İslam İnkılabının İkinci Adımı-5
Bugünkü bölümde İran İslam İnkılabının İslami Medeniyet oluşturma yolundaki ilerlemesini konu edineceğiz.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamenei, İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinde şöyle buyurmuşlardır:" Elhamdülillah bizim milletimizin bilim ve araştırma yeteneği, dünya ortalamasına göre daha yüksektir. Şimdi yirmi yıla yakın bir sürede ülkede bilimsel bir evrim yaşanmakla birlikte dünyadaki gözlemcileri hayretler içerisinde bırakan yani dünya bilimsel büyüme hızı ortalamasının 11 misli kadar, ilerlemektedir. "
İslam'ın Arabistan yarımadasında tanıtılmasından az bir süre sonra İslami medeniyet filizlenmeye ve büyümeye başladı. İslami öğretiler esasında oluşan bu parlak medeniyet, uzun süre dünyada, ekonomi, kültür ve bilimin bayraktarı idi. Tabii uzun bir zamandır o büyük ve zengin medeniyet düşüş dönemini yaşamaktadır. Ancak halihazırda İran İslam İnkılabı bu medeniyetin yeniden canlanmasını ve zirveye oturmasını hedeflemektedir.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hameni'nin son bildirisinde İslam İnkılabının ikinci adımının, Büyük İslami Medeniyetin oluşturulması ve insanlık aleminin kurtarıcısı Hz. Mehdi'nin zuhuruna zemin oluşturmak olduğunu buyurmuşlardır.
Bu açıdan şanlı İslam İnkılabının yeni adımının, geçen kırk yıla göre daha hassas ve daha önemli olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak İslami Medeniyet, bileşenleri ve göstergeleri, yüce İslami öğretiler esasında oluşturulup maneviyat ve ahlakın belirgin olduğu bir medeniyettir. Böylece doğal olarak İslami ve Kurâni değerlerden esinlenerek gerçekleşen İran İslam İnkılabı, Büyük İslami Medeniyetin yeniden canlandırılması için elinden geleni yapmaktadır.
İslam İnkılabı Lideri açısından da İslami Medeniyet, insanların maddi ve manevi bakımdan gelişebileceği ve Allahu Teala'nın insanı onun için yarattığı uygun hedeflere varabileceği bir ortamdır. Bu yüce hedefler arasında izzetli ve takdir edilecek bir hayat sürmek ve hayatını ve kendini iyileştirmek için irade, yaratıcılık ve güce sahip olmak yer alır. Ayetullah Hamani İslam Cumhuriyetinin ülküsünün ve hedefinin böyle bir medeniyetin oluşturulması olduğuna vurgu yapmaktadırlar.
Yeni bir medeniyetin kurulması, ciddi faaliyet ve çalışmalara ihtiyacı vardır. Bu devamlı çaba gösterme ise parlak bir geleceğe ümit beslemeden sonuçsuz kalacaktır. Bu yüzden İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran'ın geleceğini inşa edenler ve gençlere olan ilk tavsiyesi onların ümitli olması ve geleceğe hoşgörülü yaklaşmalarının tüm kilitlerin anahtarı olduğuna vurgu yapmaktadırlar.
Tabii geleceğe imkanların ve engellerin göz önünde bulundurulmaması ile ümit beslemek gerçekçi ve makul değildir. Burada uygulanabilir ve imkanları sağlanabilecek şeylere ümit bağlamak gerekir. İslam İnkılabı Lideri de bu konuya dikkat edip bildirilerinde bu hususta şöyle bir açıklık getirmişlerdir:" Benim dediğim gözle görülen gerçeklere ve doğrulara dayanan bir ümittir. Ben her zaman gerçek dışı ve aldatıcı ümitten uzak duran biriyim ancak herkesi yersiz ümitsizlik ve gerçek dışı korkudan da sakındırırım."
