Haziran 08, 2020 06:13 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- söz ve amellerinde başkalarının telkinlerinden etkilenmeme özelliğini ele almak istiyoruz.

Geçen bölümde İmam Humeyni -ks- ülkenin manevi ve yasal alanında en yüksek konumda olduğu halde yasalara ve disipline bağlılık ve emir komuta zincirine uyduğunu ve kendisi ile doğrudan ilişkisi olmayan konulara müdahale etmediğini ve bu davranışı İran İslam Cumhuriyeti yetkililerinin de bu alanda pişkin birer devlet adamı olmalarına vesile olduğunu anlattık.

İmam Humeyni’nin halde yasalara ve disipline bağlılık ve emir komuta zincirine yönelik bağlılığı ayrıca İslam inkılabından sonra kurulan İslam Cumhuriyeti nizamı türlü sorunlar ve çeşitli krizlerle karşılaşmasına rağmen en kısa sürede temellerini pekiştirmesine sebebiyet verdi.

İmam Humeyni’nin -ks- bu özelliğinin önemli sonuçlarından biri, kararlarında ve tepkilerinde kimseden etkilenmemesiydi.

Başta inkılapçı nizamlar olmak üzere tüm siyasi nizamlarda nizamı tehdit eden afetlerden ve tehlikelerden biri, hakimiyette ve devlet erkanlarında önde gelen yetkililerle ilişki kurarak karar sürecini etkilemeye ve ülkenin siyasetlerini ve programlarını kendi çıkarlarına doğru yönlendirmeye çalışan bazı şahsiyetlerin ve grupların lobi faaliyetleridir. Bu şahsiyetler ve gruplar lobi faaliyetleri ile sürekli karar mekanizmalarında yer alanlar başta olmak üzere, yetkilileri tehdit etmek, rüşvet vermek ve zihniyetlerini yönlendirmekle kendi iktisadi, sosyal ve siyasi hedeflerini ve çıkarlarını elde etmeye çalışır.

Kuşkusuz bu şahsiyetlerin ve grupların özellikle hükümetin en üst düzeydeki yetkilileri başta olmak üzere üst düzey yöneticilere ulaşabilmeleri çok önemlidir, zira bu durumda ülkenin karar mekanizmalarını ve alınacak kararları kendi çıkarlarına doğru yönlendirebilirler. Bu durum tüm siyasi nizamlarda söz konusuyken, inkılap sonucu kurulan nizamlarda daha da önemlidir, zira bu nizamlarda eski yasalar ve genelgeler lağvedildiği ve yeni bir siyasi nizamın kurulması ve yeni yasaların çıkarılması yönünde çaba harcandığı için bazı insanların veya grupların çıkarları etkilenebilir, ayrıca nüfuz etmek için de uygun zemin oluşabilir. Ancak İmam Humeyni -ks- bu konunun bilincinde olduğu için bu kesimin nüfuz yolunu kapatmış ve oluşturduğu bazı mekanizmalarla bir yandan toplum ve halk kesimleri ile sürekli irtibatını korumanın yanında söz konusu çıkarcı şahsiyetlerin ve grupların nüfuz yolunu engellemişti.

Üst düzey siyasi liderleri etkileme ve zemini nüfuza açılmasını sağlama yollarından biri, hedef lidere haber boykotu uygulamak veya onu ulaşan haber ve raporları kanalize etmektir. Bu yöntemde üst düzey yetkililer gelişmelerden doğru bilgilere ulaşamadığı için bu kişilerin ve grupların etkisi altında kalır ve böylece bu kesim söz konusu üst düzey yetkilinin yakın çevresi ile lobi ederek kendi çıkarlarına ulaşmaya çalışır. Ancak bu konunun bilincinde olan İmam Humeyni -ks- asla haber ve raporların kanalize edilerek kendisine ulaştırılmasına müsaade etmiyordu.

