Ekim 01, 2019 21:35 Europe/Istanbul

Bu bölümde İslam İnkılabının geleceğini aydınlatan cihatçı yönetim şeklini konu edineceğiz.

Her ülkenin halkı normal şartlarda günlük hayatlarını sürdürürler. Ancak bir ülke büyük sorunlar ile karşılaşıp büyük kader belirleyici olaylar yaşayabilir. Böyle bir durumda en azından bazı halk kesimleri sorumluluk üstlenip bu olaylara verdikleri öneme bağlı olarak olağanüstü çaba gösterirler. 

İşte İran milletinin tarihinde yaşanan İslam İnkılabı da İranlılar için büyük bir iç gelişme sayılır. Bu devrim aslında bölgede ve dünyada da büyük etkiler bırakan bir gelişme oldu. Bu yüzden 1979'da İslam İnkılabının zafere kavuşmasının ardından günümüze dek İran İslam Cumhuriyeti acı,tatlı birçok olay yaşasa da hala İran'daki varlığını coşkulu bir şekilde sürdürmektedir. 

Bu dönemde ise İslam İnkılabının yüce ülkülerini gerçekleştirmek için halkın ve yetkililerin aralıksız ve yoğun çabasına ihtiyaç vardı. Gösterilen bu aralıksız, yoğun ve karşılıksız çabalar ve faaliyetler ise her zaman Rahmetli İmam Humeyni ve Ayetullah Hamanei tarafından desteklenmiştir. 

İslam İnkılabı Rehberi  bu gibi çalışmaların "cihatçı kültür"den kaynaklandığını söyleyerek bunu İslam İnkılabı bereketlerinden sayıyor. 

Cihat kelimesi genellikle insanların aklında Allah yolunda savaşmayı çağrıştırıyor. Ancak Allah yolunda savaşmak cihadın sadece bir türüdür. Cihat kelime anlamı itibariyle Allah'ın rızası için iyi amellerde bulunmak için çaba göstermektir. Bu yüzden cihat, kültürel, ekonomik, siyasal, toplumsal ve bilimsel alanlarda da yaşanabilir. 

İslam İnkılabının başlangıcından itibaren İranlı gençler ülkenin ücra noktalarına hizmet götürmek için büyük cihat hareketini başlattılar. 

Ayetullah Seyyid Ali Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinde İslam İnkılabının son kırk yıldaki bazı başarılar ve kazanımlara değinerek bunların devrimci ve cihatçı hareketlerin sonucu olduğunu söylemiştir. İslam İnkılabı Rehberi bu bildirinin başka bir bölümünde de İslam İnkılabı zaferi sonrası dönemde manevi ameller ve faaliyetlerin yayılması ile ilgili şöyle buyurmuşlardır: "İslam İnkılabı zaferi sonrası cihat gezileri ve kampları, bayındırlık cihadı ve bayındırlık seferberliği sıraları gönüllü ve fedakar binlerce gençle dolup taşmıştı." 

Böylece İslam İnkılabı Rehberi ülkenin bayındırlığı yönünde çalışmaları ve mahrum bölgelere hizmetlerin götürülmesi ve onlara yardım edilmesini de ibadî ve manevi bir amel olarak niteliyorlar. 

İşte bu vasıflardan yola çıkarak cihatçı faaliyetlerinde bulunanların da ilahi niyet ve motivasyona sahip olmaları, Allah'a tevekkül etmeleri ve ondan yardım istemeleri, ihlaslı olmaları ve halkın yanında yer almaları, maddi saikli olmamaları, iradeli ve azimli olmaları, en azlar ile yetinmeyi bilmeleri gibi özelliklere sahip olmalı. 

Bu bariz ve belirgin özellikler cihat gruplarının büyük ekonomik, kültürel ve tıbbi alanlarda tüm dış siyasi ve ekonomik baskılara rağmen büyük başarılara imza atmalarına neden olmuştur. Bunun açık bir örneği de İranlı savaşçıların sekiz yıllık dayatılmış savaş döneminde cihat ruhu ile çalışmalarıdır. Bu cihatçıların çalışmaları ve çabaları neticesinde ise İran İslam Cumhuriyeti küresel emperyalizmin tüm hileleri ve komplolarına rağmen hayatını sürdürdü. 

