Gizli Güneş – 15
Bugünkü sohbetimizde Buşehr nükleer santralinin nasıl çalıştığını gözden geçirmek istiyoruz.
Nükleer santraller nükleer teknolojinin en güzel vitrini olarak her zaman milletlerin ve devletlerin ilgi odağında olmuş ve bu gidişle daha uzun yıllar ilgi odağında devam edeceği anlaşılmaktadır.
Aslında dünyada fosil yakıtlar pek de uzak olmayan bir gelecekte biteceğinden beşeri toplumun nükleer enerjiye doğru hareket etmekten başka çaresi yoktur.
Bu bağlamda biz de İran’ın ilk nükleer santrali olan Buşehr nükleer santralini ziyaret etmeye ve bu santralin nasıl çalıştığını gözden geçirmeye karar verdi.
Buşehr nükleer santrali adından da anlaşıldığı üzere İran’ın Fars köfezi kıyılarında yer alan ve ülkenin önemli liman ketlerinden biri olan Buşehr liman kentinde yer alıyor.
Buşehr liman kenti Fars körfezinin mavi sularının kıyılarında yer alan ve bu kenti ziyaret eden herkesi hayran bırakan bir kenttir. Buşehr kenti sadece bu özelliği ile bilinmiyor ve bundan başka büyük petrol ve doğalgaz kaynakları ve ayrıca yeni yeni kavuştuğu nükleer santrali ve elektrik enerjisi üretimi ile de İran ekonomisinde stratejik bir yeri bulunuyor, öyle ki bu kente İran’ın enerji başkente lakabı verilmiş bulunuyor.
Ancak Buşehr adını İran’da, bölgede ve tüm dünyada duyuran en önemli özelliği hiç kuşkusuz İran’ın ilk nükleer santraline ev sahipliği yapmasıdır. Bilindiği üzere fosil yakıtların en büyük sıkıntısı, çevreyi ve özellikle havayı kirletmesidir, oysa nükleer enerji böyle bir sorunu yoktur ve çevre dostudur. Buna göre nükleer yakıtı kullanma durumunda çevrenin de bir çok sorunu çözümlenir.
Buşehr kentine geldikten sonra buşehr nükleer santraline girmeden ve ziyaretimizi başlamadan önce santralin enformasyon merkezine, yani santralin maketi ve nükleer reaktörü ile ilgili bilgilerin bulunduğu merkeze baş vuruyoruz.
Bu arada bu merkezi ziyaret eden ziyaretçilerin buradaki ziyaretçi defterine düştükleri notlar dikkat çekiyor. Ziyaretçi defterine yazılan notların tümü İran milletinin bu santrale kavuşmaktan duydukları onuru ve mutluluğu yansıtıyor.
Bilindiği üzere Buşehr nükleer santrali İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk nükleer santralidir. Gerçi bu santralin inşa aşaması engebeli bir süreci geride bıraktı ve inşaat çalışmaları uzun yıllar devam etti, fakat sonunda bu proje tamamlandı ve yaklaşık yedi yıl önce hizmete girerek ilk nükleer elektriği üretmeye başladı.
Buşehr nükleer santrali tüm ihtişamı ile bu liman kentin sahilinde yer alırken, ihtişamı ziyaretçileri hayran bırakıyor. Gerçi bir nükleer santralin kubbesinin altında komplike bir süreç devam ediyor ve tabiri caizse atomlar ve notrönler ve elektronlar durmadan hareket ediyor, ama yine de santralin görüşününe huzur ve metanet hakim olduğu anlaşılıyor.
Bu arada santralin aktif olan reaktörünün yanında adeta ruhsuz ve ölmüş bir reaktör sessizce duruyor.
Aslında bu sönük reaktörün ziyaretçilere anlatacak çok şeyi bulunuyor. Bir başka ifade ile bu reaktör, Buşehr nükleer santralinin sessiz tarihi sayılır.
Buşehr nükleer santralinin inşaatı ilk kez hş. 1354, miladi 1975 yılında Alman uzmanlarca başlamıştı. Fakat üç yıl sonra santral inşaatında yüzde 70’lik bir ilerleme kaydedildiği sıralarda İran’da İslam inkılabı vuku bulunca, Almanya yönetimi nükleer santralin inşaat çalışmasını durdurdu.
Daha sonra 1980’li yıllarda Alman uzmanlar yeniden İran’a geldi ve nükleer santralin inşaat çalışmasına yeniden başladı. Fakat daha sonra Saddam rejiminin düzenlediği füze saldırısı nükleer santralin binasına zarar verdi ve böylece Alman uzmanlar bir kez daha işi yarıda bırakarak santralin inşaatını tamamlamaktan vaz geçti.
Sonunda Rusya yönetimi devreye girdi ve Rus uzmanlar eski reaktörün yanı başında yeni bir reaktörü inşa etmeye başladı.