İmam Humeyni -ks- lobilerin bu yöntemini etkisiz hale getirmek için başvurduğu yollardan biri, haber ve raporları çeşitli kaynaklardan almasıydı. İmam’ın gelini ve yakını Fatıma Tebatebai bu konuda şöyle diyor:

Siyasi bir gelişme yaşandığında biz de katılırdık ve doğal olarak her birimiz farklı bakış açısına sahiptik. Örneğin ister Beni Sadr döneminde ister sonrasında olsun yürüyüşlere katılıyorduk. Eve döndüğümüzde İmam her birimizden ayrı ayrı nasıl geçtiğini soruyordu. Biz de olayları anlatıyorduk. Daha sonraları anladım ki İmam böylece farklı kişilerden farklı noktalarda yaşanan gelişmelerden haberdar oluyordu. İmam böylece hem haberleri ayrı kaynaklardan alıyor, hem de kimin gelişmelere nasıl baktığını öğreniyordu.

İmam Humeyni -ks- gerçi Batılı medya organlarının hedeflerini biliyordu, ama hiç bir zaman bu kaynaklardan haber almayı da ihmal etmiyordu. İmam düzenli olarak başta BBC olmak üzere Batılı çeşitli haber kaynaklarından yararlanıyor ve böylece haber ve raporların kanalize edilerek kendisine ulaşmasına mani oluyor ve sonuçta nüfuz yolunu kapatıyordu.

İmam’ın Nofel Lö Şato’da yakınlarından biri Merziye Hadidçi bu konuda şöyle diyor:

İmam Paris’teyken İran’da düzenli olarak aldığı haberlerin yanı sıra başka ülkelerin Farsça yayımladığı haberleri de dinliyordu. İmam’ın torunu ilgili radyo kanalını açtıktan sonra radyoyu İmam’ın huzuruna götürüyordu ve böylece İmam dünya gelişmelerinden de haberdar oluyordu. Bundan başka bazı kardeşlerimiz de yurt dışında İran hakkında yazan gazetelerde çıkan yazıları çevirip aynı günde İmam’a ulaştırıyordu. İmam da bu haberleri ve raporları titizlikle okuyordu.

Hüccetülislam Mesih Burucerdi de anılarında bu noktaya temas ederek şöyle anlatıyor:

İmam genellikle yabancı radyoları dinlerdi. Necef’te İmam’ın programlarından biri akşam ve yatsı namazları arasında BBC haberlerini dinlemekti. Haber saati akşam ve yatsı namazı saatine denk geldiği zamanlarda da talebelerden ikisinden biri İran haberlerini ve diğeri BBC haberini kayda alıyordu. İmam cemaat namazından döndükten sonra haberleri dinliyordu.

İmam Humeyni -ks- kendisine verilen raporların ve haberlerin kanalize edilmesini engellemek ve doğru haber ve bilgileri elde etmek için hatta İmam üzülmesin diye bazı olumsuz haberleri vermeyenlere tepki gösteriyor ve onlardan her türlü gelişmeyi sansürsüz ve tam olarak kendisine anlatılmasını istiyordu. İmam çevresindekilerden bazılarının bazı haberleri vermemesine gösterdiği tepkide, Ben Lenin veya Stalin miyim ki böyle yapıyorsunuz? şeklinde sitem ediyordu.

İmam’ın yakınlarından İsa Caferi bu konuda şöyle diyor:

İmam sabah ve akşam çıkan gazeteleri huzuruna götürdüğümde dikkatle hepsini gözden geçirirdi. Hş. 1366 yılında bir gün öğleden sonra Ettelaat gazetesini huzuruna götürdüm. İmam gazeteyi titizlikle gözden geçirdikten sonra gazetenin bir yaprağı eksik olduğunu, muhtemelen bu işin içinde bir iş olduğunu ve bu yüzden bu yaprak koparıldığını buyurdu. İmam gazeteden bir başka nüshası satın alınmasını istedi. Gazete alınıp getirildiğinde, İmam’ın düşündüğü doğru olduğunu ve söz konusu yaprak koparıldığını anladık. İmam Ettelaat gazetesinde temsilcisi olan Duai beyi çağırdı ve ona, Neden gerçekleri benden gizliyorsunuz? yoksa ben Lenin veya Stalin miyim? diye sitem etti.

