Mayıs 17, 2019 19:24 Europe/Istanbul

Bugün yine geçen bölümde uğradığımız Arak ağır su tesislerini gezmeye ve bu reaktörün nasıl çalıştığını uzmanlarından öğrenmeye devam etmek istiyoruz.

Geçen bölümde Arak nükleer reaktörünün bulunduğu nükleer tesislere uğramıştık ve burada bazı laboratuarların çalışmalarını uzmanların dilinden öğrendik.

Daha sonra günün sonuna geldiğimiz için ziyaretimize ara verdik ve şimdi bugün yeniden dağların eteğinde uzanan Arak ağır su tesislerinin yolunu tuttuk. Bugünkü ziyaretimizde yine tesiste çalışan genç İranlı nükleer bilimcilerden birinden bilgi almaya başlayoruz.

Arak nükleer tesislerinde çalışan İranlı genç uzman, tesislerde sudaki iyonların arındırılması ve suda mahlul olan oksijen ve diğer gazların da ayrıştırılmasından sonra elde edilen suyun çifte ısıdaki kulelere yönlendirildiğini ve hidrojen sülfür gazı ile reaksiyona girdiğini belirtiyor. Sıcak kulede hidrojen sülfür gazı, dotriyumu normal sudan ayırıyor ve ardından soğuk kulede suya geri veriyor. Böylece soğuk kulede dotriyum sayısı daha da artıyor. Bu süreç bir kaç kez tekrarlandıktan sonra yüzde 15 ağırlığındaki su bu birimden boşlukta damıtma birimine sevkediliyor.

İranlı genç uzman şöyle devam ediyor:

Bu birimin girişinde her 7000 normal su molekülünden bir molekülü ağır su molekülüdür ve burada her yedi molekülden biri ağır su molekülüdür, yani normal sudan bin kat daha ağırdır. Bir bakıma yoğunluğu artmıştır ve bir sonraki aşamada damıtılması ve yüzde 15’den yüzde 99.98’e yükselmesi gerekir.

Çifte ısıdaki ikiz kulelerde hidrojen sülfür gazı bu kulelerdeki reaksiyonların temel ihtiyacı olduğundan, bu gaz ağır su tesislerinin bir başka bölümünde üretilir ve ardından depolanır. H2S veya hidrojen sülfür renksiz ve oldukça zehirli bir gazdır. Bu gaz kolayca suda çözülür ve aynı zamanda yüksek oranda yanıcı ve patlayıcı bir gazdır. Hidrojin sülfür gazının atıkları çifte ısılı kulelerde yaşanan reaksiyonlardan sonra 80 metre yüksekliğindiki bacaların yardımı ile yakılır.

İranlı uzman şöyle devam ediyor:

Bu kulelerde ağır suyun yoğunluğu kulenin alt kısmında üst kısmına nazaran daha yoğundur. Bu sonu sonunda 404 kulesine ulaşıyor. Bu kulenin alt kısmında ağır suyun yoğunluğu yüzde 99.98 seviyesine ulaşıyor. Burada sudan elde edilen atıklar bir dizi filtreden geçirildikten sonra özel havuzlara yönlendiriliyor ve içindeki kirletici unsurlar tam olarak bertaraf edildikten sonra yeraltı kaynaklarına geri gönderiliyor.

İranlı genç bilim adamlarının nükleer alanda kaydettikleri bunca ilerleme İran milleti için büyük onur kaynağı sayılıyor. Üstelik dünya da bu ilerlemeleri büyük takdirle karşılayarak izlemeye devam ediyor. buna göre İran İslam Cumhuriyeti hali hazırda dünyada ağır su üretin beşinci ülke sayılıyor. Hali hazırda Arak ağır su tesisleri yılda 20 ton ağır su üretebiliyor. Her litre ağır suyun fiyatı ise dünya piyasalarında yaklaşık 700 dolar civarındadır. Arak ağır su tesislerinde üretilen ağır su ülkenin ihtiyacını karşılamaktan başka ihraç edilebiliyor.

Ağır suyun en önemli kullanım alanlarından biri, nükleer reaktörlerdir. Bu yüzden burada 40 megavatlık bir ağır su reaktörü tasarlanarak inşa edilmiştir. Bu reaktörde ağır su kullanmanın sebebi, dotriyum çekirdiğinin hafifliği, az miktarda notrön cezbetmesi, nükleer ışınların karşısında dayanıklılığı ve özelliklerinin değişmesi ve ayrıca dotriyumun nükleer yakıt çubukları ile reaksiyona girmemesidir.

