İyi Yaşamak Sanatı-22
Bu bölümde sanal alemin hayatımızdaki etkisini ve doğru kullanımı ile ilgili konuşacağız.
Sağlıklı, neşe dolu ve huzurlu bir hayat sürmek, daha iyi anları tecrübe etmek için farklı becerilere sahip olmamız şart. Yaşam becerileri sizi geliştirecek ve ilerlemenize yol açacak araçlar misalidir. Zaman yönetimi, davranış yönetimi, kendini yetiştirme, ruhsal gelişme, faziletlerin edinilmesi, eş ve çocuklara davranılması şekli ve birçok diğer beceri hayatınızın kalitesini arttırabilir.
Bu yüzden bu becerileri öğrenmek ve bu alandaki kabiliyetlerimizi arttırıp durgun ve hareketsiz olmaktan kaçınmalıyız. Kendini geliştirmeyen insan pis kokan bir bataklığa dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya.
İlk adımda güçlü ve zayıf noktalarınızı tanımalısınız. Zaaflarınızdan korkmayıp üstüne giderek korkularınızı da yenmelisiniz. Eksik yanlarınızı ve kusurlarınızı boş bir saksı gibi bırakmayın. Bu boşluklara güzel çiçekler ekip bu çiçekleri yetiştirmeye çalışın. Güneş her gün güzel bir doğuş ile karşımıza çıkıyor. Biz de bu doğuştan ders çıkarıp bir güneş gibi hareketli ve dolu dolu bir yaşam sürmeliyiz.
Mevcut dönemde öğrenilmesi büyük bir öneme sahip olan becerilerden biri de sanal alemin yönetilmesidir. Günlük olarak yüzlerce milyon kişi dünya çapında internete bağlanmaktadır. İnternetin en temel işleyişlerinden biri de insanlar arasında toplumsal ilişkinin kurulmasıdır. Bu geniş çaplı sanal ilişki ortamı tabi ki hem olumlu hem olumsuz yanları vardır.
Sanal ilişkilerin olumsuz yanlarından ve fazla kullanılmasının zararlarından biri de aile ortamındaki samimiyetin azalmasıdır. Günümüzde internetin geniş çapta kullanılması özellikle de sosyal şebekelerdeki faaliyetlerin artması ile aile bireyleri arasındaki konuşmalar da epey azalmıştır. Halbuki aile bireyleri arasındaki konuşmalar toplumu da doğrudan etkilemektedir. Aile ortamındaki sık ilişkiler ve konuşmalar aile bireylerinin becerileri ve kabiliyetlerinin tanınmasında ve filizlenmesinde de büyük öneme sahiptir. Bu ilişkilerin iyi düzeyde olması aile ocağını sağlamlaştırarak aile ortamını daha da simimileştirip aile bireylerinin bir birlerine kenetlenmesine neden olur. Her nedenden dolayı iyi düzeyde ailevi ilişkiler söz konusu olmadığında hayatta da yüce hedeflere erişmek yolunda büyük engeller oluşturulur. Böylece insanların ilişkileri de iyice zayıflamış olur.
İranlı toplumsal meseleler uzmanı ve araştırmacısı Dr. Afşin Tabatabai aile ortamındaki konuşmaların önemi hususunda şöyle diyor: "İki taraflı doğru ilişkiye dayalı becerilerin öğrenilmesi, iyi niyetli olmak ve sorunları çözmeye yönelik ortak fikir yürütme, tüm zorlukların geride bırakılmasının anahtarıdır..... Çoğu ailelerde, bireyler arasında diyalog ve konuşma kültürü olmadığından, çocukluk çağında bu konuda gereken eğitimin verilmemesinden dolayı çoğu erkek ve kadınlar hayatın farklı zorlukları ve sorunları karşısında kafa karışıklığı yaşayıp yanlış yollar seçerek çaresizlik, öfke, kahır, bunalım ve diğer pasif durumlara düşerler. Halbuki insanlık tecrübesi ihtilafların, anlaşmazlıkların, uzlaşmazlıkların, duygusal ve ruhsal düğümlerin açılması ve çözülmesinin yolu konuşma ve diyalog olduğunu ispatlamıştır. "
Günümüzde aynı evde yaşayıp ancak ruhsal ve duygusal bakımdan aralarında kilometrelerce mesade olan aile bireyleri ile karşı karşıyayız. Böyle bir ailede kişiler en az konuşma yapıp hiç empati yapmaya zaman ayırmıyorlar. Bu da aile temelini bozup topluma ağır maliyetler yüklemektedir. Aile bireyleri arasındaki mesafeleri açan nedenlerden biri de sosyal medya ve sanal alemdir.
Tüm bunlara rağmen sanal alemin sadece zararlı olduğunu söylemek de mümkün değildir. Devrimizde sanal alemin ailelerden samimiyet ve konuşma imkanını aldığı doğrudur. Ancak aile bireyleri doğru bir planlama ve zaman yönetimi yaparak belli saatlerde sanal aleme yönelip tablet, bilgisayar ve cep telefonu kullanımlarını en aza indirerek anne, baba, eş ve çocukları ile de yeterli zaman geçirebilirler.
