Aralık 29, 2018 18:12 Europe/Istanbul

Programımıza geçen hafta Türkiye'de yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile başlıyoruz.

*** Peygamber efendimizin veladet yıldönümü ve vahdet haftası etkinlikleri

*** Hulusi Akar'ın Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu'na katılması

*** Akşener'den hükumete " esad ile anlaşın" mesajı 

*** Çavuşoğlu'nun, BM Genel Sekreteri ile görüşmesi

Bugünkü sohbetimizin ana başlıklarını oluşturuyor.

Ehl-i sünnet  12 Rebiülevvel ve şia müslümanlar ise 17 Rebiülevvell tarihini yüce İslam Peygamberinin kutlu veladet yıldönümü olarak bilmektedir. İslam İnkılabının kurucusu rahmetli imam Humeyni İslam alemi arasında vahdet  oluşturulması amacıyla  12 ila 17 Rebiülevvel tarihleri arasındaki günleri vahdet haftası olarak ilan etmiştir. Biz de bu münasebetten dolayı tüm müslümanların vahdet haftasını kutluyor ve konuyla ilgili bir raporumuzla sohbetimize başlıyoruz.

Geçen hafta Diyanet işleri Başkanlığı tarafından İstanbul'da düzenlenen bir programla başlayan vahdet haftasının teması olarak 'Peygamberimiz ve Gençlik' seçildi. Hafta boyunca Türkiye genelinde ve yurt dışında bazı yerlerde çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi planlanıyor.

İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Vahdet Haftası'nda yapılacak etkinlikler hakkında DHA'ya açıklamalarda bulundu.Yılmaz, "Hazreti Peygamberin Kameri takvime göre doğumu esas alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından tekrar Vahdet Haftası'na dönülmesi kararlaştırıldı. Bu sene 1993'ten sonra, 25 yıldan sonra ilk defa Mevlid-i Nebi Haftası olarak kutlanacak. Bu kutlamaların da bir vesileyi hasene olarak değerlendirilmesi Peygamber efendimizi bir kavramla bir değerle, manevi değerle özdeşleştirmek gibi bir tercih oldu." ifadelerini kullandı.

Geçen hafta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu'na katılmak üzere gittiği Kanada'nın Halifax kentinde ikili görüşmeler  gerçekleştirdi. Programımıza konuyla ilgili raporumuzla devam ediyoruz.

İlk olarak Kanada Savunma Bakanı Harjit Singh Sajjan ile bir araya gelen Bakan Akar, sonrasında ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford'u kabul etti. 

Akar, basına kapalı gerçekleştirilen ve yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından yaptığı değerlendirmede, samimi bir ortamda gerçekleşen görüşmede karşılıklı fikir, bilgi ve görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.Bakan Akar, şunları söyledi: "PKK'dan hiçbir farkı olmayan terörist YPG'nin buradaki mevcudiyetinin ve özellikle de ABD'li askerlerle beraber oturup kalkmalarının, iş birliği yapmalarının uygun olmadığını, bunun bizi son derece rahatsız ettiğini ve bu ilişkilerin bir an önce kesilmesi hususunu kendilerine tekraren dile getirdik.Bu tahrikkar ve kabul edilemez görüntülerin tekrarlanmaması konusundaki uyarılarımızı yapmak suretiyle onlardan beklentilerimizi ortaya koyduk. Terörist YPG'ye kamyonlarla, tırlarla ve uçaklarla silah ve mühimmatın verilmesinin de ittifak, müttefiklik anlayışına uygun olmadığına, olmayacağına, bunun bizler tarafından kabul edilmesinin de mümkün görülmediğine dikkatlerini çektik.Uyarılarımızı tekrarladık ve ABD'li müttefiklerimizin bu konuda gerekli tedbirleri almalarını ve bir an önce terörist PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG ile olan ilişkilerini kesmelerini beklediğimizi de dile getirdik."