Ağır su normal suya oranla 600 kat daha az notrön cezbettiğinden, bu sudan reaktörü soğutmakta da yararlanılır. Aslında Arak ağır su reaktörünün tasarım ve yapımının tek amacı sadece elektrik üretmek olmadığı da belirtilmelidir. Gerçi bu reaktör ürettiği 40 megavat elektrik enerjisi ile bu tesislerin ihtiyacı olan elektrik ihtiyacının tümünü karşılayabilir. Fakat bu reaktör için elektrik üretmek sarfeli bir çalışma değildir. Arak ağır su reaktörünün esas amacı radyoaktif ilaçları ve yine sanayi, tarım, araştırma ve tedavi amaçlı radyo izotopları üretmektir.

Arak ağır su reaktörü notrön fiziği üzerinde araştırma ve maddelerin testinde de yardımcı olabilecek bir reaktördür. Bu reaktörün bir başka değerli özelliği İranlı genç bilim adamları tarafından tasarlanan ve inşa edilen çimentodan binası ve kubbesidir. Bu tür yapıtların bilim ve teknolojisi ilk kez İranlı genç uzmanlarca elde edilerek yerel hale getirildi. Arak tesislerindeki kubbe, demir ve betondan iki katmanlıdır ve reaktörü her türlü radyasyona ve beklenmedik doğal afetlere ve diğer tehditlere karşı korur.

Eskiden ağır sudan, ağır su reaktörleri yavaşlatıcı veya soğutucu olarak yararlanılırdı. Ancak günümüzde ağır su sağlık, ilaç, tıp, çevre, tarım, sanayi ve benzeri bir çok alanda stratejik bir madde olarak kullanılır. Bundan başka günümüzde ağır sudan yararlanmak sureti ile tedavisi zor olan hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar üretilir. Dotriyum dünyada bu bağlamda en çok kullanılan ilk kalıcı izotoptur. Hali hazırda Arak ağır su tesislerinde bu maddenin 25 versiyonu üretilir.

Tesisin genç Başkanı çağımız, ağır sudan yararlanma çağı olduğunu ve bu değerli maddenin kullanım alanları vee maddeye yönelik talebin her geçen gün arttığını vurguluyor. Genç Başkan şöyle devam ediyor:

Günümüzde ağır suyun ufku çok parlaktır ve kullanım alanları, ister doğrudan ister dolaylı olsun, her geçen gün biraz daha artıyor. Örneğin şimdi hatta ağır suya ihtiyaç duyduğumuzu söyleyebiliriz. Gerçi bazı ülkeler ağır su üretiyor ve satıyor, ama yine de piyasada fiyatı her geçen gün biraz daha yükseliyor. Bu bağlamda bilimsel makaleleri takip ettiğimizde, ağır suda sürekli gelişen bir sürece şahit oluyoruz ve gerçekte bu madde için çok parlak bir gelecek öngörüyoruz.

Günümüzde dotriyum içerikli bileşenler ilaç, tıp, sağlık, tarım, çevre, polimer sektörü, moleküler yapıların belirlenmesi, maden suyu kaynaklarının incelenmesi, planktonların gelişme evresinin incelenmesi, çeşitli maddeleri oluşturan unsurların tespiti ve bir çok sanayi alanında kullanılıyor.

İranlı uzman bu konuda şöyle diyor: günümüzde bazı maddeleri işaretlendirmek üzere dotriyumdan yararlanıyoruz. Bu maddenin bir başka kullanım alan sanayide ve maddelerin kalitesini yükseltmektedir.  Buna fiber optik sektörünü örnek verebiliriz. Bu madde ayrıca CPU yapımı ve diğer bazı yarı iletken maddelerde kullanılır ve randımanlarını yüzde 30 ila yüzde 40 yükseltir. Bugün dünyanın önde gelen büyük firmaları bu tür konuların üzerinde çok çalışıyorlar ve özellikle yüklü yatırımlar yapıyorlar, fizik, nano teknoloji alanları gibi.

Her halükarda İranlı uzmanın anlattıkları insan irade ettiği takdirde her şeyi yapabileceği gerçeğini ortaya koyuyor. Buna göre bu tesislerde üretilen su da bir çok ürünün ham maddesi olarak kullanılıyor, öyle ki bu ürünlerin her biri de insanların yaşamında büyük değişikliklere yol açabiliyor.

Hali hazırda aralarında ABD, Kanada, ve bazı Avrupa ülkelerinin de bulunduğu toplam 9 ülke ağır su üretiyor. Şimdi ise İran da ağır su üreten ülkelerin arasında katıldı, üstelik bu suyu üretme teknolojisini İranlı genç bilim adamlarının katkıları ile tamamen yerli hale getirdi ve ülkenin başka sanayi sektörlerinin gelişmesine katkı sağladı.