Eylül 24, 2019 21:45 Europe/Istanbul

Bu bölümde İran İslam Cumhuriyeti'nin ortaya koyduğu Direniş Ekonomisi modeli ile konuşmak istiyoruz.

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adımı başlıklı bildirisinde şöyle buyurmuşlardır: "Kaliteli ve toptan üretime, adil paylaşım, tasarruf ve israftan uzak akılcı yönetime dayalı yerli bağımsız ekonominin kuvvetlendirilmesine yaptığım vurgu ekonominin toplumun bugün ve yarınki hayatına yapacağı hayret verici etkiden dolayıdır. " 

Göründüğü gibi Ayetullah Hamanei tarafından İslam İnkılabının kırkıncı zafer yıldönümü dolayısı ile hazırlanan İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinin önemli bir kısmı da ekonomiye ayrılmıştır. Ayetullah Hamanei bu alanda her daim iki konuyu göz önünde bulundurmuşlardır: İlk olarak son kırk yılda yaşanan büyük ekonomik atılımlar ve gelişmeler ikincisi de kaydedilen gelişmeler, var olan kusurlar ve yetersizliklere rağmen İran ekonomisinin hala filizlenmeye ve gelişmeye devam etmesi. 

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei bu bildiride ekonomi hususunda şöyle buyurmuşlardır: "İslam İnkılabı tağut Pehlevi Rejimi döneminin yolsuzlukla dolu, bağımlı ve zayıf ekonomisinden kurtulma yolunu bize göstermiş oldu. Ancak zayıf performanslar ve düşmanların vesveseleri içeriden ve dışarıdan bu alanda sorunlar yaratmıştır. Dış sorunumuz yaptırımlar ve düşmanların vesveseleridir. İç sorunlar giderilirse bunların etkisi azaltılıp hatta etkisizleştirilebilir. İç sorunlarımız ise yapısal ve yönetimsel olarak bulunan kusurlar ve eksikliklerdir." 

Bu doğrultuda İslam İnkılabı Lideri ekonomik iktidarın arttırılması için yapısal ve yönetimsel sorunların giderilmesini isteyerek bunun İran İslam Cumhuriyeti'nin iktidarını arttıracağına vurgu yapmıştır. Ayetullah Hamanei bildirilerinde İran İslam Cumhuriyeti'nin ekonomik hedeflerinin tam olarak gerçekleşmemesinin önemli nedenlerinden birinin de bazı sorunların varlığı ve de son kırk yılda kimi yetkililerin İslam İnkılabı hareketinden gaflet etmesi olduğunu belirtti. 

Ülkenin ekonomik sorunları ile yakından ilgilenen ve konu hakkında geniş bilgiye sahip olan Ayetullah Seyyid Ali Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adım bildirisinde bu alandaki kimi sorunların petrole bağımlı kalma, ülkenin büyük kapasitelerini ihmal etme, ekonomik siyasetlerin istikrarsız olması ve önceliklere riayet edilmemesinden kaynaklandığını söyledi. 

Ayetullah Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adım bildirisinde ülkenin ekonomik gelişme hızının arttırılması ve bu yoldaki engellerin aşılması hususunda şöyle buyurmuşlardır: "Bu sorunların çözüm yolu, direniş ekonomisi siyasetleridir. Direniş ekonomisinin tüm bölümleri için planlamalar yapılmalı, güçlü, enerjik ve sorumlu bir şekilde hükümetler tarafından izlenmeli ve hayata geçirilmelidir. "

Ayetullah Hamanei bildirinin bu kısmının devamında bu önemli ekonomik stratejinin bazı özelliklerine şöyle değinmişlerdir: "Ülke ekonomisinin içeriden beslenmesi ve büyümesi, üretken ve bilim tabanlı olması, ekonominin kamulaştırılması ve hükümetlerin yetkilerinin azalması, ve daha önce değindiğim kapasitelerden yararlanarak dışa açılım, bu ekonomik çözüm yolunun önemli parçalarıdır. " 