Kimilerine göre sanal alem canlı iletişim türlerini azaltsa da genelde iletişimi güçlendirmiştir. Bu gruba göre farklı yaşlardaki farklı kesimlere bağlı kişiler sosyal ağda bir araya gelme imkanı bulup gerçek alemde çok uzak olmalarına rağmen ilişki kurabiliyorlar. Bu kişiler e-posta, kısa mesajlar, konuşma odaları, bloglar ve oyunlar aracılığı ile yeni bir toplumsal ilişki kurma şeklini deniyorlar. Bu insanlar daha rahat bir şekilde farklı kültürlerle tanışıp hatta kimi zamanlar görmedikleri dostlar edinirler.
İranlı eğitim psikolojisi uzmanı ve İran Bilişsel Bilimler Araştırma Merkezi öğretim üyesi Dr. Mehdi Devayi sanal alemin kullanılma şekline göre aileyi olumlu veya olumsuz yönde etkileyebileceğini düşünüyor. Dr. Devayi artık devrin değiştiğini artık geçmişte olduğu gibi aile bireylerinin tatil günlerinde büyük baba ve büyükanne evlerinde toplanamadıklarını bir birlerini ziyaret edemediklerine değinerek mevcut durumda aile bireylerinin arasındaki mesafenin de açıldığını ve artık özellikle de coğrafi ve eğitim nedenlerinden dolayı aile bireylerinin birbirinden uzak kaldığını, sanal alem üzerinden ilişkileri güçlendirdiğini söylüyor.
Dr. Devayi sözlerine şöyle devam ediyor: "Sanal alem aile üyeleri ile daha fazla toplu faaliyetlerde bulunmak için kullanılırsa faydalı olacaktır. Aylık olarak 18 ila 20 kez bir araya gelerek ortak projeler yürüten aileler sağlıklı aile sayılıyorlar. "
Örneğin aile bireylerinin bir arada yemek yemeleri, gezmeleri, ibadet etmeleri, eğlenmeleri ve vakit geçirmeleri ailevi ilişkilerin korunmasına ve güçlenmesine neden olur. Büyükbaba ve büyükannelerinin evlerinde toplanmak da bunun bir başka örneğidir. Ancak sanal alem bu gibi ailevi toplanmaları baltalıyorsa artık aile ilişkileri bakımından zarar verici noktaya gelmiş demektir. "
Dr. Devayi'nin görüş açısından sonuçta biz kendimiz sanal alemin faydalı veya zararlı olması gerektiğini belirliyoruz.
Eğer sanal alem ve medyatik imkanlardan bir araya gelmek, arkadaşlar ile konuşmak ve aile ilişkilerini ayakta tutmak için faydalanıyorsak bu olumlu bir kullanımdır. Ancak bunun tersi yaşandığında sanal alemin de yıkıcı boyutları ile karşı karşıya kalabiliriz.
Sanal alemin diğer zafiyetlerinden ve olumsuz yanlarından biri de bu alemde faydasız ve işe yaramayan büyük bir bilgi, fotoğraf, video ve metinlerle karşı karşıya kalmamızdır. Bunların bazıları ise insanları ahlaksızlaştıran içeriklere de sahiptir.
Kimi toplumsal araştırmacılar da bu içeriklerden dolayı sanal alemin ailevi ilişkileri bozduğunu özellikle de eşlerin duygusal olarak boşanmasına yol açtığını düşünüyorlar. Kimi zaman eşler sanal alemde karşı cins ile tanışıp sağlıksız bir ilişki içerisine girerek eşlerine ihanet ediyorlar. Bu da sonuçta ailenin dağılmasına ve en çok da çocukların zarar görmesine yol açmaktadır.
Bazı toplumsal meseleler uzmanları da kimi toplumsal anormalliklerinin normalleştirilmesini ve internet üzerinden kumar oyunları, gayrı meşru arkadaşlıklar ve sağlıksız ilişkiler gibi sıra dışı davranışların yaygınlaşmasının da internet ortamındaki zararlardan olduğunu düşünüyorlar.
Sonuçta sanal alem ve sosyal şebekelere toplumsal bir gerçek penceresinden bakmamız gerektiği söylenmelidir. Bu doğrultuda toplumsal şebekelerin kullanımında da planlamaya ihtiyaç duyulduğu söylenebilir. Kendimiz ve çocuklarımızın becerilerini güçlendirmek ve ruhsal ve duygusal sağlığımızı korumak için sanal alemdeki faaliyetleri yönetmek ve görsel ve işitsel ilişkileri güçlendirmemiz gerekiyor.
Tabii bunun gerçekleştirilmesi için diyalogların ve konuşmaların kalitesi de arttırılmalıdır.
Bu arada anne ve baba aile ocağının temelleri olarak evde konuşma ortamının sağlanması için çaba göstermeli ve çocuklarını da bu konuşmalara dahil etmeleri gerekiyor.