Nisan 18, 2020 06:02 Europe/Istanbul

Bu bölümde eşler arasındaki iyi ilişkiler ve sadakatin başarılı bir ailenin kurulmasındaki rolünü konu edineceğiz.

Aile her zaman tüm beşeri topluluklar arasında en temel toplumsal kurumdur. Sosyologlar açısından  aile, evlenme bağı ile, kan akrabalığı veya evlat edinme ile bir birleri ile ilişkili olan kişilerin birliğidir. Bu kişiler bir birlerinin yanında ortak kültür oluşturmaktadırlar. " 

Görünüşte atılan ilk bakışta ailenin temel bileşenlerinin özgün toplumsal gelenekleri ve adabı bağlamında evlenen daha sonra da çocuk sahibi olan bir kadın, bir erkek olduğu anlaşılır. İşte evlenmenin tatlı meyvalarından biri de çocuk sahibi olmaktır. Çocuklar tıpkı bahçıvanın yetiştirdiği ağaçların tatlı meyvaları gibidirler. Evin bahçıvanları yani ebeveynler bu meyvaları görünce sevinirler. Sağlıklı ve salih çocuklar yetiştiren anne ve babalar ise bundan gurur duymaktadırlar. 

Başarılı ve sağlıklı bir aile kendiliğinden meydana gelmemektedir. Sağlıklı ve doğru bir evlenme, mutluluk ve iyi bir yaşamda önemli bir paya sahip olsa da ancak mutluluğu garanti etmemektedir. 

Bir kadın ve erkek evlenmek için doğru seçimi yaptıktan sonra da kendilerini iyi tanımalı, iyi anlaşmalı, olayları doğru kavramalı, affetmeli, sabırlı olmalı, sorumluluk üstlenmeli, ihanet etmemeli ve birçok parametreye uymalıdır. Böyle mutluluk ve başarıya ulaşabilir. 

Psikologlar kadın ve erkeğin bir birlerini doğru tanımaları halinde daha rahat karşılıklı anlayışa ve uzlaşıya varacaklarını düşünüyorlar. Bir ailede anne ve baba olarak karı koca arasındaki anlayış ve anlaşma birçok gerilim kaynağının ortadan kalkmasına ve ailedeki çocukların güvenlik ve huzur içerisinde büyümesine yol açar. Böyle uzlaşma ve anlayış çerçevesinde bir ilişki, çocuklar arasında ve ayrıca onların ebeveynleri arasında sağlanabilirse o zaman evde çok taraflı bir uzlaşma ve anlaşma ortamı yaratılır. Bu da olağanüstü sonuçlara yol açar. 

Örneğin Ali isimli birinin aile fertleri onun düşük gelirli olduğunu biliyorlar. Ali ailesinin her istediğini karşılayamıyor. Zaten onun maaşı ve geliri sadece temel ihtiyaçları karşılamaya yetiyor. Böyle bir durumda eşi veya çocuklarından biri bile aşırı isteklerde bulunursa babasına mali baskı yapılmasına neden olup Ali'yi strese ve sinirsel baskılara maruz bırakacaktır. Örneğin böyle bir ailenin oğlu, bisiklete sahip olmasına rağmen yeni modeller arayışına girmesi babaya ağır yük yükleyebilir. Veya ailenin annesi kötü mali koşullar altında evin dekorasyonunu değiştirip mobilyalarını yenilemek isterse de aynı durumla karşılaşılır. İşte böyle bir mali yük altında da ailenin babası kötü davranışlar ve tavırlar gösterebilir. Stres ve sinirsel baskı altında kalıp olumsuz ve kötü duygularını dışa yansıtmak zorunda kalabilir. Ancak çocukları ve eşi babanın mali durumunu anlayışla karşılarsa, sadece temel ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlarsa ve bazı isteklerine göz yumarlarsa, onun durumunu anlamış, ona saygı duymuş ve evde huzurun hakim olmasına yardımcı olmuşlardır demektir. 

Aile ortamında uzlaşma ruhu hüküm sürerse tüm aile bireyleri en iyi şekilde tam bir huzur içerisinde beraber yaşayıp görevlerini de tam olarak yerine getirebilirler. Böylece büyük başarıların elde edilmesi de mümkün. Eşler arasındaki anlaşma ruhu onların bir birlerinin görüşlerine yakınlaşması ve bir birlerinin düşüncelerini ve dünya görüşlerini anlamaları demektir. Böyle bir ortamda iyi bir ilişki, derinden hayatı etkilemektedir. Tabii psikologlar ve aile danışmanları da karşılıklı anlayışa varmanın yüzde yüz şeklinde pratikte mümkün olmadığını zaten böyle tamı tamına bir görüş birliğinin da gerekli olmadığını ancak görece bir ortak noktaya varmanın yeterli olduğunu düşünüyorlar. Uzmanlar eşlerin anlaşmaları için belli başlı yöntemler ve stratejiler belirlemişlerdir. Sohbetimizin devamında bunlara değinmek istiyoruz. Aile danışmanları ve psikologlar eşlere bir birleri ile konuştukları zaman dikkatli bir şekilde bir birlerinin sözlerini dinlemelerini, sanki onların sözlerinden başkasına dikkat etmediğini gösterircesine davranmaları gerektiğini bunun haricinde olan her türlü davranıştan sakınmalarını tavsiye ediyorlar. 

