Başrılı Aile Kriterleri-4
Bu bölümde aile fertleri arasında duygusal bağları ve bu ilişkilerin niteliğini ele alacağız.
İmam Sadık as şöyle buyurmuşlardır: " Erkek, çocuklarına karşı duyduğu şefkat ve merhameti kadar Allah tarafından rahmete ve inayete layık görülür. "
Evet arkadaşlar aile, gelişme ve yücelme için kullanılması halinde ideal bir toplumun oluşmasına yol açan kutsal ve temel bir yapı ve kurumdur. Geçen bölümlerde başarılı bir ailenin bazı kriterleri ile ilgili konuştuk. Eşlerin sorumluluk üstlenmesinden bir birlerini tanımasına ve karşılıklı anlaşma ve anlayış gösterme noktasına varması, ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkilerin kişilerin karakteri, huyu ve ahlakının oluşmasında önemli bir role sahip olmasına değindik.
Aslında aile içindeki ilişkiler ne kadar samimi ve derinse aile fertleri de daha huzurlu ve iyi hisler içerisinde yaşayacaklardır. Psikologlar ve sosyologlar da aile ilişkilerinin güçlenmesinin kişinin sağlığı ve kişisel gelişiminde de büyük payı olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden sohbetimizin devamında eşlerin daha iyi ve daha başarılı bir yaşam için sahip olmaları gereken özelliklerinden sorumlu olma, danışma, iyi huylu olma, şefkatli olma, uzlaşmacı ve sabırlı olma ve benzeri ile ilgili konuşmak istiyoruz.
Ailenin temellerini sağlamlaştıran etkenlerden biri de danışmaktır. Danışmak, özel bir hususta diğerlerinin görüş açılarını ve düşüncelerini de almak demektir. Danışmak, Kuran-ı Kerim'de de değinilen bir husus olmuştur. Allahu Teala bu konuya da vurgu yapmış ve Alı İmran suresinin 159'uncu ayetinde Allah Resulü'ne hitaben şöyle buyurmuştur: "
وَشَاوِرْهُمْ فِی الْاَمْرِۚ
"... iş hakkında onlara danış..."
Bu çerçevede Hz. Muhammed saa de farklı meselelerde Müslümanlara danışıp onların görüşlerini de alırdı.
İstişare hususu Allahu Teala nezdinde o kadar önemlidir ki ilahi peygamber, faziletler ve tüm iyi vasıfların örneği ve göstergesi olan Hz. Muhammed saa'e bile istişare tavsiyesinde bulunmuştur. Bu tavsiyenin yapılmasının ana hedefi de Müslümanların da istişare ve danışmaya önem vermesi ve diğerlerinin de görüşlerinden yararlanmasıdır. Buna ilaveten Şura suresinde de Allahu Teala gerçek müminlerin diğer vasıflarının ve özelliklerinin yanı sıra işlerinde diğerlerine de danışmaları eğilimlerinden söz ediyor.
Allahu Teala Bakara Suresinin 233'üncü ayetinde, istişare kavramının yelpazesini genişleterek aile içinde geçerli olduğuna değinip istişarenin ailenin önemli hususlardaki kararlarının temeli olduğuna de vurgu yapar. Bu çerçevede de çocuğun sütten alınması hususuna de değinir.
Başarılı ailenin önemli kriterlerinden biri de eşlerin her fırsattan yararlanıp bir birleri ile diyalog kurmaları ve görüşlerini bildirmesi ve karşı tarafın görüşlerini duymasıdır. Eşler, bir birlerine danışarak, iş birliği yaparak yardımlaşarak, görüş farklılıklarını bir şekilde yöneterek dostane ilişkiler kurabilirler. Aile psikologları ise ev işlerinde ve ailevi sorunlarda da istişarenin zaruri olduğuna vurgu yaparak , bir birinin görüşlerine umursamaz davranmanın ve aile içinde başına buyrukluğun ve despotluğun yanlış bir şey olduğunu söylüyorlar. Böylece eşler bir birlerine danışarak kendilerini de daha iyi tanıyabilirler. Bu açıdan istişare yaparak eşler bir birlerinin düşünme tarzı, merakları, ilgi alanları ve gizli isteklerinden haberdar olabilirler.
