İslam Âleminin Parlayan Firuzesi Tebriz-9
Bugünkü bölümde Doğu Azerbaycan eyaletindeki konargöçer toplulukların hayatını ve ayrıntılarını ele alacağız.
İran'ın kuzeybatısı bölgesi, Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletleri, Erdebil eyaleti ve Gilan eyaletinin bir kısmını kapsamaktadır. Bu bölgenin dağlık bölgede yer alması itibarıyla hava ve iklim çeşitliliği görülmektedir. Yoğun ormanlar, yemyeşil meralar ve geniş yaylalar yüzünden birçok göçebe topluluğu bu bölgeleri kendilerine geçici olarak mesken tutmuştur. Bu eyalette bulunan göçerkonar topluluklar, yaylak ve kışlak dönemlerinde eyalet sınırlarını geçerek hayvan sürülerini otlatmak için uygun yerlere ve bölgelere göç ederler. Doğu Azerbaycan eyaletindeki iklim çeşitliliği, geniş yaylalar, yemyeşil Karadağ ormanları, Sehend sıradağının parçası olan Sultandağı yükseklikleri ve Sebelan Dağı'nın etekleri gibi doğal kaynaklar bu eyaletin göçebe topluluklar için hedef haline gelmesine neden olmuştur. Bu bölge İran'ın en yoğun konargöçer topluluklarının yaşadığı bölgelerden biridir.
Tebriz'in İslam Âleminin 2018 turizm başkenti olarak seçilmesinin ardından birçok turistik göçebe köyü, turistlere ev sahipliği yapıp onlara konargöçer hayatını yakından izleme ve yaşama imkânını sağlamak için uygun hale getirilmiştir. Her yıl İran'ın her yerinden on binlerce insan, Keleyber şehrine bağlı Karakaya göçebelerinin kültürel-sportif etkinliklerine katılmak için bu bölgeye gidip doğal güzellikleri ve göçebe hayatının özgün özelliklerini yakından izleme şansını bulurlar.
Doğu Azerbaycan eyaletinde yaşayan göçebe aşiretler iki büyük kola ayrılmaktadır. Birisi Şahseven veya Elseven aşireti ve diğeri de Eresbaran-Karadağ aşireti. Bunlardan başka on bağımsız aşiret de bu eyalette yaşamaktadır. Bu göçebe topluluklar daha çok eyalet sınırları içerisinde göç ederken Erdebil, Zencan ve Doğu Azerbaycan eyaletlerinden gelen misafir göçebelere de ev sahipliği yaparlar.
Karadağ-Eresbaran aşireti, tarihi ve etnik bakımdan Elseven veya Şahseven aşiretiyle aynı köklere sahip. Bu aşiretler Kaçar padişahlığı döneminde ortak bir aşiret yönetimine sahiplerdi.
Eresbaran bölgesinin göçmenleri Şahsevenlerle aynı aşiret sistemine sahipler. Hatta gelenek ve görenekleri ve ayinleri bile dikkat çekici benzerlikler taşımaktadır.
Doğu Azerbaycan eyaletinin göçebe topluluğu nüfus bakımından eyalet nüfusunun yüzde 2.5'uğunu oluşturmaktadır. Bu 2.5'luk nüfus, sahip olduğu 1.5 milyon baş hayvan ile ülkenin dördüncü göçebe kutbu olarak biliniyorlar.
Doğu Azerbaycan eyaletinde bulunan 2 milyon 400 bin hektar yaylanın bir milyonu göçebeler tarafından kullanılmaktadır. Bu göçebe halk, kendi hayvanlarını bu yemyeşil yaylalarda otlatıp yetiştirerek süt ürünlerinin üretiminde de büyük rol oynamaktadırlar. Göçebeler ayrıca eyalet geneli et ve protein üretiminde de yüzde 20'lik paya sahipler. Bunlara ilaveten her yıl 12 bin 500 metre kare Verni kilimleri ve 9 bin metre kare halı ve başka el sanatı ürünleri Doğu Azerbaycan eyaletinde bulunan göçebeler tarafından üretilmektedir.
Genel olarak göçebelerin yaşam tarzı, giyim kuşamı, musikisi, gelenek görenek ve ayinleri, konukseverliği ve içtenliklerinden dolayı, Şahseven ve Eresbaran göçebe aşiretlerinin bu bölgede bulunan en önemli turistik cazibelerden birisi haline gelmesine sebep olmuştur.
Eski zamanlardan beri Azerbaycan göçebelerinin yerleşim yerleri yarımküre şeklinde olan ve Alaçık adıyla bilinen çadırlar olmuştur. Bu çadırlar hala varlığını sürdürmektedir. Elbette Elseven aşiretleri Alaçığ çadırlarından daha küçük olan koridor şeklinde olan çadırlardan da yararlanmaktadır. Kimi aşiretlerde de teknolojinin gelişmesiyle brandadan yapılan çadırlar vardır.