Bu durum danışmanlık teknikleri arasında iyi dinleme sanatı olarak adlandırılmaktadır. Bu durum karşı tarafın sözlerinin kabul gördüğünü gösteriyor. Bu teknik danışmanlıkta geniş çaplı olarak kullanılmaktadır. Psikologlar ayrıca eşinizin ruh hali ve duygusal durumları üzerinde kafa yormanızı, onun ilgi alanları ve eğilimlerinden bir liste hazırlamanızı, bunları göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyorlar. Zaten eşi tanımak demek onun zevkini, ilgi alanlarını ve hedeflerini tanımak demektir. Eşinizin ilgi alanları ile ilgili konuşmakla anlaşmanın geliştirilmesi için de zemin hazırlanır. Maalesef sağlam bir diyalog ve konuşmanın ilkelerinden habersiz kimi eşler çoğu zaman tartışmalar yaşayıp anlaşma yerine faydasız ve kısır döngülü çatışma yoluna girerler. Onlar konuşmak için karşı tarafın zayıf noktasına odaklanıp ona stres yükleyerek onun savunma pozisyonu almasına neden olurlar. İşte tam da bu sırada gerilimler artar ve ortam gerginleşir. Halbuki anlaşmaya varmak için eşinizin ilgi alanları, yetenekleri ve iyi vasıflarından söz etmemiz gerekiyor . Bu doğrultuda onun zafiyetlerini de tolerans göstererek iyi bir yöntem  ile ona anlatmamız gerekiyor. 

Psikologların eşler arasında anlaşmanın sağlanması için bulunduğu tavsiyelerden biri de eşlerin kendilerini başkaları ile kıyaslamamasıdır. Bu da eşlerin hiçbir zaman kendilerini başkaları ile karşılaştırmamaları kendilerini hor görmemeleri demektir. Bu durumlarda kıyaslamak çok yıkıcı bir eylem olarak eşlerin ilişkilerini de ağır şekilde bozmaktadır. 

Psikologlara göre herkes, eşinin özgün ve eşsiz bir kişi olduğunu anlamalı ve eşinin olumlu ve olumsuz, kötü ve iyi yanlarının kimse ile kıyaslanamaz olduğunu kavramalıdır. Bu yüzden zaruret icabı, eşini, geçmişi ile karşılaştırabilir ve onun ahlaki, manevi ve düşünsel gelişimini ölçebilir. Aslında kişinin kendi geçmişine göre kıyaslanması anlaşma ve ortak noktaya varma yolunda da çok etkili olur. 

Psikologların anlaşmaya varmak yolunda bulunduğu tavsiyelerden biri de eşler arasında iyi ve güzel diyalogların yapılmasıdır. Psikologlar, eşlerin hayatın kargaşalarından uzak yan yana oldukları zaman bir birlerine özel ilgi duymaları gerektiğini ve bu özel anları tatlı ve samimi konuşmalar ile geçirmelerini tavsiye ediyor. 

Tenha köşelerde, huzur içerisinde yapılan iyi ve samimi konuşmalar eşler arasında güzel bir anlaşma duygusunun oluşmasına neden olup eşlerin insanlar arasında da bu anlaşma duygusunu sergilemesine yol açar.    

Hedeflerine varmak için hangi kelimeleri ve ifadeleri kullanacaklarını bilen eşler, karşı taraf ile anlaşmaya varmak için uygun bir zemin hazırlamış sayılırlar. Bu davranış içerisinde olan eşler, her kelime ve her ifadenin psikolojik ve duygusal yük taşıdığını kesin bir şekilde dinleyiciyi etkilediğini biliyorlar. Bu insanlar, başarılı bir konuşmanın içerisinde aşağılayıcı ve saygısızca ifadeler içermemesi gerektiğini biliyorlar. 

Eşlerin kendileri arasında anlaşma duygusu, her kişinin diğer tarafa yönelik duyduğu değersel duygunun ta kendisidir. Böyle bir duygunun hakim olduğu bir ortamda eşler diğerlerinin yanında da bu anlaşmayı koruma ve daha ciddi bir şekilde özel alanlarına saygı duymalarına fırsat bulurlar. 

Pskiologların eşlerin anlaşmaya varmaları yönündeki önemli tüyolarından ve tavsiyelerinden biri de sadakat çerçevesinde konuşmaktır. 

Eşlerin ilişkilerinde sadakat,  karı koca arasında samimiyet ve konuşma köprüsü kuran ve bu yöndeki eğilimi ve isteği arttıran bir köprü misalidir. Buna karşın eşe yalan söylemek, güvensizlik ve uzaklaşma duygusunu doğurur. Çünkü yalan işiten biri ister istemez bilinç dışı bir şekilde eşinin bir sonraki davranışları ve sözlerine kuşkulanır. Halbuki belki de eşi sadece bir kez yalan söylemiştir. Ancak yalanın ispatlanması ile bilinçsiz bir şekilde güvensizlik duygusu oluşur ve hayat güvensizlik bulutları ile kararır. 

Psikologlar kişinin özgüveninin az olduğu ve kendine değer vermediği sırada veya karşı tarafa güven beslemediği dönemde, onu kaybetme korkusundan dolayı yalan söylediğini düşünüyorlar. 

Bu çerçeve eşlerin anlaşma yönünde adım atmaları için sadakati öncelikli konu olarak göz önünde bulundurmaları şart. Karı kocalar hayatlarını sadakat ve doğruluk üzerine kurmuşlarsa saadet sarayına varabilirler. İmam Ali as'ın da söylediği gibi " İflah, doğrulukta aranmalı"