Hüccetülislam Ensari de bu konuda şöyle diyor:

İmam resmi gazetelerden başka birçok sapkın dergiyi de arada sırada gözden geçiriyordu. İmam bu dergiler ülke genelinde bulunan çetelerin ve örgütlerin tutumunu yansıtan iyi bir kaynak olabileceğini söylüyordu ve bu yüzden resmi gazetelerin yanı sıra bu tür dergiler de İmam’a veriliyordu.

Haber ve bilgilerin kanalize edilmesi ve nüfuz ile en etkili mücadele yollarından biri, halkla doğrudan ilişkiyi korumaktır. Siyasi liderler genellikle bir süre sonra halkla ilişkilerini kaybeder ve böylece toplumda olup bitenlerden habersiz kalır.

İmam Humeyni -ks- hem şah rejimi ile mücadele yıllarında ve hem İran İslam Cumhuriyeti lideri olduğu dönemde halkla ilişkisini çeşitli yollardan koruda ve halkın sözlerini ve görüşlerini doğrudan duyuyordu. Bu durum İmam’ın toplumda olup bitenlerden haberdar olmasına vesile oluyordu.

Hüccetülislam Kerrubi, İmam’ın şah rejimi ile mücadele ve bu rejimi devirme sürecinde başarı sırlarından biri, derslerine katılan talebelerinin aracılığı ile halkla irtibatta olmasından ibaret olduğunu belirtiyor.

İmam Humeyni’nin -ks- merhum oğlu Hüccetülislam Ahmet Humeyni de İmam’ın İran İslam Cumhuriyeti nizamının lideri olduğu dönemde halkla teamül yöntemlerinden biri, halkın İmam’a yazdığı mektuplar olduğunu, İmam böylece halkın görüşleri ve eleştirilerinden haberdar olduğun belirtiyor. Bu kanal İmam’la yüz yüze görüşme gibi diğer irtibat kanallarını tamamlayan bir kanaldı.

Hüccetülislam Ahmet Humeyni şöyle devam ediyor:

İmam Humeyni -ks- hatta kendisine hakaret ve saygısızlık yapılan mektupları da isteyerek onları okuyordu. İmam’ın ofisinden gelen mektuplardan bir liste İmam’a sunuluyordu. Her mektubun şikayet, görüşme talebi vesaire başlıklardan biriyle ilgili olduğu belirtiliyordu. Mektupların bir bölümü de hakaret içeren mektuplar olduğu için ofistekiler onları İmam’a sunmak istemiyordu. Ancak İmam şöyle diyor: Böyle olmaz. Bu kadar mektup gelsin de içinde bana küfür eden mektup olmasın. Neden bu mektupları bana söylemiyorsunuz? Bu yüzden bu tür mektuplar da İmam’a rapor ediliyordu.

İmam Humeyni -ks- lobi faaliyetleri ve nüfuzu engellemek için çevresindekilerden olayları ve meseleleri tam olarak anlatmalarını ve sansür yapmamalarını istiyordu. İmam bazen iyi niyetle bazı haberlerin anlatılmadığı durumlarda her şeyin tam anlatılması hatırlatmasında bulunuyordu.

İmam’ın yakınlarından Merziye Hadidçi bu konuda da şöyle diyor:

Irak’a gittiğimde kardeşler yardımcı oldu ve İmam’la görüşme ayarladı. Görüşme iki saat 20 dakika sürdü. Benim için önemli olan nokta, İmam’ın söylediklerimi dikkatle dinlemesiydi. Ben konuşurken İmam sözümün kesilmesini istediğini belirtecek en ufak harekette bulunmadı ve söylediklerimi dikkatle dinledi. Ben hapishanede başıma gelenleri anlatmak istemedim, ancak İmam şöyle buyurdu: Her şeyi anlatın, kadınlara uygulanan işkenceleri ve davranışları da anlatın.