Alaçık çadırları iki bölümden oluşurlar. Birisi 1 metre kalınlığında olan ve ince ahşap direklerden oluşan tavan kısmı ve diğeri de 24 ila 32 eğri metal çubuktan oluşan duvar kısmıdır. Bu metal çubuklar çadırın yukarı kısmında tavan kısmıyla birleşip aşağı kısımda ise yere çakılıyor. Alaçığın eni 5 ila 8 metre arasında olmakla beraber boyu da 2 veya 2.5 metreye kadar ulaşabilir. Böylece Alaçık dışarıdan bakıldığında bir kubbe şeklinde görünüyor. Alaçık duvarlarının etrafı ise hasırla örtülüyor. Tavan ve duvarların dış bölümü ise keçeyle örtülüyor. Alaçığın keçeyle süslenmesi ve iç ve dış dekorasyonu o çadırda yaşayan insanın toplumsal konumunu temsil ediyor.
Alaçığın giriş kapısının üstünde ise baca görevi yapan küçük bir pencere yer almaktadır. Alaçık dengesinin sağlanması için ahşaptan bir direk çadırın ortasına çakılır ve ona bağlanmış yün iplerler çadırda yük aktarımı yapılıyor.
Konargöçer topluluklarda kadınlar önemli ve özel bir yere sahipler. Öyle ki kadınları bu zor ve yorucu hayatın en önemli sütunları olarak adlandırmak yerinde olacaktır. Göçebe hayatında kadınlar ailedeki görevlerini yerine getirmekle beraber erkekler kadar, hayvanların yetiştirilmesi, et ürünlerinin ve hayvanlardan elde edilen ürünlerin hazırlanmasında ve tarım işlerinde ve el sanatları ürünleri üretme faaliyetlerinde gösterirler.
Göçmen topluluklarda kadınlar boş zamanlarında ve kışlak döneminde çeşitli el sanatı ürünleri yaparlar. Bu el sanatı ürünlerinden biri de güzel Verni kilimidir. Bu kilimin yapımında yün, ipek kullanılmaktadır. Yünden yapılan Vernilerde halının saf yünden yapılmış olmasına rağmen çözgü işlemi bu halıya uygun bir şekilde eğrilmiş pamuk iplerle yapılır.
Yün ve ipek karışımı Verni halılarında ise hem ipekten ilmikler ve hem yünden ilmikler atılıyor.
Verni halıları üzerindeki motifler çevre ve doğadaki eşya ve varlıkların göçebe kızları ve kadınlarının zihnindeki yansımalarından doğmuştur. Bu motifler göçebe kadın ve kızların gibi tanınmayan sanatçıların zinde, yetenekli ve yaratıcı zihinlerinin göstergesidir.
Verni halılarındaki motifler arasında geyik, ceylan, kurt, hindi, tavuk, horoz, kedi, çoban köpeği, yılan, kartal, koyun, kaplan, deve, tilki, çakal ve kuş türleri gibi bölgede bulunan evcil ve vahşi hayvanların geometrik tasarımları yer almaktadır.
Keçe halısı ise koyun yününden yapılmış Alaçığın yerine serilen ve ayrıca duvarın dış cephesini kaplamak için kullanılan bir el sanatı ürünüdür. Keçeyi hazırlamak için, koyun yününü gereken miktarda düz bir yüzey üzerinde serip onun tepilmesinden sonra en kısa zamanda kurumasını beklerler. Bu keçe halılar hafif ve taşınabilir olmalarının yanı sıra yalıtım görevini de yaparak nemli ve rutubetli yerlerin üzerinde de kullanılabilirler. Ayrıca bu keçelerden at battaniyesi ve Alaçıkların dış kısım örtüsü olarak da kullanılır.
Halça adıyla tanınan halılar ve çuvalların dokunması da göçebe topluluğunun en asil sanatlarından biridir. Halçalar küçük boyutlar ve taşınabilir olan, üzerlerinde çeşitli nakışlar ve motifler işlenmiş halılardır. Çuval ise kilim cinsinden olan büyük çuvallardır. Çuvaldan un, yonca, küspe vb. gibi ürünleri taşımak için kullanılır. Bu çuvallar genellikle nakışsızdır. Çuval kilim gibi dokunmakla beraber daha sonra üç taraftan birbirine dikilerek elde edilir.
Göçebelerin el sanatı ürünlerinden bir başkası da Fermeş adıyla tanınan hurçlardır. Bu hurçlar dikdörtgen bir küp şeklinde olup parçaların birbirine dikilmesiyle yapılır. Bu hurçlar içerisine, battaniye, yorgan ve başka eşyalar konulur. Göç zamanında bu hurçlar göçebelerin rahat bir şekilde eşyalarını toplamasını ve taşınmasını sağlıyor.
Göçebe halkın bir başka el sanatı ürünü de Mesned adlı bir kilim türüdür. Bu Mesnedler genellikle 150*80 Santimetre boyutlarında, ince dokunmuş ve sağlam bir yapıya sahip süsleme kilimleridir. En kaliteli Mesnedlerden ise yastıklar ve minderler hazırlanıyor.