Aslında Direniş Ekonomisi projesinin genel siyasetleri ve çerçevesi yıllar önce Şubat 2014'te İslam İnkılabı Rehberi tarafından üç erkin başkanlarına da tebliğ edildi. Direniş Ekonomisi iki temel inanca göre oluşturulduğu gözlemlenmektedir. İlk olarak İran'ın zengin insani ve ekonomik kaynakları varken ekonomik alanda da kendi ayakları üzerinde durması ve kendine yaslanması inancı büyük bir önem taşıyor. Yerli güçlerin büyük işler başarmakta ve temel gelişmeler sağlamaktaki yeteneklerine ve marifetlerine güvenmek direniş ekonomisinde önemli bir ilkedir. Nitekim son kırk yılda da ekonomik alan olmak üzere farklı sahalardaki büyük başarılar da insanlar ve yetkililerin dışarıdan destek beklemeden " Biz Yapabiliriz" sloganına inanarak iş birliği yaptığı dönemlerde elde etmesi bunun açık bir göstergesi olmuştur. Aslında " Biz Yapabiliriz" sloganı, İmam Humeyni'nin ortaya koyduğu, İslam İnkılabının zaferine yol açan bir şifre idi. Şimdi de Ayetullah Hamanei her daim bu slogana atıf yaparak bu konuya vurgu yapmaktadır. 

Direniş ekonomisinin dayandırıldığı bir başka önemli noktaya da İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei değinmiştir. Bu konu ise İran'da var olan büyük insani ve maddi kapasitelerdir. 

İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinde eğitim görmüş motive insani güç konusunda şöyle yazılmıştır: "Ülkenin en ümit verici kapasitesi iman ve dine dayalı derin ve asil altyapılı yetenekli ve etkin insani gücüdür.... 15 ila 40 yaşı arası 35 milyon kişi, yüksek öğrenim görmüş yaklaşık 14 milyon kişi, bilim ve mühendislik dalları mezunları açısından dünyada ikinci konumda yer almamız, devrimci ruhla iç içe yaşayan gerçek cihada hazır büyük bir genç kitlesi ve bilimsel, kültürel, endüstriyel ve saire alanlarda faaliyet gösteren sayısız genç araştırmacılar ve bilim adamları, ülkemizin hiçbir maddi servetle kıyaslayamayacağımız gerçek ve büyük servetleridir."

İslam İnkılabı Lideri görüş açısından doğal ve maddi kaynaklar ve imkanlar önemli olsa da genç, çalışkan ve uzman genç insani gücün bu kaynakları daha doğru kullanması çok önemlidir. Ayetullah Hamanei bu konuda şöyle buyurmuşlardır: "Ülkenin maddi fırsatları da uzun bir listeyi oluşturmaktadır. Motive, akıllı ve yetenekli müdürler bu fırsatlardan yararlanarak milli gelirleri ciddi derecede arttırarak ülkeyi zengin ve ihtiyaçsız hale getirip gerçek anlamı ile özgüvenli yapıp mevcut sorunları çözebilirler. "

İslam İnkılabı Lideri daha sonra ülkenin maddi kapasiteleri ile ilgili şöyle buyurmuşlardır: "Yeraltı kaynaklarımız, Doğu, Batı, Kuzey ve Güney arasındaki seçkin coğrafi konumu, büyük milli piyasa, 600 milyonluk nüfusa sahip 15 ülke ile komşu olup büyük bir bölgesel piyasaya erişim, uzun sahil şeridi, tarımsal alanların bolluğu ve bu ürünlerin bol üretimi, büyük ve çeşitli ekonomi ülkenin bu alandaki bazı kapasiteleridir. Tabii birçok kapasite de el değmemiştir. Söylenenlere göre İran kullanılmamış doğal ve insani kapasiteler açısından dünyada ilk sırada yer almaktadır." 

Direniş Ekonomisi büyük insani güç nüfusu ve de maddi kaynaklardan yararlanarak İran'ın dünyanın en büyük ekonomilerinden birine dönüştürmeyi hedeflemektedir. Böyle bir ekonomi çalışma ve istihdam alanında aktiflik ve dinamikliğe, ekonomik büyüme oranının artmasına, milli üretim, istihdam, genel refah düzeyinin artmasına  de toplumsal adalete dayalı ekonomik düzenin yaygınlaşmasına yol açacaktır. 

