylerinden olan Mecarşin, Tebriz'e 60 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Bu köy, hem tarihi ve arkeoloji ve hem doğa güzellikleri bakımından zengin ve görmeye değer bir köydür. Mecarşin geçmişte Mirzâneşin olarak tanınıyormuş. Bu köy turistik cazibeler ve tarihi eserlerin barındığı bir nokta olarak bilinir. Patates Mecarşin köyünün sembolü olarak bilinir ve bu köyün etrafındaki çoğu alanlarda ceviz ve kavak ağaçları dikilmiştir.
Bu köyün insanları daha çok ziraat, bağcılık, hayvancılık ve halı dokumacılığıyla uğraşmaktadır. Özellikle Soğuk Bulak ve Ak Dere gibi köy etrafındaki yemyeşil ve yoğun meralar ve yaylaklardan dolayı ve bunun sonucunda hayvanların iyi beslenmesi, süt ürünlerinin üretimi sayesinde ailelerin ekonomik durumları da uygun bir durumdadır.
Mecarşin'de yaşayan ilkel insanların yerleşim yerleri, Mecarşin'in kaya evleri olarak biliniyor. Yerel halk bu kaya evlerine Boşlar adı vermiş. Bu evler kayaların kazılmasıyla oluşturulmuş ve yemekleri saklamak için birçok duvar rafları ve gözetlemek amacıyla yapılan deliklere sahiptir. Bu evlerin giriş kısımları daha fazla güvenlik sağlamak amacıyla küçük ve dar bir şekilde yapılmıştır.
Mecarşin köyü, dağlık ve kayalık bir bölgede yer almasından dolayı ev inşasının yüksek maliyeti yüzünden birçok kaya evinin yıkılmasından sonra yeni bir ev inşa etme imkânı bulunur. Geçmişte ise evler taş, kireç ve ağaçtan yapıldığı için inşa malzemeleri daha çok çevreden sağlanıyordu ve böylece kerpiç ve kil gibi önemli malzemeler elde ediliyordu. Mecarşin'deki köylerin inşa edilmesi için gerekli toprak ise Perzuvay Gözayı adlı komşu köyden getiriliyordu. Bu toprak yüksek derece yapışkanlığı yüzünden yerli halk tarafından ev inşa etmek için kullanılıyordu. Köylüler, kerpiç tuğlaları da ahşaptan yapılmış dörtgen kalıplar aracılığıyla yapıyordu. Böylece görsel olarak da muntazam bir yapı inşa edilerek manzaraya da önem vermiş olurlardı. Evin içerisini de yerli halkın dilinde "Suvak suvama" olarak geçen sıvazlama yöntemiyle daha muntazam hale getiriyorlardı. Bu sıvazlama işlemi daha çok Nevruz Bayramı'na yakın zamanlarda ve evin temizlenmesi sırasında yapılırdı.
Tebriz'in Güneydoğusunda ve Sehend dağı eteğinde yer alan Likvan deresi, Tebriz etrafında bulunan turistik cazibelerden bir başkasıdır. Bu dere, dağlık iklimi, serin hava ve sıcak suları, ormanları, doğal çiçek tarlaları ve el değmemiş doğasından dolayı Cennet Deresi olarak adlandırılmıştır.
Likvan köyü 8 binlik nüfusuyla Doğu Azerbaycan eyaletinde bulunan en kalabalık köylerden biridir. Bu köyde koyun sütüyle yapılan peynirler dünyada tanınmış bir peynir türüdür. Tarihçiler ve araştırmacıların yazdıklarına göre, bu köyün tarihi İslam'dan önceki döneme dayanmaktadır. Sehend dağlarının sönmüş yanardağları ve yer altı değişimler neticesinde meydana gelen Likvan termal su kaynakları ve bu alandaki akan suların bolluğu ve bu maden suların kaliteli olması bu bölgeyi önemli bir turistik cazibe haline getirmiştir. Bu akan suların kıyılarında da birkaç büyük ve görkemli dağ mevcuttur. İşte Sehend bu sıradağların genel adıdır. Bu sıradağları İran'daki dağlar arasında bir mücevher taşı misali parlamaktadır.