Bilindiği üzere kolektif olarak yapılan her işte, en önemli etkenlerden biri de önderlik ve yönetim meselesidir. Doğru yönetimden yoksun olmak her toplumun bireylerinin çabalarının boşuna gitmesine yol açabilir. Tabii her işin kendine has yönetim şekli vardır. Cihat işlerinde de cihatçı yönetimin olması şart. 

Burada yönetim demek insani ve maddi kaynakların hedeflere ulaşmak için doğru şekilde kullanılması demektir. Böylece cihatçı yönetim şeklinin de devrimci ve mümin kişiler tarafından yapılması gerekir. 

Böyle bir kişi yönetim süresince her daim Allah'ı hazır ve nazır olarak bilmeli ve halka en iyi şekilde hizmet vermeyi kendine öncelikli görev olarak belirlemelidir. Böyle bir yönetici milli çıkarlarını da parti ve kesimlerin çıkarlarına üstün görmelidir. 

Cihatçı yönetim şeklinde bilim ve uzmanlık, İslami iman ve taahhüt ile sentezlenmiştir. Bu yönetim şeklinde oyalayıcı  kurallar ve yasalar ortadan kaldırılıp işler hızlı bir şekilde yürütülür. 

Bir diğer yandan ise cihatçı yönetim, gereksiz işlerden ve lüks olmaktan da kaçınır ve elinin altında çalışanları ile mesafesini azaltıp samimi bir ortamda çalışma fırsatı yaratır. Böylece hizmet götürmekte de bariz bir hızlanma gözlemlenir. 

Cihatçı bir yöneticinin en önemli özelliklerinden biri de "biz yapabiliriz" ilkesine dayalı çalışması ve büyük ve zor işleri yapma kapasitesini kendinde görmesidir. 

Bu ilke tüm devrimci güçlere ister sıradan insanlara ister yöneticilere Allah'a tevekkül edip yerli kapasitelere ve yeteneklere dayanarak imkansız işleri bile yapmayı öğreten bir ilkedir. İran İslam Cumhuriyeti döneminde ise bilimsel, askeri, ekonomik ve siyasi alanlarda büyük ve hayret verici başarılar bu sayede elde edilmiştir. 

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise İslam İnkılabının İkinci Adımı başlıklı bildiride şöyle buyurmaktadırlar: " İslam İnkılabı, ilk adımda yüz karası despot saltanata dayalı rejimi halka dayalı demokratik bir devlete dönüştürüp topyekun ve gerçek gelişmenin özü olan milli irade ögesini ülkenin yönetim odağı haline getirdi. Bunun ardından gençler yönetim alanına ayak basarak olayları yönettiler. "Biz Yapabiliriz" ruhu ve inancı herkese aşılandı. Düşmanların bizi yaptırımlara tabi tutması bereketleri sayesinde kendi yeteneklerimize sırtımızı yaslamayı öğrendik. Bu ise büyük bereketlere vesile oldu. "

İslam İnkılabı Rehberi İslam İnkılabını ikinci adım bildirisinin bir başka bölümünde Rahmetli İmam Humeyni'nin cihatçı kültürün gelişmesi ve oluşmasındaki rolüne vurgu yaparak şöyle bir açıklamada bulunmuşlardır: "Rahmetli İmam Humeyni'nin bize öğrettiği"Biz Yapabiliriz" ilkesine inanış ve İslami imandan esinlenen cihatçı yönetim İran'ı tüm alanlarda izzet ve gelişmeye götürdü. "

Aslında cihatçı yönetim, liderlik, cumhurbaşkanlıktan ta en ufak yetkililere kadar yöneticileri kapsamaktadır. Bu kişiler cihatçı ruhları ile kendi alanlarında büyük başarılara imza atabilirler. 

İmam Humeyni ra ve Ayetullah Hamaeni ise bu cihatçı yönetim şeklinin en bariz örnekleri sayılırlar. 