Buşehr nükleer santralini ziyaret etmeye geldiğimizde nükleer reaktör çalışıyordu ve bu yüzden içeri girmenin mümkün olmadığı belirtildi. Ancak nükleer santralde çalışan İranlı uzman burada yapılan maketin üzerinden ziyaretçilere santralin nasıl çalıştığını ve bazı özelliklerini anlatıyor.
İranlı uzman Buşehr nükleer santralini şöyle anlatıyor:
Buşehr nükleer santrali bin megavatlık bir santraldir. Bu santral VVER tipi bir santral sayılır, yani basınçlı hafif su ile çalışır. Bir başka ifade ile hidro termal santraller gibi biz burada buhar üreterek elektrik enerjisi üretiyoruz. Bu santralin hidro termal santrallerden tek farkı, kullanılan enerji türünün nükleer enerji olmasıdır.
İranlı uzman Buşehr nükleer santralinin çalışma tarzını şöyle anlatıyor:
Burada kullanılan nükleer enerji, nükleer reaksiyonun sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu santralde elektrik enerjisi üç merhalede üretilir. Yani Buşehr nükleer santralinin üç devresi vardır. İlk devrede veya diğer adı ile reaktör devresinde içinde zenginleştirilmiş uranyum yer alan reaktörün kalbi vardır ve enerji üretmenin esas kaynağıdır. İlk devre ayrıca su da içeriyor. Bu su 320 dereceye kadar ısıtılır ve basıncı da 157 Bar veya 15.7 mega paskal’a kadar yükselir. Bu basınçta su kaynamak, çünkü bu devre kapalı bir devredir. 321 dereceye kadar ısınan bu su, ikinci devrede bulunan suyun yanında buhar üreten sistemle temas halindedir. Buhar üreten sistemdeki su buharlaşarak buhar haline gelir ve yüksek bir basınçla türbine girer. Bu basınçlı buhar türbinin dönmesine sebebiyet verir ve sonuçta generatör dönerek elektrik üretmeye başlar.
İranlı uzman daha sonra Buşehr nükleer santralinin diğer bölümlerini anlatarak şöyle devam ediyor:
Birinci devrenin teçhizatı savunma ilkesine göre dünyanın her yerinde bulunan nükleer santrallerde olduğu gibi derinliklerde tasarlanarak uygulanır. Aslında nükleer reaktörlerin arzettiği muhtemel yüksek tehlike yüzünden radyoaktif maddelerin ve yine nükleer maddelerin sızmasını önlemek için bir dizi engellemeler uygulanır. Yani her nükleer reaktörün ve santralin tasarımında bu tür engeller ve koruma sistemleri öngörülür. Nükleer santralde çalışan personel de bir dizi genelgelerin ve güvenlik tedbirlerinin çerçevesinde bu koruyucu engellerin ve sistemlerin bakımından sorumludur.
İranlı uzman bu koruyucu katmanları ve engelleri de şöyle anlatıyor: burada ilk koruma gerçekte nükleer yakıt haplarıdır. Bu nükleer yakıt hapları Buşehr nükleer santralinde bulunur ve santralin enerji kaynağıdır.
İkinci koruyucu katman, nükleer yakıt çubuğunun kılıfıdır ve ardından birinci devre ya da reaktör devresinin duvarı gelir. Daha sonra ise küre şeklinde metalden bir koruyucu tabaka vardır ki ardından iki metre kalındığında beton bir tabaka ile desteklenir. Birinci devrenin reaktör, buhar üreten sistem ve boruları hepsi bu kabuğun içinde yer alır.
Biraz önce de belirtildiği üzere nükleer reaktörlerde çalışır vaziyette oldukları zamanlarda yüksek radyasyon yüzünden onlara yaklaşmak imkansızdır.
Buşehr nükleer reaktörünün ısı kaynağı yüzde beşin altında zenginleştirilmiş uranyum di oksit nükleer yakıtıdır. Bu yakın haplar şeklinde nükleer yakıt çubuklarına yarleştirilmiştir. Her 311 nükleer yakıt çubuğu ise bir nükleer yakıt paketini oluşturur. Buşehr nükleer reaktörünün kalbi ise 163 nükleer yakıt paketinden oluşmuştur. Bu reaktörün soğutucu sistemi de basınçlı hafif su ileçalışır ve bu yüzden bu reaktöre basınçlı hafif su reaktörü adı verilir.
Bir nükleer santralde reaktörün ana görevi ısı enerjisi üretmektir. Buşehr nükleer reaktöründe ısının üretilmesi nükleer füzyonla gerçekleşir. Bu reaksiyonda ağır bir atomun çekirdiği iki veya daha çok sayıda çekirdeğe bölümür. Bu süreçte büyük bir enerji, ısı enerjisi şeklinde serbest kalır.
Buşehr nükleer santralinin reaktörü ise 3 bin megavatlık ısı enerjisi üretme kapasitesine sahiptir.