İstişarenin diğer faydalarından eşlerin bir birlerine danıştıkları zaman bir şekilde karakterlerinin oluşmasında bir birlerine yardımcı olmaları ve karşılıklı olarak görüşlere ve fikirlere saygı duymalarıdır. Bu değerli duyguların medyana gelmesine zemin hazırlamak ise ortak hayatın temellerini sağlamlaştırır ve aileyi başarı, gelişme ve yücelme yoluna götürür.
Eşlerin bir birlerine danışmasının yanı sıra çocuklara de gençlik çağında özellikle de 12 yaşın ardından gelen dönemlerde istişare yapmak tavsiye edilmiştir. Gerçekte çocuklara saygı duyma ve onları sevip saymanın göstergelerinden biri de onlara özellikle de gençlik döneminin başından itibaren danışmaktır. Bu çerçevede gençlere dikkat etme ve onlara danışma, onları sevip sayma, onların düşüncelerinin ve davranışlarının gelişmesinde de etkili olur. Danışma çocukların gizli ve keşfedilmemiş düşünsel yaratıcılıkları ve akılsal yeteneklerinin tanınmasına da vesile olur.
Hayatın ve ailenin farklı meselelerinde çocuklara danışmak ve onların bilimsel ve toplumsal meselelerde görüşlerinin alınması onların potansiyel kapasitelerini ortaya çıkarmasına yardımcı olur. Çocuklar ve gençler kademeli olarak düşünsel bağımsızlığa kavuşup gelecek görevleri ile daha iyi bir şekilde tanışırlar.
İranlı Merhum Tabersi " Mekarim-ül Ahlak " isimli kitabında İslam Peygamberi Hz. Muhammed saa'dan şöyle bir rivayeti anlatmaktadır: "İnsanoğlu yaşamının ilk yedi yılında büyük ve amirdir. Hayatının ikinci yedi yılında emir kulu ve söz dinleyendir. Hayatının üçüncü yedi yılında ise ailenin bakanı, anne ve babanın danışmanıdır. "
Başarılı aile kriterlerinden biri diğer de aile ortamındaki samimiyet, şefkat ve merhamet duygusunun hakim olmasıdır. Şefkat tüm medeniyetlerin, gelişmelerin ana sebebidir. Şefkat olmadan ızdırap ve kaygı, huzur ve saadetin yerini alır.
Samimiyet ve şefkatin olduğu bir evde aile bireyleri de huzur ve güven içerisinde yaşar. Kuşkusuz şefkatli olmak ve şefkat görmek özellikle de aile ortamında olmazsa olmaz duygusal ihtiyaçlardandır.
Psikologlar açısından ailede sağlam ve doğru ilişkinin temeli de şefkatli olmak, merhametli ve muhabbetli olmaktır. Biliyorsunuz, şefkat dolu sevgi dolu bakışınız mucizeye yola açıp karşı tarafın yaratıcılığını, hayır niyetini ve iyi davranışını tetikleyebilir.
Eşler arasındaki şefkat ve merhamet duygusu her iki tarafın da konumunu sağlamlaştırabilir. Kadınlar ise duygularının daha kabarık ve güçlü olmasından dolayı merhamet, şefkat ve sevgi göstermekte daha başarılı olabilirler. Kadınlar sevgilerini gösterme maharetlerini eşlerine öğreterek mutlu bir yuva kurabilirler.