Akar ayrıca Kanada'daki Halifax güvenlik forumunda kimi Amerikalı senatörler karşısında yaptığı konuşmada şöyle dedi:" Fethullah Gülen Amerika tarafından desteklenen bir terör grubunun elebaşıdır. "

Tabiki bu, Türk makamlarının Fethullah Gülenin iade edilmesine dair ilk talepleri değildir. 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen başarısız darbeden sonra Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı ve farklı düzeylerdeki Ankara yetkilileri Amerika'dan hep aynı çağrıda bulunmuşlardır. Buna rağmen Washington yetkilileri, kadim müttefiklerine olumlu yanıt vermemişlerdir. Bunun tam tersi Türkiye'den Gülen'in başarısız darbede parmağının olduğuna dair delilleri ve dayanakları sunmasını istemişlerdir. Bunun anlamı ise Amerika'nın Türkiye'nin isteklerini umursamadığı gösteriyor. Zaten Amerikalıların Türkiye'den delilleri ve belgeleri istemesi Türk istihbarat teşkilatının bilgi toplama yöntemlerini öğrenmesi ve deşifre etmesi içindir.

Türk yetkilileri son iki yıl süresince Gülen Hareketi ve Cemaati'nin başarısız 15 Temmuz darbesinde başrolde olduklarına dair toplamda 85 dosyayı ve başka belgeleri Amerika yetkilileri ile paylaştılar. Türk makamları aynı zamanda şöyle bir açıklamada da bulunmuşlardır:" Yeni bilgilerin ve delillerin paylaşılması için Türkiye hazırdır."

Fethullah Gülen Örgütünün Amerika ve Batı istihbarat teşkilatları tarafından beslendiği ve desteklendiği konusunda hiçbir kuşku yoktur. Bu doğrultuda Türk gazeteci ve Orta Asya uzmanı Sibel Edmonds şöyle bir yazı yazmıştır:" Fethullah Gülen bir semboldür. Önemli olan Gülen markasının kullanılmasıdır. Amerika Merkezî İstihbarat Teşkilatı CİA 1977 yılından beri Gülen'i kullanmaya başlamıştır. "

Geçen hafta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için hazırladıkları planı paylaşarak hükümete çağrı yaptı. Akşener, "Bu insanların Suriye’ye dönmesi konusunda Esad’la anlaşın. Her ay, en az 100 bin mültecinin geri dönüşü için, Şam’dan taahhüt alın. Türkiye’nin gücünü masaya koyun" dedi.

Akşener'in konuşmasının bir bölümü şöyle:

"Suriyelileri geri göndereceğiz. Nasıl diye sorarsanız eğer size devlet aklı veriyoruz yazın. Türk devletinin yüzü suyu hürmetine reçeteyi açıklıyoruz. Birincisi Suriyelilere Türk vatandaşlığı verilmeyeceğini kesin bir dille açıklayın. Bu bir bölümünün geri dönmesini sağlayacaktır.İki geri dönme konusunda Esad’la anlaşın. Her ay 200 bin kişinin dönüşünü kararlaştırın. Türkiye’nin gücünü kullanın. Bu sorun sıfırlanana kadar sığınmacıların açtığı dükkanlarda kaçak ürün satışına engel olun. Geçici vergi mükellefiyet kanunu yapın vergi kesintisi yapın. Güney illerimizde esnafıma destek verin. Türkiye sınırlarını yolgeçen hanı olmaktan çıkarın. Sınır geçişlerini ücretli hale getirin. Suriye’den aracını getiren mültecilere geçici sürücü belgesi hakkı verin. Türk vatandaşı ne kadar ödüyorsa onlardan da gerekli vergiyi alın. Burası Suriye değil bunu farkına varın.Mevcut hükümete bir ders verme zamanı geldi. Türk milletini bu hazin tabloya son vermeye çağırıyorum.

Geçen hafta Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri ile Kaşıkçı cinayetini görüştü Bu haberle birlikte sohbetimizi noktalıyoruz.

Görüşmeninin ardından Birleşmiş Milletler, "Kaşıkçı cinayetine ilişkin uluslararası soruşturma konusunda resmi talep almadık" açıklamasını yaptı.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini görüştü. 

BM Genel Merkezi'nde düzenlenen Medeniyetler İttifakı 8'inci Küresel Forumu'na katılan Çavuşoğlu, Guterres ile bir araya geldi. Görüşme basına kapalı gerçekleşti. 

Bilindiği gibi Suudi rejimi evlilik işlemleri için Suudi rejiminin İstanbul'daki konsolosluk binasına giren Cemal Kaşıkçı'nın, binadan çıktığını iddia ettiyse de yapılan baskılar sonucunda daha sonra Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü itiraf etmiştir