Mayıs 17, 2019 19:21 Europe/Istanbul

İran’ın nükleer faaliyetleri ve tesisleri ile tanışmak üzere başlattığımız seyahatimizin devamında bugün İran’ın merkezi eyaletinin merkezi Arak kentine ve ardından Hundab’a gitmek istiyoruz.

Adı nükleer meselede sık sık duyulan Arak yöresi uygun iklimi ve dağların eteğinde yer alması yüzünden uygun yağış miktarı ile bilinen İran’ın güzel yörelerinden biridir. Bu bölgede dağların eteğinde uzanan ovaların hafif eğimi, yağışların yavaş yavaş yeraltı su kaynaklarına yönlenmelerine vesile oluyor. Bu yüzden Arak yöresi bölgesi yeraltı su kaynakları bakımından zengin bir bölge sayılır.

Ancak Arak yöresindeki su kaynaklarında dikkatimizi çeken önemli bir nokta, bölge suyunda dotriyum adında bazı moleküllerin bulunmasıdır. Nitekim dotriyum moleküllerinin yeraltı su kaynaklarında bolluğu, Arak ilçesinde Arak ağır su reaktörü ve nükleer tesislerinin şekillenmesine vesile oldu. Gerçi bizim ziyaret edeceğimiz yer Hundan’dır.

Hundab kenti Arak’ın 80 km kuzeybatısında yer alıyor. Biz de bu bölgeyi ziyaret ederek sizi İran’da yürütülen nükleer faaliyetlerin bir başka bölümü ile tanıştırmak istiyoruz.

Evet, şimdi bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti’nin bir başka barışçıl amaçlı nükleer tesislerinden birini ziyaret etmekten gurur duyuyoruz. Bu duygu bu tesisleri gezen her insanda uyanan bir duygudur. Zira burada da İranlı genç bilim adamları nükleer teknolojinin bir başka alanını hayata geçirerek İran İslam Cumhuriyeti için yeni bir onur kaynağı oluyor.

Arak ağır su reaktörü ve nükleer tesislerinin ilk tasarımı 1994 yılında başladı ve ardından gerekli teçhizatın ve çeşitli ünitelerin tasarım ve yapımına geçildi. Bu arada bu çalışmaların tamamen İranlı genç nükleer bilimciler tarafından yürütüldüğü belirtilmelidir.

Sonunda 2005 yılında Arak ağır sus tesislerinin ilk ürünleri elde edildi ve böylece bu büyük projede çalışan herkesin yüzünü gündürdü.

Eylül 2005’te Arak ağır su tesisleri uluslararası standart belgesini aldıktan sonra ağır su üretimine sanayi ölçekte başladı.

Ağır su aslında su moleküllerinin özel bir şeklidir. Bu suda hidrojen izotopları bulunuyor. Ağır su terimi genellikle ağır hidrojen okside ya da D2O’ya verilen addır. Ağır hidrojen ya da dotriyum, hidrojenin kalıcı izotopu sayılır ve 6400’de bir oranında doğadaki hidrojen atomları arasında bulunur ve fiziksel ve kimyasal özellikleri bir nevi hafif suya ya da bilinen H2O’ya benzer.

Neyse ki, Arak ağır su tesislerini ziyaret etmekle birlikte şimdiye kadar bilmediğimiz ağır su ve eşsiz özellikleri ile da tanışmış olduk.

Ağır su normal suya kıyasla daha geç kaynar ve daha çabuk donar. Aslında ağır suyun ilginç mazisi de vardır. İzotopların üzerinde yapılan araştırmaların öncelerinden kimyacı Harold Yuri, 1931 yılında daha sonraları suyun yoğunluğunu arttırmak üzere kullanılmaya başlanan ağır hidrojen izotopunu keşfetti. Ağır suyun ilk bilimsel kullanım alanı da 1934 yılınd Husi ve Hufer adındaki iki biyoloji uzmanı tarafından ortaya çıkarıldı. İki bilim adamı biyolojik iz sürme deneylerinde ağır sudan insan vücudunda suyun randımanını tahmin etmekte kullandılar.

Ancak günümüzde ağır su ve bileşenlerinin kullanım alanları dünyada çok özel yeri ve önemi bulunuyor.

Konu ile ilgili daha fazla bilgi edinmek üzere Arak ağır su tesislerinin genç Başkanı ile görüştük.

Şimdi ziyaretimizin devamında İranlı genç nükleer bilimcinin açıklamalarına kulak veriyoruz.

Ağır su aslında bilinen normal sudur, fakat aradaki fark, ağır suda bulunan hidrojen atomunün bir notrön fazlalığı söz konusudur ve gerçekte H2O bu sayede D2O’ya dönüşür ve moleküler kütlesi yüzde 10 kadar artmış olur. Bir başka ifade ile eğer normal suyun kütlesine 2 birim eklenecek olursa, ağır suya dönüşür ve moleküler kütlesi de 18’den 20 olur. Yani ağır su ağırlık bakımından da normal sudan daha ağırdır. Bu fazlalık biraz önce belirtildiği üzere yüzde 10 kadardır. Yani her bir litre normal su bir kg ise, ağır suyun her litresi 1.1 kg ağırlığındadır. Buna göre ağır suyun yoğunluğu da daha yüksek sayılır.