Psikolog uzman Marable Morgan bu hususta şöyle diyor: "Kadınlar çok güçlü ve eşsiz bir karaktere sahiptirler. Ancak birçokları bu husustan habersizdirler. Kadınlar Allah'ın onların vücudunda koyduğu müthiş güçleri keşfederlerse bu güçleri doğru şekilde kullanırlarsa her türlü sorun ve zorluğun üstesinden gelip aileyi sımsıcak bir şefkat ve sevgi yuvasına çevirebilirler. "
Duygusal ve gönül okşatan ifadeler ile sözlü ilişki kurmak da eşlerin ilişkilerini doğrudan doğruya olumlu yönde etkileyip aile temellerini de sağlamlaştırabilir. Sevgi ve şefkat dolu sözlü ilişki, aslında hem ailevi ilişkileri kuvvetlendiren hem de uygun bir duygusal ortam oluşturan çocukların da eğitilmesinde büyük rol oynayan eğitici bir araç ve yöntemdir.
Allahu Teala Kasas suresinin 9'uncu ayetinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: "
وَقَالَتِ امْرَأَتُ فِرْعَوْنَ قُرَّتُ عَیْنٍ لِی وَلَکَ ۖ لَا تَقْتُلُوهُ عَسَىٰ أَنْ یَنْفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا
"Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.”...."
Bu takdir edilen kadın, gönlü okşatan ve mantıklı konuşması ile eşini yumuşatıp bir çocuğu katledilmekten kurtarıp bir krizi önler. İşte Asiye'nin sevgi ve şefkat dolu sözleri tüm kadınlar için en güzel örnek olabilir.
Çocuklara sevgi beslemek, onlara şefkatli davranmak ve onlar ile samimi olmak çocukların karakteristik ve duygusal gelişmesine yardımcı olup yeteneklerinin keşfedilmesinde de olumlu etki yapar. Gençlik ve çocukluk döneminde oluşan duygusal düğümleri çözer ve davranışlarda dengelenmeye neden olur.
Çocuğun temel ihtiyaçlarından biri de sevgi ve şefkate duyduğu ihtiyaçtır. Ebeveynlerin bu fıtrata dayalı ihtiyaçlara kayıtsız kalması birçok toplumsal anormalliklere, duygusal boşluklara ve şefkat ve sevgi eksikliğine yol açabilir. Annenin kucağı, psikolojik bakımdan çocuğun sevgi ihtiyacını büyük oranda karşılar.
Eşler, bir birlerine karşı dikkatli olmalarının yanı sıra çocuklarını de fiziksel olarak ruhen ve manen de yetiştirmekle mükelleftirler. Gerçekte bu doğrultudaki görevler daha çok anneye düşmektedir. Çocuk anne vücudunda oluştuğundan dolayı doğum sonrasında da ona duygusal ve fiziksel olarak büyük oranda bağlıdır.
Bir diğer yandan ise Allahu Teala annelerin fıtratında çocuklara şefkatli ve sevgili davranma yeteneğini koymuş ve bu yüzden de anneler gebelik döneminde, bebeği besleme ve büyütme döneminde de sorunlar ve zorluklar ile karşılaşma gücüne sahip olmuştur. Anne tüm bu zorluklara rağmen yine de bebeğine ve çocuğuna sevgi beslemeyi iyi bilir.
Anne ve baba çocuklarına dengeli bir şekilde sevgi göstermelidir. Bu yapılmazsa çocuklar eğitim ve öğretim alanında belli başlı sorunlar ile karşı karşıya kalırlar. Sevgili ve şefkatli olmakta dengeli olmakta dengeyi korumak çok önemli bir husustur. Allah Resulü ise bu hususta şöyle buyurmuştur: " Ebeveynlerin çocuklarını her öpmesinde üç hasane yazılmaktadır. " İmam Sadık as ise bu hususta şöyle buyurur: " Erkek, çocuklarına gösterdiği şefkat ve sevgiye uygun derecede Allahu Teala tarafından merhamete ve inayete layık görülür. "