Likvan köyünün bir başka cazip noktası da Likvan Deresidir. Bu derede ırmaklar akmakta ve birçok pınar, orman, türlü ağaçlar ve bakir bir doğa karşınıza çıkmaktadır. Bu dere Tebriz etrafında bulunan en önemli eğlence ve gezme alanlarından ve bölgenin en önemli turizm merkezi olarak sayılmaktadır. Bu dere Sefidehan köyünün doğusunda yer almaktadır. Likvançayı ırmağı ise bu dereyi aradan ikiye bölmekte ve böylece ilgi çekici bir cazibe noktasını oluşturarak Ortadoğunun en kaliteli peynirinin üretilmesine vesile olmuştur.
Bakir tabiatı, piramit ve koni şeklindeki dağları ve kayalıkları ve el yapımı olan taştan yapılmış yer altı tünelleriyle bu köy her bakımdan ilgi çekici bir hal almıştır. Mağaralar, el yapımı delikleri, ağıllar, çardaklar, odacıklar ve evlerin altında ve dağların gövdesinde kazılmış tüneller ve dalanlar, eski Likvan halkı tarafından yapılmış ve böylece köy halkı için yararlı bir sistem hazırlamıştır. Geçmişte Likvan halkı kazdıkları tüneller ve dalanlardan yağmacı ve çapulculardan korunmak için yararlanıyorlardı, günümüzde ise bu yerleri peynirleri depolamak veya koyunları barındırmak için kullanıyorlar. Taştan yapılmış bu dalanlar ve tüneller, yazın serin ve kışın sıcak olması bakımından önem taşımakta.
Eğer İran'daki bir başka harika köyü tanımak istiyorsanız, Tebriz'in Güneybatısında 62 kilometrelik bir mesafede bulunan Kendovan köyüne gidip içlerinde hala hayatın sürdürüldüğü dağların gövdesinde kazınan evleri yakından görmeniz lazım. Kendovan köyünün adı da bal petekleri anlamına gelir. Kendovan köyünde bulunan evlerin bal peteği şekline benzemesi bu adlandırmanın sebebidir. Bu köy Türkiye'de bulunan Kapadokya kaya evleri ve Amerika'da Dakonta eyaletinde olan kaya evlerinden sonra dünyanın üçüncü kaya evleridir. Kendovan kaya evleri ve öbür benzer örnekleri arasındaki fark ise, bu köyde hala hayatın var olduğudur. Bu kaya evlerde 120 aile yaşamaktadır ve tarım, hayvancılık ve el sanatı ürünleri üretmekle yaşamını sürdürmektedir
Kendovan köyü, bölgede bulunan Sehend yanardağının ve bölgedeki başka yanardağların faaliyetleri sonucu, Doğu Azerbaycan eyaletinin havası ve suyu en kaliteli yerinde oluşmuştur. Yanardağların aktif olması sonucunda magmalar dışarıya püskürtülmesi ve lav akıntıların sonucunda bu maddeler birikmiş ve günümüzdeki kayaları oluşturmuştur. Demin de değindiğimiz gibi Kendovan adı bu köydeki kaya evlerin bal peteğine benzemesinden dolayı kullanılmıştır. Bu bal peteğine benzeyen köydeki evlerin yapımında ise yerli model göz önünde tutulmuştur.
Kaya mimarisi, insanın tarih boyunca doğaya karşı ortaya koyduğu mücadeleyi göstermektedir ve bu mücadelenin sonucunda da doğanın bir parçası olan kayaların nasıl insan tarafından ele geçirildiğinin göstergesidir. Geçmişte normal mimari, alçı, kireç ve kerpiçten malzeme olarak yararlanıyordu. Kaya mimarisinde ise taşın ve kayanın delinmesiyle gerekli boşluk yaratılıyor ve boşluk etrafında bulunan taş ve kayalar, dayanıklı bir kabuk ve duvar gibi bu boşluğu koruyor hale geliyor. Kaya mimarisinde, alçı, kireç ve kerpice yer yoktur ve gerekli olan mekân oyma ile yapılır. Aslında bu mimari türü, insan ve doğa arasında kayalara sahip olma mücadelesidir.