Direniş Ekonomisinin en önemli hedeflerinden biri de ülkenin petrole bağımlılığının azaltılması ve daha sonra kesilmesidir. İslam İnkılabı Rehberi ise ülkenin petrole bağımlılığını her daim eleştirmişlerdir. Ayetullah Hamanei bu hususta şöyle buyurmuştur:" Petrol kullanılmasın demiyoruz. ancak ham petrolün kullanımı en aza indirilmelidir. Petrolü ürünler haline getirerek diğerlerine sunabiliriz. "

İran'ın petrole bağlılığı açısından kırılganlığı düşmanların özellikle de Amerika'nın ülkeye baskı uygulamak için İran'ı bu noktadan vurmasına neden oldu. Bu doğrultuda Amerika İran'ı petrol gelirlerinden yoksun bırakmak için petrol satışlarını yaptırımlara tabi tutmuştur.

Tabii Direniş Ekonomisinin büyük hedeflerine varmak için doğru ve topyekun, hedefli bir planlamanın yapılması kaçınılmazdır. Şimdiye kadar ise Direniş Ekonomisinin yol haritası ve belli başlı özellikleri belirlenmiştir. İslam İnkılabı Liderinin İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisi ve de Direniş Ekonomisi Genel Siyasetleri belgesindeki açıklamalarına göre direniş ekonomisinin belli başlı özellikleri şöyle sıralanabilir: Ülke içinden kaynaklanma, dışa açılım, bilim tabanlı , adalet yanlısı olma ve yolsuzlukla mücadele mahiyeti bu özelliklerden bir kaçıdır. 

Direniş ekonomisinde insanların üretim faaliyetleri sürecindeki  rolüne, ister işçi, ister iş veren ve sermaye sahibi, uzman, girişimci olsun önem verilmektedir. Son yıllarda ise Ayetullah Hamanei yerli üretime vurgu yaparak özellikle de yetkililerin bu konuda daha fazla çaba göstermesini istemiştir. 

Yerli üretimin desteklenmesi ise güncel teknolojileri kullanmaya yönelmekle gerçekleştirilebilir. 

İran İslam Cumhuriyeti ise halihazırda bilimsel olarak dünyada uygun bir konuma sahiptir. Aslında bu bilimsel gelişme, yerli üretimin niteliği ve niceliğini de olumlu yönde etkilemelidir. 

Direniş Ekonomisinde halkın refah ve gelir düzeyinin artması özel bir konuma sahip olsa da ancak bu yaşam kalitesi artışı toplum düzeyinde adil ve dengeli bir şekilde yaşanması gerekir. Böylece sınıf farkı da azaltılabilir. Böyle bir ekonomik adaletin uygulanması için siyasi ve ekonomik yolsuzlukla ciddi şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. Direniş ekonomisinde ise bu meseleye büyük bir önem verilmiştir. 

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei yolsuzlukla mücadele konusunda ise şöyle buyurmuşlardır: "Halkın ekonomi arenasında olmasını istiyorsak ekonomi arenasını güvenli hale getirmemiz gerekiyor. Ekonomik güveni inşa etmek istiyorsak yolsuzluk yanlıları, suiistimalciler, kuralsızlar ve de ihlalcilerin ellerini bağlamamız lazım."

Direniş Ekonomisi aslında yerli insani güç, imkanlar ve üretim kapasitesine önem verdiği kadar ülke dışına da kayıtsız kalmamaktadır. Bu ekonomik stratejide, İran ürünlerinin ihracatı ve kürsel piyasalarda satılmasına da önem verilmektedir. 

Tüm bunlara rağmen İran İslam Cumhuriyeti halihazırda bilim ve teknoloji, askeri, siyaset ve kültür alanında etkin bir güce dönüştüğü sırada İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin ülkenin ekonomik temellerinin direniş ekonomisi çerçevesinde güçlendirilmesi ve böylece ekonomik sorunların çözülmesi doğrultusundaki yol gösterici sözlerinin uygulanması İran'ın ekonomik iktidarını da arttıracaktır. 

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei İslam İnkılabının İkinci Adımı başlıklı bildirisinde şöyle buyurmuşlardır: "Kaliteli ve toptan üretim, adil paylaşım, tasarruf ve israftan uzak akılcı yönetime dayalı yerli bağımsız ekonominin kuvvetlendirilmesine yaptığım vurgu ekonominin toplumun bugün ve yarınki hayatına yapacağı hayret verici etkiden dolayıdır. " 

Etiketler