Başarılı Aile Kriterleri-6 (son bölüm)
Bu bölümde sohbetimizi toparlamaya çalışmakla beraber aile bireyleri arasında etkileşimi konu edineceğiz.
Başarının göreceli bir konu olduğunu her ailede farklı düzeylerde olabileceğini, her birey veya aile için de bağımsız bir şekilde değerlendirilebileceğini söylememiz gerekiyor. Çünkü her kişi veya her aile farklı boyutlara sahiptir. Bu yüzden bu ailelerin veya kişilerin başarı türü ve başarı oranı doğal olarak farklılık göstermektedir.
Genelde her ailenin kendi koşulları, imkanları, hedefleri ve özel bileşenlerine göre başarı ve saadet peşinde olduğu söylenebilir. Buna rağmen evlilik öncesi bir birini tanıma, düşünsel, inançsal uyumluluk ve eşlerin yakın özelliklere sahip olması, sorumluluk üstlenmeleri, bir birlerine danışmaları, anlaşma ve karşılıklı anlayış gösterme, iyi huylu,şefkatli, saygılı, sabırlı ve uzlaşmacı olmaları başarı oranını doğal olarak arttırmaktadır.
Aileler arasında farklılıklar olsa da ancak başarılı aile özelliklerinden ve kriterlerinden biri de aile üyelerinin gelişmesi ve filizlenmesi için uygun zemini hazırlaması ve onların erdemlere ve saadete doğru hareketini kolaylaştırmasıdır. Aile bireyleri arasındaki olumlu duygusal bağlar ve ilişkiler, aile fertlerinin zorluklarda ve çekilmez günlerde yardımlaşmasına neden olur.
Gerçekte iyi bir aile, duygusal destekleme, aşk, güvenlik ve koruma kaynağıdır. Bu da aile bireylerinin sorunlar ve zorluklardan geçişini daha da kolaylaştıracaktır. İnsanın en önemli boyutları arasında duygusal ve heyecansal boyutu gelir. Duygusal boyutun gelişmesi aslında kişilerin toplumsal ve kişiler arası ilişkilerinin kurulması için zemin hazırlar. Duygusal gelişmenin engellenmesi veya gerçekleşmemesi ise duygusal ve ruhsal sorunlara neden olur.
Ailenin duygusal gelişmesinde en önemli etkenlerden biri de ebeveynin çocukları ile ilişkileridir. Aile içerisinde karı koca arasındaki duygusal bağlar, samimi, şefkat ve sadakat dolu olsa bu tüm aile bireylerini olumlu yönde etkileyecektir. Böyle bir ailede tüm bireyler sağlam ve yapıcı duygusal ilişkiler ve bağlar kuracaklar. Çocuklar bile kendilerini daha iyi tanıma ve yeteneklerini keşfetme şansı bulacaklar. Psikologlar ise ebeveynlerinin veya kardeşlerinin şefkatine, teşvikine ve desteğine mazhar olan çocukların daha sağlam toplumsal bağlar kurabileceklerini düşünüyorlar.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed saa ise bu hususta şöyle buyurmuşlardır: " Çocukları sevin ve onlara sevgi besleyin. "
İmam Sadık as'dan bir başka rivayette ise Hz. Musa as hikayesi ile ilgili şöyle nakledilmektedir: " Musa bin Umran şöyle dedi: " Allahım, hangi amel senin katında daha üstündür?" Allahu Teala buyurdu: " Çocukları sevmek, çünkü onların fıtratını kendimin yeganeliği ve fıtratıma uygun bir şekilde yarattım. "
İşte bu tür rivayetlerden bir çoğu mevcuttur. Bu rivayetlerden ebeveynin önemli görevlerinden birinin de çocuklarına sevgi beslemek ve onlara iyi davranmak olduğunu anlıyoruz.
Bu yüzden bireyleri arasında sıcak ve sevgi dolu bağlar olan bir ailede, uygun bir sağlamlık söz konusu olduğuna ilaveten aile üyeleri de daha neşeli ve zinde bir şekilde sağlam toplumsal ilişkiler kurmaya hazırdırlar. Böyle bir ailede depresyon ve yalnızlaşma gibi birçok duygusal ve ruhsal bozukluğun önüne de geçilmektedir.
Başarılı bir ailenin bir başka kriterlerinden de anne ve babanın üzerine düşeni yapmaları ve asıl rollerini yerine getirmeleridir. Başka bir deyiş ile ne anaerkil ne de ataerkil bir aile söz konusu olmamalı. Tam tersi duygusal boyutları anne üstlenmeli ve iktidar ve liderlik erkek tarafından üstlenmelidir. Ancak bu husus, babanın çocuklarına sevgi beslemeyeceği anlamına gelmiyor. Tam tersi baba, sevgi ve şefkatinin yanı sıra öbür taraftan da ailede iktidar sembolü olarak tanınmalı.