Yaygın düşüncenin tam tersine bu kaya evlerinde de oturma odası, depo alanları, kiler, mutfak ve gardırop görevi yapan odacıklar ve ayrıca elektrik ve su tesisatı da mevcuttur. Bu kaya evlerinin duvarlarının ortalama kalınlığı iki metredir ve bu yüzden de doğal olarak evin içerisi kışın sıcak ve yazın serindir.
Burada ilgi çekici nokta ise bu kayaların 40 metre civarında olmasıdır. Evlerin çoğu da iki kat veya dört kattan oluşmaktadır. Kaya olduklarından dolayı bu katlar içeriden birbirinden ayrıdır ve bir bağlantısı yoktur. Yukarıdaki katlara erişim sağlamak için kayaların dış kısmında merdivenler oyulmuştur. Genellikle zemin kat, ahır olarak kullanılıyor ve diğer katlar da yaşamak amacıyla kullanılmaktadır. Duvarların kalın olmasından dolayı aşağı katlarda pencere görevi yapan deliklerin yapılması mümkün olmadığından dolayı pencereler ve aydınlatma delikleri sadece üst katlarda yapılmıştır.
Bu kaya evlerin pencereleri ve aydınlatma delikleri, kareli olup ahşap ve camla süslenmiştir. Kendovan köyünde ayrıca cami, hamam, okul ve değirmen gibi yapılar da göze çarpmaktadır. Atık su kuyuları ise evlerin dışında olup kaç aile tarafından ortak kullanılmaktadır ve yer eğimine göre farklı büyüklüklerde kazılmıştır.
Bu bölgeyle ilgili tarihi eserlerde Hilever köyünün adı geçmektedir. Tarihi eserlere göre Hilever köyü, Kendovan köyünün Doğusunda iki kilometrelik bir mesafededir. Tarihçilere göre Hilever halkı Hicri Kameri yedinci yüzyılda Moğol saldırısından korunmak için Kendovan köyünün tam karşısında bulunan ovaya taşınan ilk insanlar olmuşlar ve böylece yavaş yavaş şimdiki Kendovan köyüne taşınarak kaya evlerinde yaşamlarını sürdürmüşler. Ama kimi arkeologlar da bu köyün geçmişini daha da eskilere ve İslam'dan önceki devirlerle ilişkilendiriyorlar.
Bu kadim köyün bir başka cazibelerinden de maden suyu kaynaklarına değinebiliriz. Bu maden suyu kaynaklarının suyu ağır olmamasından dolayı birçok böbrek hastalığına da iyi gelmektedir. Her yıl 300 bine yakın turistin bu bölgeye gelmesi, bu köyün turistik önemini gözler önüne sermektedir. Bu yüzden, Kendovan köyünün konumu itibariyle Doğu Azerbaycan eyaletinin önemli turistik cazibe sayılması da doğaldır. Bu doğrultuda bu köydeki turizmi desteklemek amacıyla Lale-ye Kendovan Kaya Oteli turistlere hizmet sunmaktadır.
Tebriz'in İslam Dünyası 2018 turizm başkenti olarak seçilmesi, başka ülkelerden gelen turistler ve gezginler için İran'ın Kuzeydoğusundaki turistik cazibelerini yakından görmek için iyi bir fırsat sunmuştur. Bu bölge ve özellikle Doğu Azerbaycan eyaletinin dağlık ve soğuk bir iklime sahip olmasından dolayı sizin– Mart ve Haziran ayları arası- yani bahar ve yaz mevsimlerinde bu bölgeyi ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.