İranlı genç uzman şöyle devam ediyor:

Ağır suyun gerçekten bir çok meziyetleri söz konusudur. Zaten hidrojen atomu başlı başına doğada bir çok kullanım alanı vardır, üstelik sudan tutun ta tüm hidro karbonlu maddeler bol miktarda hidrojen içerir. Yine şu dotriyum bir notrön fazlalığı sayesinde çok ilginç özellikler kazanır ve sonuçta önemi de artmaya başlar. Bu önem özellikle bilimsel ve teknolojik alanlarda ön plana çıkar. Sebebi ise dotriyumun kimyasal açıdan hidrojen gibi davranması fakat fiziksel özellik bakımından bazı farklılıklar arzetmesidir. Yani eğer bir araştırmada sürecin izini sürecek olursak ve örneğin hidrojenin veya hidrojen içeren bir molekülün neler yaptığını takip edecek olursak, hidrojen yerine dotriyum kullanmamız yeterlidir.

Ağır su üretmek için ağır hidrojen içeren su moleküllerini normal su moleküllerinden ayırmak ve katıksız hale getirmek gerekir. bu işlemi yerine getirmek için dünyada farklı yöntemler kullanılır. Burada yatırım miktarı, ayrıştırma faktörleri, tüketilen enerji, ham maddeye ulaşım kolaylığı gibi etkenler ağır su üretiminde uygulanacak yöntemi seçmekte etkilidir.

Ağır su, dünyada en çok tüketilen kalıcı izotoptur ve günümüzde tıp, farmakoloji, sağlık ve hijyen ve sanayi sektörlerinde bol bol kullanılan bir maddedir. Ağır su doğada var olan bir maddedir. Her yedi bin normal su molekülünden biri ağır su molekülüdür.

Arak ağır su tesislerinde ağır su normal sudan elde edilir. Öte yandan ağır su üretiminde en önemli ham madde normal su olduğundan bu tesisler zengin yeraltı su kaynaklarına sahip olan Arak yöresinin Hundab ilçesinde inşa edilmiştir.

Hundab bölgesinde 600 kadar kuyudan sadece biri ağır su tesislerinde kullanılmasına bakıldığında, su kaynaklarının tüketiminde fazla bir oran sayılmaz. Ağır su üretim sürecinde ilkin kuyudan çıkarılan suyun iyonlardan arındırılması ve ardından içinde mahlul olan oksijen ve diğer gazları bu sudan arındırmak gerekir. arıtılan suların fazlası daha sonra özel yöntemlerle özel depolarda depolanır. Bu su arıtma tesislerine giren su kesildiği zaman devreye girerek sistem tarafından kullanılır.

İranlı uzman buradaki süreci şöyle anlatıyor:

Burada ilkin suyu kuyudan çekiyor ve pompaların yardımı ile iyonlardan arındırmak üzere özel bir sisteme yönlendiriyoruz. Burada suyun üzerinde bir dizi işlem gerçekleştirildikten sonra ağır su üretimi için ideal hale gelen su elde edililr. Bu su bir dizi havuza yönlendirilir ve daha sonra da pompalarla üretim işleminin yapıldığı bölüme gönderilir.

Arak ağır su tesislerinde bazı laboratuarlar da bulunuyor. Burada bulunan laboratuarlardan birinde çalışan İranlı uzmandan burada yapılan çalışmaları soruyoruz. İranlı uzman şöyle anlatıyor:

Bu bölümde bir dizi laboratuarımız vardır. Buraya gelen örnekler uluslararası güncelleştirilmiş standartlara uygun biçimde analiz edilir ve sonuçları analizleri talep eden ilgili birime gösterilir. Burada verilen onay belgeleri olmadan ilgili birimler süreci devam ettiremez ve mutlaka bizim onayımızı alması gerekir.

İranlı uzman şöyle devam ediyor:

Buraya gönderilen maddelerden örnekler alınır, analiz edilir ve elimizdeki standartlara uyup uymadığı araştırılır. Alınan örnekler standartlara uyduğu onaylandıktan sonra örnekler sisteme girer ve üzerinde bir dizi işlem yapılır ve nihai ürünü elde etmek için ortalama bir düzeye getirilir. Burada kullanılan standartlar tamamen uluslararası güncelleştirilmiş standartlardır. Ancak burada bizim genç nükleer bilimcilerimiz bu standartların tanımladığı sınırları aşmayı ve daha titiz analizleri gerçekleştirmeyi de başarmıştır. Tüm bu başarılar, Batılı devletlerin dayattıkları kısıtlamalara rağmen ve bize gerekli olan cihazları vermemelerine karşın elde edilmiştir ve hamd olsun şimdi bu konuda hiç bir sıkıntımız yoktur, zira İranlı genç bilimcilerimiz bunların hepsini yerel hale getirmeyi başarmıştır.