Ümitsizlikten uzak durmanın önemi, İslam İnkılabına karşı olan medya organları ve hükümetlerinin İran milletine yeis ve ümitsizlik aşılama yönündeki topyekun çabaları göz önünde bulundurulduğunda daha da belirgin bir şekilde göze çarpmaktadır.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei düşmanların İran milletine yeis ve ümitsizlik ruhu aşılaması yöntemlerinden bazılarına değinmişlerdir. Bu yöntemler arasında, yalan haberlerin yayılması, garazkar analizlerin yapılması, gerçeklerin ters yansıtılması, ufak tefek kusurların büyütülmesi ve büyük avantajların küçük gösterilmeye çalışılması yer almaktadır. Ayetullah Hamanei ayrıca İslam İnkılabı çerçevesinde ümit verici göstergeler, kalkınma ve gelişmeler ve emin ve dürüst hizmetkarların, zaaflardan ve kusurlardan daha fazla olduğuna değinerek ümitsizliğe müsaade edilmemesi gerektiğini söyledi.
Demin de değindiğimiz gibi İslam İnkılabı Liderinin de açıklık getirdiğine esasen İslami medeniyetin göstergeleri ve hedefleri, maneviyat ve ilahi hükümlere dayandırılmalıdır. İran'da İslam İnkılabının vuku bulması ile, halk da İslami değerler, manevi ve ahlaki işlere daha fazla ilgi duymaya başladı. Bu Allah'a yaklaşma ve dindarlık isteği, insanların hayatının farklı alanlarında ister kişisel ister toplumsal alanlarda açıkça göze çarpmaktadır.
İran milletinin büyük inkılabının İslamcılık ülküsü, ülke sınırları dışında bile taraftar bulmuş ve büyük etkiler yaratma imkanına da sahip olmuştur.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Büyük İslami Medeniyetin oluşturulması için manevi ve ahlaki değerlerin kuvvetlendirilmesini bir zaruret olarak niteledi.
İslam İnkılabı Lideri yayımladıkları bildiride bu konunun önemi ile ilgili şöyle buyurmaktalar:" Maneviyat ve ahlak, toplumumuzun asıl ihtiyacı, toplumsal ve kişisel faaliyetlerimiz ve hareketlerimizin yönlendiricisidir. Bu öğelerin olması, maddi eksiklikler olsa bile hayatımızı cennete dönüştürecektir. Maddi imkanlardan yararlanıp bu öğelerden yoksun kalmak ise hayatımızı cehenneme dönüştürecektir."
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei maneviyat ve ahlak ile ilgili şöyle buyurdular:" Maneviyat, ihlas, fedakarlık, tevekkül ve iman gibi manevi değerlerin kişide ve toplumda belirgin olması demektir. Ahlak ise hayırseverlik, affetme, ihtiyaç sahiplerine yardım etme, doğruculuk, cesaret, mütevazilik, özgüven ve başka iyi huylar gibi faziletlere riayet etmektir.
İslam İnkılabı Lideri, devletlerin bu husustaki görevinin, maneviyat ve ahlak karşıtı olan medya organlarının geniş saldırısı ortamında ahlaki özellikler ve maneviyat ruhunun büyümesi için çaba göstermek olduğunu söylediler.
Medeniyetlerin oluşmasında ve güçlenmesinde etkili olan en önemli etkenlerden biri de bilim ve teknolojilerde kalkınma ve gelişmedir. Ayetullah Hamanei bilimin önemi ile ilgili şöyle buyurmaktalar:" Bilim, bir ülkenin güçlü ve izzetli olmasının en belirgin aracıdır. Akıllılık ve yeterliliğin öbür yüzüdür".
Avrupa son yüzyıllarda bilimsel gelişmeler ve başarılar elde edip büyük ve geniş çaplı imkanlara sahip olmuştur. Ancak ahlaktan ve maneviyattan yoksun kalmaları yüzünden, bu gelişimi, kolonyalizm ve başka ülkeleri suiistimal etmek, kitle imha silahları üretmek ve zarar veren teçhizatlar ve araçlar gibi yanlış alanlarda kullandılar. Ancak İslami medeniyette, bilim ve teknoloji, tüm insanların maddi ve manevi refah düzeyinin artması hizmetindedir.