İmam Humeyni eşsiz ve büyük bir devrimin liderliğini yapıp bu devrimi zafere yönlendirdi. Sekiz yıllık savaş döneminde de İran'ı en iyi şekilde yönetti. İslam İnkılabı kurucusunun liyakatli halefi Ayetullah Hamanei de son otuz yılda hikmeti ve dirayeti ile İran İslam Cumhuriyeti'nin korumasının yanı sıra bu nizamı bölgenin ve hatta dünyanın en etkili güçlerinden biri haline getirdi. Bu iki belirgin ve seçkin cihatçı lider ve yöneticinin özelliği ise Allah'a tevekkül etme ve yerli kapasitelere ve yeteneklere güvenmekti. 

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinde halkın ve yetkililerin cihatçı çabalarına değinerek kimilerini örnek göstermiştir. Bu hususta şöyle buyurmuşlardır: "Karayolu yapımı, yerleşim yerleri inşası, endüstriyel merkezler, tarımsal merkezler inşası, elektrik ve su şebekelerinin yapımı, sağlık merkezleri ve akademik mekanların, barajların, santrallerin ve benzerinin yapılması hem de en ücra noktalara verilen hizmetler iftiharın ve onurun ta kendisidir. Kuşkusuz bunların hepsi yetkililer tarafından da dile getirilmemiştir. Buna rağmen kötülük besleyen yabancılar ve iç düşmanlar da buna itiraf etmemiştir. Ancak cihatçı yöneticilerin mükafatı Allah'ın yanındadır. Halk da bunun değerini bilir. "

İslam İnkılabı Rehberi sözlerinin devamında şöyle diyor: "Bunlar,İslam Cumhuriyeti'nin izzetinin sadece bir parçasıdır. Bu da cihatçı müdürler ve yöneticilerin şecaati ve hikmeti ile elde edilmiştir. "

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin de değindiği gibi İslam İnkılabının son kırk yılda elde ettiği başarılar ve kazanımlar, cihatçı yönetimin sonuçlarıdır. Doğal olarak ülkenin gelecekteki gelişimleri de devrimciler ve cihatçıların farklı alanlardaki çabalarına bağlıdır. 

Ayetullah Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinde bu hususta şöyle buyurmuşlar: "Genç yöneticiler, genç işçiler, genç bilim adamları, genç aktivistler, siyasi, ekonomik, kültürel ve küresel arenalarda ayrıca din, ahlak, maneviyat ve adalet alanlarında sorumluluk üstlenmeleri gerekiyor. Geçmişte elde edilen tecrübelerden ibret almaları gerekiyor. Devrimci bakış ve ruh ayrıca cihatçı amellerden yararlanıp aziz İran'ı gelişmiş İslami düzen olarak bir model haline getirmeleri gerekiyor. "

Farklı alanlardaki devrimci faaliyetler ve çabalar İran İslam İnkılabının önemli özelliklerindendir. Halihazırda büyük bir gönüllü cihatçı insani güç ülkenin farklı noktalarında kişisel beklentiler ve isteklerden uzak bir şekilde halka hizmet vermek için sadık ve dürüst bir şekilde çalışmaktadırlar. Diğer taraftan ise farklı kültürel, ekonomik, askeri ve bilimsel merkezlerde de cihatçı yönetim sayesinde yeni kazanımlar ve başarılara dair haberler yayımlanmaktadır. 

Ayetullah Hamanei'nin de şiddetle desteklediği cihatçı yönetim şeklinin devam etmesi ve güçlenmesi sayesinde İran İslam Cumhuriyeti için de parlak bir gelecek düşünmek mümkün. İslam İnkılabı Rehberi bu hususta şöyle buyuruyorlar: "Cihatçı yönetim, ilahi niyet ve bilim ve dirayete dayalı, çalışma ve azimle yürütülürse ülkenin sorunları, mevcut durumda küresel güçlerin habaset dolu baskıları altında ve diğer koşullarda bile çözülebilecektir. Böylece ülke ileriye dönük hareketini de devam ettirecektir. "