Gerçekte ailede babanın üç temel görevi bulunmaktadır. Geçimin sağlanması, destek ve dayanak olması . Böylece evin babası annenin kararlarının destekçisi konumundadır. Bu konum özellikle de çocukların büyümesi ile daha da önem kazanır. İslam Peygamberi Hz. Muhammed saa'in buyurdukları gibi " Baba sorumludur. O, aile içindeki güvenlik ve güven duygusunu oluşturmakla, çocukların geleceği ve bağımsızlığına zemin hazırlamakla görevlidir. "
Ailede iktidar sembolü bir baba olmazsa o zaman çocuklar da annenin şefkatini suiistimal edebilirler. Bunlara ilaveten anne de daha çok duygusal ve çocukların yetiştirilmesi sorumluluğuna sahiptir. Çünkü çocuklar ile daha fazla vakit geçirir. Anne, çocuklarını kendi uçsuz bucaksız şefkat ve duygu kaynaklarına götürür ve onları sevgisi ve ilgi ile besler. Aslında ebeveyn görevlerini ve bu sorumluluklarını yerine getirmezse, veya tam tersi bir durum yaşanıp anne iktidar sembolü olup baba da duygu kaynağı olursa o zaman çocuklar davranışsal sorunlar ve duygusal bozukluklar yaşayabilirler. Bu açıdan anne ve babanın konumu ve bu konumun sağlamlaşması başarılı ailede önem kazanmaktadır.
Bir diğer taraftan da anne ve baba, çocuklarının kahramanları ve modelleri sayılırlar. Özgüvenli, sorumlu ve liderlik gücüne sahip ebeveynler iyi bir aileyi de yönetebiliyorlar. Anne ve babanın akıllılık, cesaret, yönetme gücü ve şefkati ve sevgisi aileyi güvenli limana taşıyabilir.
Ebeveynler aileyi doğru yöneterek, saygı çerçevelerinde, çocuklarının duygusal boyutunun yanı sıra çocuklarının düşünsel ve bilimsel gelişmesi için de koşulları hazırlarlar.
Başarılı bir ailede, anne ve baba ilk baştan, çocuklarının sorularını dikkatle dinleyip olabildiğince bu soruları cevapsız bırakmamaya çalışırlar. Onlar bu soruları cevaplamakta sorun yaşadıklarında başkalarından yardım isteyip ya da kitaplarda arama yaparak çocuklarına uygun cevabı vermeye çalışırlar. Böyle ebeveynler çocuklarını tam şekilde yetiştirmeye çalışıp sadece onların beslenmesi ve kuşanmasını düşünmezler. Onlar eğitim süresince çocuklarına yardımcı olmaya çalışıp, çocuklarının okulları ve öğretmenleri ile de etkileşim içerisinde olurlar. Böyle anne babalar, çocuklarına kendi bilimsel, sanatsal ve sportif ilgileri ve isteklerini dayatmazlar tam tersi çocuklarının ilgilerine ve isteklerin uyum sağlayarak onların yeteneklerini filizlendirmek yönünde çalışırlar.
Dini inançların, insanın karakterinin oluşmasında çok önemli rol oynaması ve onun tüm fikri özelliklerine ve davranışlarına etki yapması yüzünden, aile, çocuklarının ahlaki ve manevi gelişmesi için de dini kriterlere göre zemin hazırlamalı. Çocukların en başından, dini maarif ve semavi kitaplar ile tanışması, ahlaka riayet edilmesi ve mantıklı davranışlara şahitlik etmesi, dini ahkama ve kurallara önem verilmesini görmesi ve öğrenmesi, sağlam ailelerle ile ilişki kurması, salih olmayan insanlardan uzak tutulması, iyi dostlar ve sınıf ve mahalle arkadaşları edinmesi, dini mekanlarda bulunması ve dini oturumlara katılması, anne baba tarafından yönlendirilmesi gereken hususlardır. Ayrıca ebeveynler, sağlam eğlence imkanları da sağlamalıdır. Bu yüzden aile sağlığını düşünen ebeveynler ara sıra ailenin ruhsal ve manevi zindeliğini korumak için de belli başlı görevlere sahiptiler.
Başarılı ailelerde, bireyler bir birlerini etkileme gücünden haberdardır. Onlar kendi hayatları ve çocuklarının hayatında olumlu gelişmelere vesile olabileceklerini biliyorlar. Onlar, toplumsal beceriler, sorunları çözme ve çocuk yetiştirme becerileri ile ailelerinin gelişmesine yardımcı olabileceklerini biliyorlar.
Ebeveynler, öfkelerini kontrol etmelerinin, eşleri ve çocukları ile iyi konuşmalarının ve onlara iyi davranmalarının hayatlarının düzeyini ne kadar iyileştireceğini biliyorlar. Onlar ayrıca ailelerinin olumlu ve olumsuz yanlarından bir liste hazırlayarak, zaaflarını gidermeye ve olumlu yanları da güçlendirmeye çalışıp böylece gelişmeye yönelik çaba gösterirler. Aile bireylerinin faaliyetlerine değer vermek ve onlara ilgi göstermek de başarılı ailenin bir başka özelliğidir.
Başarılı ve neşeli bir ailenin her bir özelliği önem taşısa da ancak bu özelliklerin hepsi bir biri ile örtüşmektedir. İyi bir ailenin özellikleri, kademeli olarak, aile bireylerinin hepsinin yardımlaşması ve iş birliği ile verimli hale gelir. Bu yüzden sizin aileniz kimi durumlarda zaaf gösteriyorsa siz de umudunuzu kaybetmeyin. Hiç kimse kusursuz değildir. Önemli olan insanların, zafiyetlerini gidermek ve güçlü noktalarını korumak için çaba göstermesidir.