İran İslam Cumhuriyeti, düşmanlarının siyasi baskıları, bilimsel ve ekonomik yaptırımlarına rağmen teknoloji ve bilim üretiminde büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Ayetullah Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adımı adlı bildirisinde bu hususta şöyle buyurdu" Elhamdülillah bizim milletimizin bilim ve araştırma yeteneği, dünya ortalamasına göre daha yüksektir. Şimdi yirmi yıla yakın bir sürede ülkede bilimsel bir evrim yaşanmakla birlikte dünyadaki gözlemcilerini hayretler içerisinde bırakan yani dünya bilimsel büyüme hızı ortalamasının 11 misli kadar, ilerlemektedir. "
Bir ülkede, bilim adamları, düşünürler, araştırmacılar ve uzmanların artması halinde, o ülkede büyük bilimsel hareketler başlayabilir. Halihazırda İran'da farklı eğitim düzeyleri ve alanlarda tahsil gören 3 milyon 800 bin öğrencinin yanı sıra milyonlarca mezun olmuş insan da farklı alanlarda hizmet vermektedir.
Bilimsel olimpiyatlardaki başarılar, bir ülkenin öğrencileri ve gençlerinin bilimsel düzeylerinin göstergesidir. Son 30 yılda yetenekli İranlı öğrenciler faklı uluslararası olimpiyat dallarında 700 kadar madalya kazanmıştır. İran bu çok zor bilimsel yarışmalarda dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer almaktadır.
Nano teknolojisi, yeni ve gelişmiş bilim dallarından olup birçok alanda kullanılmaktadır. İran İslam Cumhuriyeti de bugün bu alandaki bilim üretiminde dünyada dördüncü sırada yer almaktadır. İranlı uzmanlar şimdiye dek nano teknolojisinden yararlanarak 420 kullanışlı ürünü üreterek 47 ülkeye ihracatını yapmışlardır.
İran İslam Cumhuriyeti'nin tıp alanındaki başarıları da dikkate şayandır. Halka verilen sağlık hizmetlerinin arttırılmasının yanı sıra komplike ameliyatlar, nakil ameliyatlarında, gelişmiş tıbbi cihazların üretiminde de büyük başarılar elde edilmiştir.
İranlı uzmanlar ve bilim adamları, kök hücreler alanında da büyük atılımlara imza atarak artık tedavi olmaktan ümit kesen hastalar için farklı tedavi yöntemleri bulup bu konuda büyük başarılara imza atmışlardır. Beyin, kornea ve kemik nakli ameliyatları, zarar görmüş dokuların tedavisi, omurilik hasarlarının tedavisi, İranlı doktorlar ve tıbbi uzmanlarının başarılarından sayılır.
Bunların yanı sıra İranlı bilim adamaları karmaşık bir teknoloji gerektiren uydu üretme ve uzaya uydu fırlatma konusunda da büyük başarılara imza atmışlardır. Öyle ki İran, Batı Asya bölgesinde yerli uydu yapabilen tek ülkedir. Bunun yanı sıra İran, dünyada uzaya uydu fırlatabilen 11 ülke arasına da girmeyi başarmıştır.
İran'ın ilk uydusu, 2009 yılında uzaya fırlatıldı ve daha sonra da birkaç uydu denendi.
İran'ın bilim ve teknoloji alanındaki diğer başarılarından biri de, nükleer yakıt çevrimine erişmesidir. Böylece İran İslam Cumhuriyeti, bu çevrime sahip olan sayılı ülkeler arasına girmiştir.
İranlı bilim adamları bu teknolojiden barışçıl bir şekilde yararlanarak enerji üretimi, tıbbı alanlar, tarımsal ve hayvancılık alanlarında da büyük kazanımlar elde etmiştir.
İran'da savunma alanında da devrimci uzmanlar ve bilim adamlarından yararlanılmıştır. Bu bilginler ve uzmanlar sayesinde şimdiye kadar, füzeler, İHA'lar, savaş gemileri ve başka askeri teçhizat ve imkanlar ülkenin savunulması için tasarlanmış ve üretilmiştir.
İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik tüm baskılara rağmen böyle bir kısa sürede bu kadar büyük bilimsel ve teknolojik başarıya rağmen dinamik bir İslami medeniyetin oluşturulması için daha fazla çabaya ihtiyaç duyulmaktadır. İslam İnkılabı Lideri böyle bir gerçeği göz önünde bulundurarak İslam İnkılabının İkinci Adımı adlı bildiride şöyle bir açıklamada bulunmuşlardır:" Mevcut önemli bilimsel alanlardaki sınırları aşmalıyız… Biz bu harekete başladık ve var hızımızla ilerliyoruz. Ancak bu hız, yıllarca en azami derecede devam etmelidir. Böylece geçenlerdeki geri kalmışlığı da telafi etmeliyiz."